Geçmişe Kısa Bir Yolculuk

94 2 0
                                    

Sabah topuklu ayakkabının zeminde çıkardığı o sesle birlikte uyanmıştım.Hımm tamam,sanırım o kadar da sabah değildi.Şu verdikleri ilaç yüzünden saatlerdir uyuyor olmalıydım.Uyandığımı görünce bir hemşire yanıma geldi ve beni kontrol etti.Nasıl olduğumu sormuştu.Açıkçası bugun dün geceye göre çok daha iyi hissediyordum ve bir an önce hastaneden çıkmak istiyordum.Oldum olası aram iyi olmamıştı zaten onlarla.Her tarafında acı çeken insanlar vardı ve bence hüzünlü,sıkıntılı,iğrenç,garip bir yerdi orası.Ayy bir de o kokusu vardı tabi ki.Asla ne olduğunu tam olarak çözemediğim o hastane kokusu...Tamam,biraz abartıyor olabilirim ama ne yapabilirim hastaneleri sevmiyorum işte!Herneyse sanırım hastanelere karşı olan bu antipatimi hemşire de fark etmiş ve birtakım kontroller yapması gerektiğini ondan sonra taburcu olabileceğimi söylemişti.Nitekim öyle de olmuştu.Saat beşi bulmadan kendimi James in arabasında eve giderken bulmuştum.Yol boyunca hiç konuşmamıştık ona çok da baskı yapmak istemiyordum.Zaten elinde sonunda her şeyi anlatacaktı.James eve gelene kadar bana çok yardımcı olmuş hatta kaşla göz arasında bana bir hasta yatağı bile yapmıştı!-Ahh,bunu gerçekten de yapmıştı.-Ancak benim istediğim tek şey bir an önce bir duş almaktı.O hastane kokusu sadece kıyafetlerime değil vücuduma da sinmiş gibi hissediyordum.Benim için bir sorun yoktu.Ancak yumuşak bir ses tonuyla James e beni banyoya götürmesini rica ettiğimde evde kıyamet kopmuştu!Neymiş efendim,hastaymışmışım da banyo yapamazmışım da,kayıp düşermişim de...Zırvalık dedim.Ben kendimi bilmiyor muydum?Bir duş alabilirdim herhalde.İyi hissediyordum kendimi.Ne diye anlamamakta bu kadar ısrar ediyordu ki bu kokudan kurtulmalıydım bu kadar basitti!Bu konuda çok hararetli bir şekilde James çıkıyordum.James madem bu kadar istiyorsun bari kızlardan birini ara da gelip sana yardım etsinler dediğinde ona şok içinde baktım.Ciddi miydi?Evet,gayet ciddi görünüyordu.Yanlış anlamayın bunun kızlarla bir alakası yoktu ama tanrı aşkına ben yatalak hasta falan değildim ki banyo yapamayacaktım.Oldu olcak sen gel sen yıka beni derken buldum kendimi.Tamam,sadece bir şakaydı ve düşünmeden söylenmişti ancak'birilerinin'bunu hiç de şaka olarak anlamadığı belli oluyordu.Yüzünden birkaç farklı ifade geçtikten sonra James tek kaşını kaldırarak Neden olmasın?demişti.En...En'iyisi'bu olurdu.Ve yüzünde pis bir sırıtış oluşmuştu.Bunun üzerine ona ağzını açma fırsatını vermeden kapıyı suratına kapamış ve banyoya geçmiştim.Arkamdan söylenişini duyuyordum ama umrumda değildi.Kendimi sıcak suya bırakmıştım.Çok güzeldi...Hasta olduğumdan mıydı yoksa o'birilerine'inat olsun mu diye bilmiyorum ama hiç olmadığım kadar uzun süre kalmıştım duşta.....

Duş olayını da hallettikten sonra.Üstümü giyinmiş ve bir savaş kazanmış edasıyla salona doğru yürümüştüm.Bunu görünce James yüzünü buruşturmuş ben de ona dil çıkarmıştım.Ancak yine de şansımı fazla zorlamamam gerektiğini biliyordum o yüzden onunda yardımıyla hasta yatağıma oturmuştum.Evet,dedim sanırım şu bana anatacağın şeyleri duymanın tam vakti ha ne dersin?

Bir nefes aldı ve tamam  dedi.Ne kadarını hatırlıyorsun?Ona bayılmamın öncesinde ve sonrasında gördüğüm şeylerden bahsettim.Bir de beni ilk bulduğunda gördüklerimden...Kafasını salladı ve tamam dedi.Şeyy senin de o anılarında gördüğün gibi seninle tanıştığımda daha bir çocuktum.Ailemle birlikte yeni taşınmıştık ve mahallede herkes seni ve anneni konuşuyordu.Yani,annenin intihar edişini...Her kafadan bir ses çıkıyor,herkes ayrı bir teori üretiyordu.İnsanlar konuşmaları sırasında sana acıdıklarından,yaşadığın şeyleri bir çocuğun kaldıramayacağından falan bahsediyordu.O konuşmaları duyduktan sonra daha da meraklanmıştım ve içimde senle tanışma isteği yükselmişti.Seni birkaç kere kalabalık içerisinde görmüştüm.Herkes yanına geliyor ve kendince teselli edici bir şeyler söylemeye çalışıyordu ancak sen hiçbir tepki vermiyordun.Donup kalmıştın sanki!Ağlamıyordun.Ne cenazede ne de sonrasında kimse seni gözünden bir damla yaş akarken görmemişti.Ancak ben bir gün rastgele etrafı dolaşırken kulağıma birkaç ses gelmesi üzerine yüksek bir duvarın üzerine oturup ayaklarını sarkıtmış bir şekilde seni bulmuştum.Ağlıyordun..Bütün cesaretimi toplamış ve kendimi tanıtmıştım.Zamanla birbirimizi tanıdıkça her işi birlikte yapar,her yere birlikte gider olmuştuk.Ben sana karşı güçlü bir korumacı tavır takınıyordum.Ancak senin durumun gittikçe kötüleşiyordu.Her gece kabuslar görüyordun ve ben de dahil olmak üzere kimseyle konuşmamaya başlamıştın bütün gün kıpkırmızı gözlerinle ortalıkta zombi gibi dolaşıyordun.Bu halinden en çok etkilenen kişi büyük annen olmuştu.Seni öyle görmeye dayanamıyordu.Artık ne doğru düzgün uyuyabilir ne de yemek yiyebilir bir hale gelmiştin.Öyle ki bir kaç kez baygınlık bile geçirmiştin.Hepimiz eğer böyle giderse öleceğini düşünmeye başlamıştık.Geceleri çığlıkların hiç kesilmiyordu..Ta ki büyük annenin koşarak eve gelip bir çare bulduğunu söylediği o güne kadar.Büyük annen seni elinden tutmuş ve geldiği gibi koşturarak evden çıkmıştı.Seni bırakmaya gönlüm el vermediği için sizi takip etmiştim.Yol boyunca sana bütün bunların geçeceğini söylemişti.En sonunda küçük,ilginç bir yere gelmiştiniz.Bir ara büyük annenl büyük babanın tartıştığını duymuştum.En sonunda büyük baban bunun hiçbir faydası olmayacağını söyleyerek gitmişti.Büyük annen ise yanına seni de alıp içeri girmişti.Saatler boyunca dışarıda çıkmanızı beklemiştim.İçeriden ne bir ses geliyordu,ne de bir hareket belirtisi.Saatler sonra dışarı çıktığınızda büyük annenin elini tutmuştun ve boş boş etrafa bakıyordun.Büyük annen ise bir kişinin elini sıkıp ona teşekkür ediyordu.Koşarak senin yanına gelmiş ve omzuna dokunarak nasılsın Katy diye sormuştum.Sen ise uzun uzun bana bakmış en sonunda ise kaşlarını çatarak beni tanımadığını söylemiştin.Büyük annen hemen yetişmiş ve seni benden kaçırırcasına hızla yürümeye başlamıştı.Arkanızdan bakakalmıştım.Uzun bir süre daha orada kalmıştım.Neler olduğunu aklım almıyordu.Nasıl'beni'tanımazdın?Çok sonraları aklıma gelmiş gidip o küçük dairenin kapısının önüne dikilmiştim kapının üstünde bir isim yazılıydı.Çocuk aklımala bile bana o kadar saçma gelmişti ki bugün hala aklımdadır.ADAM-RA yazıyordu.MEDYUM ADAM-RA....

FIRTINAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin