Güzel Bir Karşılaşma

121 3 0
                                    

Sabah odama vuran ışıkla birlikte uyandım.Yaptığım ilk iş telefonumdan saate bakmaktı 11:46.Sorun değil,bugün cumartesiydi ve herzamanki muhteşem uykularımdan birini çıkardığım için keyfim yerindeydi.Dün gece kızlarla uzun zamandır ertelediğimiz şeyleri yapabilidiğimiz için de mutluydum.Güne şöyle filmlerdeki gibi güzel bir kahvaltıyla başlamayı düşündüm ama üşengeçliğime yenik düştüm ve dışarıda bir kafede bir şeyler atıştırmayı seçtim.Bugün için kendime pek bir plan yapmamıştım.Kahvaltımı yaptıktan sonra belki birkaç kitapçıya uğrar ya da vitrenlere göz atardım.Bu yüzden bir an önce üzerime rahat bir şeyler giyip dışarı çıktım.Çıkar çıkmaz son anda montumu almakla ne kadar iyi bir karar verdiğimin farkına vardım.Kasım ayı kendini iyice hissettirmeye başlamıştı...

Kahvaltımı yapmış,kahvemi içiyor ve sokaktan geçen insanları seyrediyordum.Bu kafe çok sık uğradığım ve çok sevdiğim yerlerden biriydi.Şehrin gürültüsünden uzaktı,evime çok yakındı ve muhteşem yiyecekler hazırlıyorlardı.Buraya her gelişimde düşüncelerimle başbaşa kalabilme imkanı buluyordum ve bu çok hoşuma gidiyordu.Kahvemden bir yudum daha almış yüzümdeki tebessümle etrafı seyrediyordum ki omzuma dokunan bir el beni sıçrattı.Öyleki az daha kahvemi döküyordum.Burası pek bilinmeyen bir yerdi ve kızlar bile benim burada ne bulduğumu anlamıyorlardı.Hatta bununla ilgili birkaç tartışma bile yapmıştık en sonunda beni kendi halime bırakmya karar vermişlerdi ancak bana katılmayacaklarını d bildirmişlerdi.Hafif eski bir yer olduğundan o kadar da ilgilerini çekmiyordu sanırım.Ama dediğim gibi ne biliyim buraya öyle alışmıştım ki artık kendimi buradan ayrı düşünemez olmuştum.Bir süre sonra tüm personel-zaten aslında toplam 5 kişiler-beni tanır hale gelmişti.Her neyse anlayacağınız burası bana özel bir yerdi ve burası birileriyle karşılaşmayı beklediğim bir yer değildi.Gelen kişinin kim olduğunu gördüğümde ise şaşkınlığım daha da artmıştı.Burası diğer kişileri geçtim asıl James le karşılaşmayı hiç mi hiç beklemediğim bir yerdi...

Selam dedi ve hiçbir izne gerek duymadan karşımdaki sandalyeye geçti.İlginçti biliyorum ama onu bir daha görmeyeceğimi düşünmüş hatta böyle olmasını ummuştum.Selam diye karşılık verdim.Yüzünde yine o gülümsemelerinden biri vardı.Ona ne demem gerektiğini düşünüyordum.Şeyy James yanlış anlamanı istemem ben normalde yeni tanıştığı biriyle 'neredeyse'öpüşecek olan biri değilim mi demeliydim?Saçmalama diye uzaklaştırdım bu düşünceleri beynimden.İçimdeki arada bir edebi aşkı depreşip yazılar yazan kıza seslendim:Ne oldu,hikayelerde her lafa verecek edebi bir cevap buluyorsun şimdi niye sustun kaldın bakalım?..Ama ondan da bir cevap alamamıştım...James benim hangi düşüncelere daldığımın farkında gibi gözükmüyordu.Nasıl diye sordu dün gece başına çok dert açıldı mı?Ailen oldukça merak etmiş olmalı,ne yaptılar?Bir nefes aldım ve cevap verdim kilit konuya gelmiştik işte.Ailem...Şeyy aslına bakarsan bir ailem olduğu pek söylenemez dedim.Ben çok küçükken babam iş adı altında bir yolculuğa çıkmış ve nasıl desem gidiş o gidiş bir daha ondan asla haber alamamışlar.Onun gidişinden önce de annemle araları çok iyi değilmiş o yüzden bizi terk etmiş de olabilir ölmüş de...Annem bir müddet sonra dayanamamış ve intihar etmiş.Zaten babam gittiğinden beri kendini çok dağıtmış.Büyükannem bana zarar vermesinden korkuyormuş.O öldükten sonra bana büyük anne ve büyük babam bakmış.Sonraları onlardan öğrendiğime göre nasıl desem öyle çok mutlu bir aşk evlilikleri de yokmuş hani.Neden bilmiyorum ama ben onlarla ilgili hiçbir şey hatırlamıyorum bu iyi mi kötü mü bilmiyorum ama büyük annemde ise bir fotoğrafları bile yok bana annemin babamın gidişinden sonra bir sinir krizi geçirip hepsini yaktığını söyledi ama nedense bana çok da doğruymuş gibi gelmedi.Ona ne zaman ailemle ilgili bir şeyler sorsam o her zamanki tatlı kadın kayboluyor ve yüzüne hiç sevmediğim bir bakış yerleşiyor.Hiç bilmiyorum belki onlarla güzel günlerim olmuştur belki onları sevmişimdir dedim ve kafamı kaldırıp James e baktım.Yüzünde sıkıntılı bir ifade vardı.Hadi yapma bunları bana acıman için anlatmadım dedim şakaya vurarak.Sana acımıyorum dedi gözlerinin içine baktım bir şey söylemek istiyor ancak kendini tutuyor gibiydi.Neler oluyor diye sordum.Bak Kat,sadece bence her şey sandığın gibi olmayabilir ailen...dedi ve bir süre bekledi gözlerine baktığımda sanki kendi içinde bir savaş veriyormuş gibi görünmüştü ve bu beni biraz korkutmuştu en sonunda'bence umudunu kesmemelisin ne biliyim aileni bağlarını öyle silip atmamalısın'dedi.Ona ne demeye çalıştığını sormayı düşündüm ama ortam o kadar gerilmişti ki vazgeçtim.Birden James konuyu değiştirdi ve bugün için bir planım olup olmadığını sordu olmadığını söyledim ve sırıttı.O zaman sana harika bir gün yaşatacağım güzellik dedi.Hayatta tahmin edemezsin ama hadi kalk ne kadar çok zamanımız olursa o kadar iyi diyerek beni kaldırdı ve koşturmaya başladı.Sırıtışı bütün suratına yayılmıştı ve kendi kendine gülüyordu.Heyy şu sırıtışı kes inan bana çok sinir edici olabiliyor dedim ciddi görünmeye çalışıp başarılı olamayarak.Kafasını iki yana salladı ve hayatta tahmin edemezsin dedi ve bir kahkaha attı.Koştuk ve bilet alıp gelen tramvay a bindik tam zamanında yetişmiştik.Aman ne güzel diye düşündüm şimdi de yanımda benden daha deli biriyle nereye gittiği belli olamayan bir tramvay a bindim...Kaşlarımı çattım ama bu ciddi ifadem çabuk bozuldu kendimi gülümsemekten alamıyordum..

FIRTINAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin