Sırlar...

124 3 1
                                    

Kulağıma birtakım sesler geliyordu.Siren sesleri,anlayamadığım latince birkaç terim ve büyük bir koşturma.Gözlerim açılıp kapanıyordu.Sanki şehirdeki bütün ışıklar bir yere toplanmış gibiydi.Başımda korkunç bir ağrı vardı ve ışık beni inanılmaz derecede rahatsız ediyordu.James in elimi tuttuğunu hissettim.Kulağıma geçiçek diye fısıldıyor elimi sımsıkı tutuyordu.Bir anlık bilinç kaybıyla neler olduğunu, neden bu duruma düştüğümü unutmuştum.Ancak gözümü kapatmamla o karelerin zihnimde yeniden canlanması bir olmuştu.Bunları görmek istemiyordum.Bu yüzden gözlerimi kapatmak istemiyordum ancak yapacak hiçbir şeyim yoktu.Gözlerimin kapanmasıyla bazı görüntülerin 'yeniden'zihnimde canlanması bir olmuştu.İlk karede kucağındaki bebeğiyle birlikte mutlu görünen çok güzel bir kadın vardı.Bebeğiyle oynuyor ve kahkaha atıyordu.İksi de o kadar mutlu görünüyordu ki nedense bu mutluluğun canımı acıttığını hissetmiştim.Diğer karede kız çocuk biraz daha büyümüştü. Annesinin bileklerini kesişine şahit oluyor ve kapının ucundan anlamayan gözlerle olayı izliyordu.Çok geçmeden annesi kızı fark ediyor ve hayata tamamen göz yumana kadar kızına sarılıyor onu teselli edici sözler söylüyordu.Sürekli şu sözleri tekrar ediyordu: zamanı gelince beni anlayacaksın güzel kızım.Üzgünüm,çok üzgünüm seni bırakmak benim için çok zor ama beni bir gün anlayacaksın çok üzügünüm çok...Bir yerden sonra o cümle asla tamamlanamıyor ve kadın dünyaya veda ediyordu.Kız ise annesinin arkasına geçiyor ve birileri onları bulana kadar annesinin saçlarını okşuyor,onu öpüyor,annesinden bir cevap gelmemsine bir anlam veremeyerek onunla konuşuyordu.Başka bir karede daha da büyüyen o kız yanlız başına bir yerde oturuyor ve ağlıyordu.Birden yanına biri geliyor,elini uzatıyor ve 'ben James' diyordu çocuk.Kız o an belki de annesinin ölümünden beri ilk kez içinde bir umut kıpırtısı hissediyor ve gülümseyerek cevap veriyordu:Bende Katy...Gördüğüm ilk anda aslında o kızın kendim olduğunu anlamıştım ama yine de bunu duymak bende şok etkisi yaratıyordu.Bu ben olduğunu söyleyen kız da neyin nesiydi?Neden bu hatıralarımın hiçbirini hatırlamıyordum ve James, o da nereden çıkmıştı?..

James in ağzından...

Katy le ağaçlarla dolu,geniş bir arazide duruyorduk.Katy gözlerini kapamıştı.Çok mutlu görünüyordu.Kendimi ister istemez ona yaklaşırken bulmuştum.Çekim kuvvetinden kurtulamıyordum!Katy gözlerini açtı,artık direkt gözlerimin içine bakıyordu.O an bir şeyler olacağını hissetmiştim.Her şey fazla yolunda gidiyordu!Katy nin gözlerine baktım ve anladım bir şeyler fark etmeye başlamıştı.Endişeyle 'Neler oluyor James?'diye sordu.Ses tonunun içimde bir şeyleri delip geçtiğini hissettim.Birden dizlerinin üstüne çöktü ve yere yığıldı.Bunu tahmin etmeliydim.Kaldıramayacak diye düşündüm.Yine!Başaramayacak...

Gözlerimi tekrar açmayı başardığımda bu sefer kendimi hastane odasında buldum.James yanı başımdaki koltukta uyuya kalmıştı.Ona seslenmeyi denemiştim ancak ağzımdan çıkan sadece garip bir hırıltı olmuştu.Yine de bu James i uyandırmaya yetmişti.Baygınlığım sırasında ve daha öncesinde o kadar çok şey yaşamıştım ki hala bunların etkisindeydim.Korkuyla James e baktım aklımdan binlerce soru geçiyordu.Ancak onun yüzündeki ifade beni daha da çok şaşırtmıştı.Yaşıyorsun dedi şaşkınlıkla.Yaşıyorsun...İçimdeki çılgın Katy yine harekete geçmiş ve beynimi soru bombardımanına tutmaya başlamıştı.Heyy,neler oluyor James yoksa yaşamamam mı gerekiyordu?..

                James sevinçten odada ileri geriye yürümeye başlamıştı.Kendi kendine yaşıyor diye tekrar ediyor ve kahkaha atıyordu.Gelip yatağıma oturdu ve yanağıma dokundu.Katy..diye başlamıştı ancak yarıda sözünü kestim.Şu an beni gerçekten korkutuyordu.İçimden bir ses bütün sorularımın cevabının James de olduğunu söylüyordu.Biraz kaba sayılacak bir hareketle James in elinden kurtuldum ve bana bir açıklama borçlusun James dedim.Konuşurken gözlerine bakamamıştım bu beni o an için çok korkutmuştu.James in cevap vermemesi üzerine sinirlenerek başımı kaldırdım ve bağırmaya başladım.James,sana neler olduğunu soruyorum.Seninle karşılaştığımız ilk günden beri hakkında çok garip şeyler hissediyordum ve...gözgöze geldiğimizde olanların sende farkındasın bunu biliyorum.Anılarımı gördüm James dedim ses tonum alçalmış ve hüzünlü bir melodiye bürünmüştü.Hiç hatırlamadığım anılarımı gördüm.Onları hissettim.Neden onları hatırlamıyordum James diye sordum.Kendimi çok çaresiz hissediyorum ve bu beni öldürüyor.Neler biliyorsun James diye sordum.Bunların baygınlık sırasında görünmüş hayaller olmadığını biliyorum,bunu hissettim!Senin bunlarla alakan ne?Neden senin gözlerine baktığımda bunları gördüm James?Ya,lütfen bir şey söyle ne oluyor filmlerdeki gibi doğa üstü bir varlığa mı dönüşüyorum ya da sen mi böyle bir şeysin diye umutsuzlukla sordum.Kaçıncı kez James diye tekrarladığımı unutarak bir kez daha adını söyledim ve farkında olmadan gözümden akan birkaç damla yaşı sildim.James bana asırlar gibi gelen bir süre sonunda kafasını kaldırdı gözlerimin içine baktı ve Sana her şeyi anlatacağım,güzellik dedi.Yüzünde yine çarpık ama hüzünlü bir gülümseme oluştu ve devam etti.Ancak önceden belirtiyim vampire filan dönüşmeye hiç niyetim yok merak etme.Yine de sanırım çok da masum sayıllmam.Dediğim gibi sana her şeyi anlatacağım ancak önce bir şey yapmak istiyorum dedi.Tabi sende izin verirsen diye ekledi mahcup bir şekilde.Yavaşça başımı salladım ve James bana biraz daha yaklaştı.Dudaklarımız birleştiğinde oluşan öpücük ilk başlarda çok masumdu.Saf,temiz,yumuşak ve masum....Ancak sonradan ikimizde daha tutkulu bir şekilde devam etmeye başlamıştık.Sanki dünyadaki son dakikalarımızdı ve biz umutsuzca bir daha asla böyle bir şeye sahip olamayacak gibi bir açlıkla öpüşüyorduk.En sonunda ayrılmayı başardığımız zaman ise James burnunu burnuma dayamış ve 'Bu, anlatacaklarımdan sonra benden nefret etme ihtimaline karşıydı, güzellik' demişti...

FIRTINAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin