''Mısırlıların eskiden kedilere taptığını biliyor muydun?'' Hermione gururla kedisine daha da sarıldı.
''Evet, Bok Böceklerine de!'' Luith gülümseyerek Ron'un arkasından seslendi. Luith'in bu yorumuna Ron ve Harry gülmeye başladı.
Luith ve Harry hala birbirlerinden hoşlanmıyorlardı ama Ron ile araları düzelmişti. Artık eskisi gibilerdi.
''Yine o yazıyı göstermiyorsun değil mi, Ron?'' Fred alaycı bir ses tonu ile sordu.
''Kimseye göstermedim!'' Ron yüzünü astı.
Fred, gıcık olmuş bir şekilde gazeteyi Ron'un önünden aldı. ''Tabi canım. Tek bir ruh bile görmedi! !'' George kardeşine destek çıktı.
''Eğer Tom, gündüz hizmetçisi, akşam hizmetçisi, aşçı, tesisatçı ve Belçikalı büyücüyü saymasak.'' Luith gülümseyerek kollarını göğüsün de birleştirdi.
Luith, masada ikizlerin arasına oturdu ve George'un tutmakta olduğu gazeteyi incelemeye başladı. Teyzesi ise telaşla Harry'e bir şeyler söylüyordu. Teyzesinden sonrada amcası Harry ile bir şeyler konuşmak istemişti. Luith dikkatli bir şekilde köşede gizli gizli konuşan Harry ve amcasına odaklandı. Ama ikilinin dudaklarını okuyamıyordu. Tamam, Luith dudak okumayı bilmiyordu ama birkaç kelime çıkma umuduyla bakınıyordu.
''Ne o, kuzen?''
''Beyaz atlı prensini mi düşünüyorsun?'' Luith kaşlarını çatarak George'a baktı. ''Ya da Nimbus 2001'li sarışın Arayıcı'nı mı?'' George, Luith'e sinsice gülümseyerek göz kırptı.
''Draco'yu düşündüğüm yok!''
''O yüzden mi tüm yaz boyunca ne zaman posta gelse koşarak kimden geldiğine baktın?'' Fred yüzünde yılışık bir gülümseme ile sordu.
''Kapayın çenenizi!''
Luith, tam umudunu yitirerek Ron, Harry ve Hermione ile oturacaktı ki duyduğu ses ile yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu. ''Prenses!''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Power Struggle
FanfictionPrens gölgelendiğinde Prenses yükseldiğinde Aşk bulunduğunda Karanlık gökyüzüne hüküm mü sürecek? Yoksa iki karanlık bir aydınlık mı demek?