Luith daha öncede Malfoy malikanesinde bulunmuştu ama yine de çok gergindi. Çünkü en son geldiğinde evde annesi ve babası yoktu. Evet babası ile tanışmıştı ve onu sevmişti ama babası onu sevmiş miydi? Ya da annesi sevecek miydi?
Luith'in gerginliğini fark eden Draco, Luith'in kulağına eğildi. ''Bu kadar gerilme, prenses. Eminim annem seni çok sevecek.''
Kapıların açılması ile Malfoy malikanesinin o görkemli içi görüldü. Bazılarına göre çok karanlık bir evdi ama Luith kesinlikle bayılmıştı. Luith'in dikkati ona doğru yaklaşan bir kadın ile dağıldı. Bu kadın gerçekten de çok güzeldi. Saçlarının bir kısmı sarı bir kısmı da siyahtı ve yüzünde çok sıcak bir gülümseme vardı.
Kadın yüzündeki iç ısıtıcı gülümsemesi ile Luith'in önünde durdu. ''Sen, Luith olmalısın. Ben Narcissa.''
Luith bu kadını çok sevmişti. ''Tanıştığımıza memnun oldum, efendim.'' Luith küçük bir gülümseme ile karşılık verdi.
''Draco, neden yukarı çıkıp yemek hazır olana kadar bir şeyler yapmıyorsunuz?'' Narcissa tatlı bir ses tonu ile sordu.
Draco onaylar onaylamaz peşinden Luith'i sürükleyerek odasına çıktı. Draco'nun odasına geldiklerinde Draco, Luith'e döndü. ''Sana bir süprizim var, prenses.'' Luith şaşırarak Draco'ya baktı. Draco yatağının başında duran küçük masanın çekmecesinden gümüş rengi ile sarılı ve üzerinde koyu yeşil bir kurdale bulunan bir paket çıkardı. ''Aç hadi!''
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Luith, Draco'nun eline tutuşturduğu paketi dikkatlice açtı. Paketin içerisinde Luith bugün de gözünün takıldığı, o çok istediği kitap vardı. Ozan Beedle'ın Hikayeleri. Luith mutlulukla kollarını Draco'nun etrafına sardı. ''Ne-Nerden bildin?''
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
