(Azem: Hazar Ergüçlü)
(Burak:Ben Whishaw)
(Deniz:Melisa Şenolsun)
(Alya:Deniz Baysal)14.05.2015. Bugün günlerden perşembe. Okula gitmeyi düşünmüyorum. Büyük ihtimalle kabristan ziyareti yaparız bugün. Dedem öleli tam 1 yıl oldu bugün. Saat sabahın 4'ü ve tek yaptığım gözümü dikip tavanı seyretmek. Düşünüyordum. Aynı anda birçok şeyi düşünüyordum. Dedemi,hastalık olduğunu düşündükleri şeyi,yalnızlığımı... Oda çok karanlıktı. Bir anda yan tarafımda yatan ablama (aramızda 1 yaş olduğu için ona sadece Alya diyorum) bakmak geldi içimden. Baktım. Uyuyordu. Baş ucunda duran komüdinin üstünde bir kitap vardı. Bir anda kitaba takıldım ve gözlerimi alamıyordum. Bu durum git gide sinir bozucu olmaya başladı! Hızla yataktan fırladım. Kitabı aldım ve yere fırlattım. O anda ensemde bi nefes hissettim ve refleksle arkamı döndüm. Yine hiçbir şey yoktu. Dedem öldüğünden beri sanki beni koruyan melek gitmişti. Kendimi korumasız yalnız hissediyordum. Bir de hastalık çıktı başıma. Cumartesi günü gidip öğrenicem neyim olduğunu çatlak doktordan. Bu arada garip bir şey oldu. Ensemde nefesi hissettiğim andan beri sanki 3 gündür uykusuzmuşum gibi bi yorgunluk çöktü üstüme. Gözlerim kapanıyordu. Tam yatağıma gidiyordum ki aralık olan pencereden ezan sesi geldi. Sabah ezanı okunuyordu. Hızla ve anlamsız bir kızgınlıkla kafamı o yöne çevirdim ve sertçe pencereyi kapattım. Bir kızgınlık vardı içimde anlam veremiyordum ama engel de olamıyordum. Bir anda normalleştim ve kendi kendime "Noluyosun Azem kendine gel!" dedim ve yatağa döndüm.
"Azemm! Hadi uyan kızım saat kaç oldu? Neredeyse öğlen ezanı okunacak!" Annem yine formundaydı.
"Abartma istersen anne. Saat sabahın 9'u." Sağol Alya'cım. Çok işe yaradı bunu düzeltmen gerçekten.
Kahretsin ki ufacık bi seste dahi uyanmak gibi berbat bi özelliğim var. "Sana da günaydın anne." dedim sevimsiz ve soğuk bi şekilde. Dedemin yıldönümü dolayısıyla ekstra bi agresiftim bu sabah.
"Azem yine noldu kızım? Bak bugün dedenin yıldönümü. Kabrini ziyaret edecegiz. O seni böyle görmek istemez. Yani en a..."
"Anne yeter! Ya ne saçmalıyosun sen? Neler yaşadığımı bilmiyor musun? Bugün 1 yıl oldu. Sence de acı çekmem normal değil mi? Ne diye üstüme geliyorsun? Beni rahat bırakın tamam mı?"dememle ve kafamı çevirmemle babamı görmem bir oldu. Bana biraz acıyarak bakıyor gibiydi biraz da kızgın. "O benim babamdı kızım. Ben ne yapayım?"dedi çaresizce ve içeri gitti. Bu tartışmayı yaşamak istemezdim ama üzgünüm baba...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALEM-İ CİN : ÖLÜMCÜL İNTİKAM
HorrorBir kaza! Sadece kaza mıdır? Yoksa hayatınıza bedel bir günah mı? Peki kader? O hayatınıza bedel olan günahın,günahsız başka bir hayata da bedel ödetmesine göz yumar mı kader? Hayır mı? Eğer ademoğlunun hırsı ve intikam ateşi işin içine başka alemle...