Yolculuk...

94 3 0
                                    

İlk düşündüğüm şey 'bu da ne şimdi?'olmuştu.Rüya mı görüyordum yoksa?Daha sonra aklıma gelmeye başladı.Bir kaza geçirmiş olmalıydım.En son hissetiğim şeyi; o güçlü duyguları hatırladım.Hırsı,çaresizliği,nefreti.. Yoksa...ölmüş müydüm??Yanımda duran kadına baktım.Anneme..Aynı hayallerimdeki gibi görünüyordu.Ne kadar da genç..demekten alamadım kendimi ne kadar da güzel...Elbette diye cevapladı zihnimden bir ses beni.Unuttun mu o öldü.ÖLDÜ!Elbette öldüğü zamanki gibi görünecek.Yaşlanmak için vakti olmadı ki! Bu düşüncelerden çıkmam içinse onun tek bir dokunuşu yeterli olmuştu.Saçlarımı okşuyordu.Gülümsemesiyle birlikte yüzü aydınlandı ve hoş geldin kızım dedi.Görüşmeyeli uzun zaman olmuştu seni çok özlemişim dedi ve gülümsedi.Bu gülümsemenin garip bir şekilde bana ne kadar tanıdık geldiğini fark ettim.Sahte değildi ve bana gerçekten de uzun süredir böyle bir tebessüme ihtiyacım olduğunu hissettirmişti.Kendimi hiç olmadığım kadar güvende ve mutlu hissediyordum.Ancak yine de zihnimden bazı soruların geçmesine engel olamıyordum.Annem tekrar saçlarımı okşadı ve korkma dedi.Çok yumuşak ve rahatlatıcı bir ses tonu vardı.Ben...diye sordum.Ben öldüm mü,anne?O ise cevap sessiz kalmayı tercih etmişti.Neden soracak bu kadar sorum olmasına rağmen insanlar bana bir türlü cevap vermiyordu ki?İnanın bana bu çok sinir bozucu bir durumdu.Bir süre ikimizde sessiz bir şekilde durduk.Ne düşündüğünü asla öğrenemeyecek olsam da çok uzaklara dalmış gibi görünüyordu,annem.Birden kafasını kaldırdı gözlerini gözlerime dikerek duyuyor musun diye sordu.Hayır diye cevapladım huzursuzca hiçbir şey duyduğum yok..Gülümsedi ve dinle dedi, odaklan.Öfleyerek de olsa dediğini yapmaya çalıştım ve bir süre sonra gerçekten de bazı sesler duymaya başladım.O kadar karışıktı ki kelimeleri ayırt edemiyordum ancak binlerce kez ismimi söyleyen o sesi elbette ki tanımıştım.Ah,James ah!

  

                JAMES İN AĞZINDAN

Pencereden dışarıya baktım.Hava iyice bozmuştu.Fırtına çıkacak diye düşündüm arkamdan gelen sinir bozucu sesleri duymamaya çalışarak.Şimdiden buraya geldiğime pişman olmuştum.Ne diye Katy le olmak yerine buraya gelmiş,o mutluluğu elimin tersiyle itmiştim ki?Çevremdeki insanlara baktım.Dans eden,şarkı söyleyen,içkinin etkisiyle ne yapacağını şaşıran insanlara.Bir zamanlar arkadaşım dediğim insanlara baktım.Hayır,burada olmam yanlıştı bunu hissediyordum.Tamam,hayatımdaki her şey tam anlamıyla doğru olmayabilirdi ancak şu an Katy nin yanında olmam gerektiğini biliyordum.O kargaşa içerisinde zor da olsa montumu bulmayı başardım ve kendimi dışarı attım.Rotam:Katy nin eviydi.

                       Katy nin hala uyuyor olabileceğini düşünerek eve sessizce girdim ancak koltuk boştu.Başka bir yerde olma ihtimaline karşı tüm evi dolaşmıştım ama yoktu!Neredesin diye düşündüm korkuyla dışarı bakarken.Kahretsin,Katy dedim sessizce.Fırtına çıkacak!En sonunda telefonumu açmayı akıl edebildiğimde gelen cevapsız çağrıları gördüm.Hepsi Katy ye aitti.İçimden bir küfür savurdum.Artık kesinlikle emindim bir şeyler olmuştu...

               Ondan sonra gerçekleşen her şey bir hayal gibiydi.Polisin arayışı,Katy nin kaza geçirmesi,hastaneye gidiş..Sanki hiçbirini ben yaşamıyordum.Sanki sahneye çıkması gerektiği anda ezberlediği tüm replikleri unutan ve öylece kalakalan bir tiyatrocuydum.İnsanlar beni sahneye ittirmişti ben ise hiçbir şey yapmadan öylece bekliyordum.Evet,aynen öyleydi işte hiçbir şey yapmıyor,yapamıyordum.Tek yapabildiğim elini tutmak ve beki de binlerce kez ismini söylemek olmuştu.Bir dua gibi,bir yakarış gibi söylüyordum her kelimeyi.Katy,Katy,Katy...

                   Bu James in sesi dedim ve anneme baktım yüzünde bir gülümseme olmuştu.Evet,o çocuk dedi.Aynısını bu sefer soru sorar bir şekilden tekrarladım'Evet,o çocuk??'Bunun üzerine annemin gülümseyişi sırasıyla pis bir sırtışa ve sonrasında bir kahkahaya dönüşmüştü.Hey,bu kadar komik olan da ne diye sorarken buldum kendimi.Ama ben de kendimi gülümsemekten alamıyordum.Eee sonuçta insan her gün,ölen annesiyle erkek arkadaşı hakkında geyik yapma imkanı bulamıyordu değil mi?Annem ayağa kalktı ve yürümeye başladı hemen arkasından gidip ona yetişmiştim.-artık her nerdeysek orada kolkola yürüyorduk-Biliyor musun Katy diye sordu annem ,her zaman böyle bir anı hayal etmiştim.Küçük kızımın büyüdüğünü ve benimle erkek arkadaşı hakkında konuştuğunu..Bir süre durdu ve kafasını salladı gerçekleştiğini görmek güzel dedi.Bence de diye karşılık verdim içimden.Bu yaşadıklarımın gerçek olmasını diledim.Hem...söylesenize eğer bu gerçek değilse neydi ki?Ancak ne kadar kabul etmek istemesem de içten içe biliyordum, o konuşurken gözüm bileklerine kaymıştı ve o izleri görmüştüm.Tam da bileklerini kestiği yerlerde oluşan izleri...İşte bu bana unutturmuyordu.Bu gerçek değil Katy.O öldü.Ama yine de bunu umursamamaya ve anı yaşamaya karar vermiştim.'Bunlar gerçek değil?'değil mi diye sorduğumda.Benim seninle yaşadığım en gerçekçi an bu kızım demişti gülümseyerek-doğruluk payı da yok değildi hani- ancak merak ettiğin buysa evet ben hala ölüyüm demişti.Ölüyüm...Bunu o kadar rahat bir şekilde söylemişti ki kendimi sormaktan alamamıştım.Bu seni mutlu etmişe benziyor anne dedim yani ölmek...Madem benle böyle bir muhabbeti belki de çok daha fazlasını yapmak istiyordun neden binlerce kez yapabilme şansına sahipken vazgectin ki,neden beni bırakmayı,ölmeyi tercih ettin ki?Cevap olarak yüzüme öyle bir ifadeyle bakmıştı ki bu yetmiş hatta artmıştı bile.Eğer imkanım olsaydı seni 'asla' bırakmazdım kızım dedi.Aslına bakarsan şimdi de aynı sebepten burda,yanındayım.Çünkü bu sefer seni yanımda tutabilmek gibi bir imkanım var.Sana her şeyi anlatmak için burayım Katy dedi.Sana anlattıktan sonra bir seçim hakkı sunmak için buradayım.Cevabını aradığın soruları yanıtlamak için burdayım ve eğer istersen sonsuza dek birlikte kalabileceğimizi söylemek için buradayım...                              

                 Ah,anne diye düşünmekten alamadım kendimi.Bunu öyle bir şekilde anlatıyordu ki eğer onunla kalırsam ölmüş olacağım gerçeğini bile unutmuştum bir an.Daha sonra hatırladığımda ise ilk başta tereddüt etmiş daha sonra fark etmiştim.Yaşamak için ne sebebim vardı ki burda annemle kalmamalıydım?Beni yaşama bağlayan ne kalmıştı?..

               Kendi içimde çelişkilerle boğuşurken yine o sesi duyduğumu fark ettim.Katy,Katy,Katy...İçimdeki cadaloz Katy nin dudaklarını bükmüş bir şekilde 'O var ya seni aptal!'dediğini duyar gibi oldum.O ve onun beynimde yankılanan bu sözükleri vardı işte.Katy,Katy,Katy.....LÜTFEN katy...Pek çok şeyi anlatmaya yeten ve James tarafından binlerce duygunun harmanlanmasıyla oluşturulmuş o kelime:LÜTFEN...

                Çok güzeldi gerçekten.Bir yanda annem,bir yanda James.Daha ne isterdim ki!Çok güzel diye tekrarladım kedi kendime.Acaba şimdi ne halt yiyecektim?...

FIRTINAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin