Sparks Fly | bölüm 16 ♣

985 61 23
                                    

Bu bölümü çok uzun yazmıştım ama sıkılacağınızı düşündüğüm için ikiye böldüm, hadi iyi okumalaaar :D

♡♥♥♡♥♥♡♥♥♡♥♥♡♥♥♡♥♥♡♥♥♡

Günlerdir -tam bir hafta- Taylor, ortada yoktu. Harika, şimdide bir kayıpla uğraşıyordum. Taylor'ın babası, oğlunu çok merak ettiği ve yalnız kalmak istemediği için bizde kalıyordu. Beni her görüşünde bana suçlayıcı bakışlarıda cabasıydı.

Lindsay, gitmişti. Gideli onunda bir hafta oluyordu.

Tamamen yalnızdım yani.

Okula gitmek için evden çıkarken, kellan önümü kesti (?)

"Seninle bir konu hakkında konuşmak istiyorum, Emily?"

"Sizi dinliyorum?"

"Taylor'la yakın gibiydiniz. O gün Giggle's Bar'a giderken ne oldu? Gerçek neden?"

Birden kalbim hızlanmıştı sanki. Neyin peşindeydi bu adam.

"Size anlattığım şeyler oldu." dedim, kekeleyerek.

"Taylor, annesinin ölümünden sonra değişti. Hemde çok. Eskiden diş telleri, gözlükleri ve matematik testlerinden başka hiç bir şeyi yoktu. Daha sonra diş tellerini kaslar, test kitabınıda kızlar aldı."

Sözünü keserek "Bunları bana neden anlatıyorsunuz?" dedim. Bana vicdan azabı falan mı çektirmek istiyordu?

"Lütfen sözümü kesme." dedi ve beni salona çekiştirdi. Koltuğa karşılıklı oturduğumuzda tekrar devam etti. "Kızlardan sanki intikam alıyordu. Kızları bir mal olarak görüyordu. Ve onun arkasını toplamakta bana düşüyordu. Kızlar. Hatalar. Ve... sonuçlar." bu adam korkutucuydu. "O, her hata yaptığında ortadan kaybolurdu. Ve..." yutkundu ve göz yaşını sildi. "Onu son buluşumda uyuşturucu komasına girmişti." birden hıçkırmaya başladı. Onun yanına oturup onu teselli etmeye çalıştım. "Onu bulacağım. Söz veriyorum." dedim ve evden hızla çıktım.

Okulda, yemek vaktinde sonunda George'u yakaladım. Ondan yardım istemeliydim.Taylor'ı bulmak için.

"Selam." diye başladım söze.

"Benden bir şey isteyecek gibi gözüküyorsun." bu kadar yabancıydık şu an işte. "Hayır!" yutkundum. "Aslında evet."

Dudaklarını kıvırdı. "Ne istiyorsun peki?"

Aslında seni. Boğazımı temizledim ve "Şey. Taylor kayıp ve babası perişan. Onu bulmama yardım et. Lütfen?"

Biraz düşündü ilk başta. Sonra kötü bir gülümseme takındı ve "Sana yardım edersem, ne istersem yapacakmısın?" dedi.

Ah! Bu halde bile bir şey istiyebiliyordu. "Ne istiyorsun peki?"

George gülümesi ve "Masum bir şey değil." demekle yetindi.

"Bak." diye söze başladım, bitkince. "Onu bulmalıyım çünkü benim yüzümden kayıp ve tamam. Ne istersen yapacağım. Yeter ki bana yardım et. Tek başına onu arayacak gücüm yok."

Elini, omzuma koydu ve şefkatle "Pekala." dedi. "Ama önce olanları baştan sona bana anlatacaksın."

Ona olanları baştan sona eksiksizce anlattım ve ilk kez yaptığım bir şey yapıp okuldan kaçtım.

"Arabasız onu arayamayız. Otobüsde bize zaman kaybettirir." George, haklıydı. O an aklıma Sawyer geldi. Onun ceketini giyiyordum ve elimi cebine attığımda cebinden bir kart çıktı.

Sparks FlyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin