13-Yalan

269 27 7
                                    

🎀Arladaşlar kusura bakmayın bölüm biraz geç geldi. Olayları daha iyi kavramanız için bu bölümü yazdım. İyi okumalar🎀

Bu arada arkadaşlar 'Toz Pembe' adında bir hikayeye başladım. Kütüphanenize ekleyin ve takipte kalın. Harika bir hikaye geliyor.




Bir yıl önce...

Deniz'den,

Kahverenginin en güzel tonundaki gözleri ısrarcı bakışlarla bana bakıyordu. Ona kıyamadığımı biliyordu. En tatlı bakışları eşliğinde yumuşamamı bekliyordu. Sert ifademi hala koruyordum. Böyle bir şeye olumlu bakacağımı nasıl düşünebilirdi? Henüz çok küçüktü ve pişman olacağı şeyler yapabilirdi. Herkesi kendi kadar masum sanıyordu. Şimdi ise onu korumaya çalıştığım için bana kızıyordu.


"Abi o çok iyi biri. Onu tanıdıktan sonra bu söylediklerinden dolayı pişman olacaksın." Derya çok emindi. İki gündür konuştuğu bir çocuk için beni karşısına alıyordu. O çocukla konuşuyor olması bile beni deli ediyordu. Benim kardeşim kim olduğunu bilmediğim bir herife aşık olmuştu.

"Bak Derya, sen erkek düşüncesini bilmiyorsun. Senin duyguların bahsettiğin gibi gerçek ve masum olabilir ama karşındaki kişiye bu kadar güvenme. Ayrıca senin daha yaşın kaç?" Artık bağırıyordum. Yumuşamamı bekliyordu ama bende en ufak bir yumuşama bile görmemişti. Morali bozulmuştu. Benim tanıdığım kardeşim az sonra ağlamaya başlayacaktı. Gözyaşlarına dayanamadığımı da biliyordu ama bu konuda taviz vermeyecektim.

"Annemler İtalya'ya gittiğinden beri beni kısıtlıyorsun. Yeter artık kendini babam falan mı sanıyorsun?" Sinirden gözlerim dolmuştu. Bu kızı bir türlü anlamıyordum. Ben onu korumaya çalışıyordum. Derya hanım ise piçin teki için abisini karşına alıp resmen azarlıyordu. Ben sadece onu düşünüyordum. Onun geleceği için ona kızıyordum. Dolmuş gözlerini gözlerimden ayırmıyordu. Her an ağlayabilirdi.


"Derya neden anlamıyorsun, her şeyin bir zamanı var. Daha çok küçüksün. Mantıklı düşünemiyorsun." Onu kırmamaya çalışıyordum. Sinirimi bastırmaya çalışıyordum. Ona kötü bir şey söylemekten korkuyordum. Ses tonumu alçaltarak cümlelerimi söylemiştim. Bu yaşta sevgili işlerine girmesine izin vermeyecektim ama bir yandan da bunu güzellikle anlatmaya çalışıyordum.



"Bak abi, Buğra senin sandığın gibi bir çocuk değil. O çok iyi biri ve beni seviyor. Evet, beni seviyor. Bunu gözlerinde fazlasıyla görebiliyorum. Sana söz veriyorum yanlış bir şey yapmayacağım." Derya'nın ikna çabaları sürüyordu ama ikna olmayacaktım. Şimdilik bu konuyu geçiştirip Buğra denen çocuğu araştıracaktım. Kardeşim için en iyisini ve en doğrusunu istiyordum.


"Neyse, şimdilik bu konu akşam tekrar açılmak üzere burda kapansın. Şimdi doğru okula gidiyorsun. Ben de şirkete uğrayıp geleceğim. On beş dakika sonra amcama okulda olup olmadığını soracağım, ona göre." Üstünden büyük bir yük kalkmış gibi rahatlamıştı. Kafasını olumlu anlamda sallayarak çantasını yerden alıp sırtına attı. Biraz bekleyip yanağıma bir öpücük kondurduktan sonra evden ayrıldı.



Derya benim her şeyimdi. Hayatımdaki en önemli insandı. Her şeyden önce korumam gereken tek insandı. Dolayısıyla attığı her adıma karışıyordum ama Derya bundan rahatsız oluyordu. Henüz on altı yaşındaydı, beni anlamasını beklemiyordum. Onun üzülmemesi için elimden gelen her şeyi yapıyordum ama annem ve babamın yokluğunu hissettirmemek adına elimden bir şey gelmiyordu. Annem ve babam iş dolayısıyla İtalya'da yaşıyorlardı. Aslında bizde onlarla beraber yaşayacaktık ama Derya Türkiye'den ayrılmak istemiyordu. Hem arkadaşlarını bırakmak istemediği için hem de dil konusunda zorluk çekeceğini bildiği için İtalya'ya gitmeyi reddetmişti. Annem de Derya'yı kırmayıp beni de yanında bırakmıştı. Babam önemli bir iş adamıydı, annem ise babamın yanında çalışıyordu. Derya onlar yanımızda olmadığı için üzülüyordu ama bunun kendi seçimi olduğunun da farkındaydı.





Katilin Aşkı #wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin