14-Aşk

348 24 12
                                    

🎀Yeni bölüm ile karşınızdayım. Biraz Deniz ve Kumsal sahneleri görelim artık.😉 İyi okumalar.🎀


Gözümün önünde kayıp giden hayatlar, en yakınlarımın duygularının kullanılması, insanlara karşı oynanan ve dahil olduğum oyunlar beni iyice yıpratmıştı. Tek derdim arkadaşlarımın zarar görmeden bu oyunun son bulmasıydı. Artık dayanamıyordum, insanları son derece üzecek olan bu oyunların bir an önce bitmesini istiyordum.



Deniz'i yaklaşık iki haftadır görmüyordum. Bade onun için endişeleniyordu. Aslında ben de endişeleniyordum. Deniz bende çok başka duygular uyandırıyordu, içimde olup bitenleri ben bile çözemiyordum. Bir yandan ondan nefret ederken diğer bir yandan içimde ona karşı olumlu duygular uyanıyordu. Kendime ben bile anlam veremiyordum.



Bir Cumartesi sabahıydı. Bade erken kalktığı için kahvaltıyı erken hazırlamıştı. Sanırım Deniz'i düşündüğü için uyuyamıyordu. Bu durum bana çok garip geliyordu. Kahvaltıyı yaptıktan sonra odalarımıza dağılmıştık. Penceremden dışarıyı izliyordum. Gökyüzünde siyah bulutlar vardı, büyük ihtimalle yağmur yağacaktı. Bulutlara baktıkça mutlu oluyordum, bana yağmuru haberdar ediyorlardı.



Kapı zilini duymamla bütün dikkatim dağılmıştı. Oturduğum yerden kalkarak kapıya yöneldim. Kapının oradan sesler geliyordu, sanırım Bade kapıyı açmıştı. Kapıya ulaştığımda gördüğüm manzara karşısında kalbimden bir şeyler kopmuştu. Bade kollarını Deniz'in boynuna dolamıştı, Deniz'in tek kolu Bade'nin belini sarmıştı. Deniz gözlerini bana çevirdiğinde gözlerinde endişe olduğu gördüm. Dolmuş gözlerimi Deniz'den saklamak için arkamı dönüp odama ilerledim. Bir yandan onu gördüğüm için sevinmiştim ama bir yandan da Bade'ye sarıldığı için üzülmüştüm. Daha çok Bade ona sarılmış gibi görünüyordu. Kalbim çok hızlı atıyordu. Yaşadığım yalnızlık hissi ürpermeme neden olmuştu. Deniz'in Bade ile yakın olması beni neden bu kadar üzüyordu?




Kafamı dağıtmak için müzik dinlemeye karar vermiştim. Kulaklığımı takıp şarkı seçmeye başladım. Şarkı seçemiyordum, hiçbirini dinlemek istemiyordum. Aklım tamamıyla Deniz ve Bade'deydi. İçim acıyordu. Sanki vücuduma iğne batıyordu. Çok huzursuzdum. Kulaklarıma dolan yağmur sesi beni biraz rahatlatmıştı. Gözlerimi kapatarak beş dakika boyunca öylece bekledim. Daha fazla bu evde olmaya katlanamazdım. Dolabıma yönelerek siyah yağmurluğumu aldım. Altımda siyah bir kot pantolon üstümde ise lacivert bir body vardı. Yağmurluğumu üzerime geçirdikten sonra dolabımın alt çekmecesinden çıkardığım asker botlarımı giydim. Anahtarımı ve telefonumu yanıma alarak odamdan ayrıldım. Yavaş ve sessiz adımlarla salonda yürüyordum. Kapıya ulaşmak üzereydim. Oturma odasının yanından geçerken şöyle bir içeri baktım. O an içimde tarif edilemeyen bir acı yaşamıştım. Bu sefer gözlerim dolmakla kalmamış yanaklarımdan yaşlar dökülüyorlardı. Deniz ve Bade öpüşüyordu. Vücudumu kaplayan ateş her bir zerremi yakıyordu. Hıçkıracağımı bildiğim için hemen kapıya doğru yöneldim. Hızla kapıyı açıp evden çıktım. Kapıyı kapattığımda yüksek bir ses çıkmıştı. Asansörü unutup koşarak merdivenlerden aşağı inmeye başladım. Gözyaşlarımın belli olmaması için biraz önce yağmura karışmak istiyordum. Her zamanki gibi saklanmak istiyordum.




Sitenin kapısını açıp hızla koşmaya başladım. Nereye doğru koştuğumu bilmiyordum, sadece buradan uzaklaşmak istiyordum. Beş dakika kadar koştuktan sonra durmuştum. Hala ağlıyordum. Neden bu kadar canım yanıyordu? Neden Deniz'in her hareketi canımı yakıyordu? Onu düşünmek istemiyordum ama aklımdan çıkmıyordu. Bana böyle ne yapmıştı? Galiba ben... Hayır, böyle bir şey olamaz, imkansız ve saçmalık. Gözlerimi kapatıp yüzümü yukarı kaldırdım. Yağmur damlaları yüzümü okşuyordu. Bu beni rahatlatıyordu ama içimdeki acı dinmiyordu. O sahne gözümün önünden gitmiyordu.


Katilin Aşkı #wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin