Ümmü uyanıyordu. Yediği kazık onu muhtemelen yıkmıştı. Ama bu daha hiçbir şey değil. Onu daha beter edeceğimize and içmiştik.
"Ay! Ay amaaan. Başım. Noldu bana?"
"Kafana vazo yedin pislik kadın. Adın her neyse."
Alya sinirliydi haklı olarak. Ümmü gözlerini Burağa çevirdi. Sanırım yaşadıklarını yeni idrak ediyordu.
"Burağım,oğlum. Noluyor burada? Senin bunların yanında ne işin var onlar düşman?"
Korkunç bir kadındı evet. Ama tek nefesle ve kısık sesle konuşunca korkunçluğu ve çirkinliği artıyordu.
"9 ay karnında taşıdın diye oğlun olmam senin! Beni yalanlarla büyüttün sen. Ahmer'i müslüman bi cin gibi anlattın bana. Ben de aptal gibi babamı kahraman bir şey olarak hayal ettim durdum bunca yıl. Kaderimdeki kıza düşman ettin beni. Ailesine,dedesine düşman ettin. Ya nasıl bi anne bile bile oğlunu ölüme gönderir? Dayımı bile bile soktun bu işe. Ve öldürdün onu. Şimdi de ben. Beni çatışmanın ortasına getirdin hedef olarak koydun. Ama biliyo musun? Minnettarım sana anne (!) Sen olmasan,o pis hırsın olmasa belki de ben Azem'i tanıyamayacaktım. Şu haline bak! Herkesi öldürürüm ümidiyle girdiğin savaşta sona geldin Ümmü! Sen kaybettin. Ölüyorsun! "
"Burak,oğlum yapma. Bana nasıl kıyacan? Ananım ben senin oğlum anan! Hadi gel dön hatandan bak bu yılan seni zehirlemiş. Ama merak etme ben seni arındırırım. Gel!"
"Sen git o yalanlarla babamın cinlerini kandır. Ben insanım! İNSAN! Melezliği reddediyorum. Duygularım var benim. "
Ümmü kafasını eğmiş ağlarken bir anda gülmeye başladı. Gitgide yükseliyordu kahkası. Yavaşça kafasını kaldırdı.
"Aptal! Son kez denedim ama yok. İnanmıycan artık belli. Sen istediğin kadar insanım de,insan gibi yaşa. Senin cin yanını kullanıp işimi çoktan hallettim ben. Sizin hayatınızda mutluluk olamaz. Zaten sen bu lanetliye aşık olarak karanlık bir hayatı çoktan seçtin bile. Beni kandırmışmış tuzağa düşürmüşmüş.."
Kahkaları iyice yükseldi. Gidip boğazını sıktım ve devam ettim.
"Kes sesini! Zavallı Ümmü! Sen az önce Burağı bağlamaya mı çalıştın öyle? İyi bak güldük eğlendik ama bitti. Şimdi konuşacaksın! Şimdiye kadar ne halt yediysen anlatacaksın. Ve planlarını da! Bizimle ilgili o kafanda neler varsa anlatacaksın! "
"Anlatmazsam? "
Devreye Adem Hoca girdi:
"Anlatmazsan Allah'a yemin olsun bildiğim en acılı işkenceleri senin üzerinde uygularım!"
Ümmü yutkundu ve ardından devam etti:
"Size herşeyi anlatsam beni bırakır mısınız? Artık ben de yoruldum. Ölüme hazırlanmak istiyorum. Bıktım bu intikam hırsından yıllardır.."
Adem Hoca:
"Sen hele bi adım at biz sana tabiki yardımcı oluruz!"
Ümmü ağlamaklı bir ses tonuyla devam etti
"Tövbe de ederim dimi?"
"Evet,elbette!" diye karşılık verdi Adem Hoca. Ve o an Ümmü yine o çirkin kahkahasını attı. İğrenç bi insandı! İnsan değil hatta şeytan. Dayanamadım ve suratına sert bi tokat attım.
"Allah belanı versin!"
"Aptallar. İşte bu yüzden çevremde insan istemedim. Duygularınızın gardiyanlık yaptığı bedenlerinizde hapsolmuşsunuz. En başınızda da kalp diye bi müdür var. O emrediyor,gardiyanlarınız da size yaptırıyor. Doğru yanlış seçemiyorsunuz. Aptallar!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALEM-İ CİN : ÖLÜMCÜL İNTİKAM
TerrorBir kaza! Sadece kaza mıdır? Yoksa hayatınıza bedel bir günah mı? Peki kader? O hayatınıza bedel olan günahın,günahsız başka bir hayata da bedel ödetmesine göz yumar mı kader? Hayır mı? Eğer ademoğlunun hırsı ve intikam ateşi işin içine başka alemle...