Ben Neymişim...

84 3 1
                                    

       JAMES İN AĞZINDAN

Hastanede kendimi kaybetmiş bir şekilde dolanıyordum.Her şeyi görüyor,işitiyor ancak nasıl oluyorsa bir türlü algılayamıyor,etrafımda neler gerçekleştiğini kavrayamıyordum.Neden benim için bu kadar önemliydi ki?Neden geçen yıllar içinde onu aklımdan atıp kendi yolumu çizmek varken gözlerimi her kapatışımda onun gözlerini görmüştüm ki?Neden?..Şimdi onun yanından dönüyordum.Onunla konuşmak beni yormuştu.Tabi buna konuşmak denirse...Tek yapabildiğim ismini sayıklayıp durmak ve lütfen demekti.Ben de hastaların baygınken konuşulanları duyabileceklerine inananların tarafındaydım o yüzden bunun bir faydası olmasını'ummuştum'.Belki de ondan benimle kalacağını belirten bir hareket görmek istemiştim ancak hiçbir şey olmamıştı...Hayır,dedim kendi kendime.Ölemez,ölmemeli.Daha çok genç.Hem daha onunla yapmak istediğim o kadar çok şey vardı ki!I Onunla gezmeli,dolaşmalı kavga etmeliydim.Her erkeğin yaptığı gibi farkında olmadan bir 'öküzlük'yapmalı sonrasında da kendimi nasıl affetireceğimi kara kara düşünmeliydim.En ciddi olmaya çalıştığı anda bir şebeklik yapmalı ve onu güldürmeliydim.Kahkahasını daha çok duymalıydım.Yüzüne daha çok bakmalı,kokusunu daha çok içime çekmeli...Kahretsin!Ne ara bu kadar romantik olmuştum ki ben! Kendi kendime acaba Katy bu söylediklerimi duysaydı ne derdi diye düşündüm.Muhtemelen kahkahayı basardı ve ben duramaz yine odunca bir şeyler söylerdim ve o da...Ama 've'si yoktu ki!O şu an yanımda değildi.Hastanede bilmem kaçıncı katta binlerce makine arasında benden çok uzaktaydı.Kendimi sonunda dışarı atmayı başarabilmiştim.Ağlamayacaktım.Ben ağlamazdım zaten.Hem..ağlamamı gerektirecek bir sebepte yoktu ki.O yaşıyordu sonuçta değil mi? Bu düşüncelerle belki de kendimi kandırıyordum emin değildim ama umrumda değildi.En azından böyle düşünmek biraz daha iyi hissetmemi sağlıyordu.Ayrıca,evet belki de yine'ah,şu erkekler...'diye düşüneceksiniz ama ben gerçekten ağlamazdım.Yanlış anlamayın şu sert çocuk havalarından filan değil sadece....ah,tamam belki birazcık o yüzden olabilir.Herneyse şu halime baksanıza bir deli gibi kendi kendime konuşmadığım eksikti.Durumumun hiç de iyi olmadığının farkındaydım.Belki şu an bir bara gelmiş olmam bu durumu daha da beter bir hale getirecekti ama umrumda değildi.Nasıl bekleyebilirdim ki!Barmenden bana bir içki getirmesini istemiştim.Ne olduğu önemli değildi.Acımı biraz azaltsın diye,unutabileyim diye içiyordum....Kaçıncı bardak olduğundan emin değildim ama sanırım işe yaramaya anca 10-15.bardaktan sonra başlamıştı.Şu unutabilme işi yani...

                Bir kahkaha attım önümdeki bardak yığınına bakarak.O kadar sarhoş olmuştum ki etrafımı bile bulanık görmeye başlamıştım.Alın size olmaması gereken bir şey daha!Ben ne kadar içersem içeyim 'asla'sarhoş olmazdım.Bu da yanlıştı ama açıkçası şu an pek de umrumda değildi.Nasıl başardım bilmiyorum ama o bardan çıkıp gecenin bir yarısında eve gelebilmiştim.Midemde ne kaldıysa çıkarmış ve yatağa yığılmıştım.Ne kadar da  acınası bir haldeydim!Yine de buna değer diye düşündüm.Çünkü gözümü kapatmamla birlikte 'o' karşıma çıkıvermişti.Küçük James ve Katy birlikte oyun oynuyorlardı.Güzel bir tabloydu doğrusu....

                      Bir rüyada gibiydim ve ne diyeceğimi bilmiyordum.İçimden acaba önceden'Eğer bir gün ölen annemle karşılaşırsam soracaklarım..'şeklinde bir liste mi hazırlamalıydım diye geçirdim.İçimdeki o kendini fazla beğenmiş Katy saçmalama seni aptal dedi dudaklarını büzerek.Kapa çeneni dedim zaten derdim azmış gibi bir de onla uğraşıyordum.Evet,bir kendi kendimle tartışmadığım kalmıştı o da olmuştu doğrusu!Ne kadar zaman geçtiğini bilmiyordum ancak annemle karşılaştığımızdan beri gerçekten konuşmamız gereken konular hariç neredeyse her şey hakkında konuşmuştuk.İlk başlarda bu rahatlatıcı gelmişti sonuçta annemle normal konular hakkında normal bir şekilde konuşuyorduk ve bu daha önce hiç tatmadığım güzel bir histi.Ancak artık sabırsızlanmaya başlamıştım.Bu yaşıma gelene kadar en nefret ettiğim şey belirsizlik olmuştu.Evet,her zaman biraz fazla meraklı olmuştum ve bu son birkaç ayda olanlar bu meraklı yapıma hiç de uygun değildi.En sonunda dayanamamış ve 'anne sanırım artık bana anlatacağın şu gerçekleri anlatmalısın'derken buldum kendimi.Sonunda tam anlamıyla düzgün bir cevap alabileceğim için sabırsızlanıyordum.Kafam o kadar karışıkti ki!Şimdiye kadar olanları olayları yeniden zihnimde canlandırdım.James in bana anlattıklarını,büyük annemle babamın konuşmasını,babamın bana tiksintiyle bakıp artık onun kızı olmadığımı söylemesini,ADAM-RA yı...Niyeyse bu ADAM-RA denen adamın hayatımda önemli bir rolü olduğunu düşünüyordum o yüzden ilk soru sorma hakkımı bu yönde kullandım.

-Geçmişte yaşadıklarımı hatırlamamam...Bunun sebebi şu ADAM-RA değil mi?Büyük annem beni ona götürmüş ve bana her ne yaptıysa yeniden doğmuş gibi yaşadıklarımla ilgili hiçbir şeyi hatırlamamaya başlamışım.Bir noktadan sonra soru sormaktan çıkıp kendi kendime bir tespit yapar gibi konuşmaya devam etmiştim:Evet,elbette.Bu yüzden babam bana öyle davranmış olmalı.Nasıl olduysa ADAM-RA nın bende bir şeyleri değiştirdiğini anlamış olmalı...dedim ve anneme baktım.Bakışlarını yere eğmişti ve rüzgarda saçları dalgalanıyordu.-Tabi bu bir rüzgarsa!Büyük bir ihtimalle olduğumuz tek yer benim zihnimdi ve her şeyde olduğu gibi bu rüzgarda zihnimin bir ürünüydü.-Kafasını kaldırdı.Dudaklarını birbirine bastırmıştı ve uzaklara bakıyordu.En sonunda yüzünü bana çevirdi.Bir nefes aldı ve yine o gülümsemesini takındı-bu gülümsemeyi seviyordum-güzel bir teori...dedi ancak yanlış bir teori diye devam etti.Kaçırdığın bir şey var güzel kızım dedi.Büyük bir şey...ADAM-RA nın sana olanlarla ilgisi olduğu doğru ancak hatıralarını hatırlayamamanın sebebi o değil.Doğru bir tabir mi bilmiyorum ancak'hafızanı silen'de o değil.Bunu yapan ve 'yapabilecek' tek bir kişi vardı o da sendin.Hatıralarını yok eden kendindin...

                           Evet,itiraf ediyim ne kadar kendimi karşılacağım şeylere,öğreneceklerime hazırlamaya çalışsam da bunu beklemiyordum!Vay be,ben neymişim falan diye düşünürdüm normalde.Her şeyi dalgaya vurma gibi bir huyum olduğunu zaten biliyorsunuz..Ancak elbette o an düşündüğüm şey bu olmamıştı.'Ben' mi demiştim inanamayan bir ses tonuyla.'Ben' böyle bir şeyi'kendime'nasıl yapabilirdim ki?Bir süre durmuş ve bir nefes aldıktan sora devam et lütfen demiştim.Bir karara varmam bekleniyorsa önce hikayenin tamamını dinlemeliydim değil mi?...

FIRTINAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin