''Nereye gidiyoruz, baba?'' Ron bağırdı.
''Hiçbir fikrim yok! Ayak uydurun!'' Arthur, Ron, Luith ve Harry'e dönerek bağırdı.
''Ben Fred ve George'un yanına gidiyorum.'' Luith sekerek ikizlerin yanına koştu.
''Kimler gelmiş.'' Luith gülümseyerek çıkmadan önce masadan çaldığı bir salkım üzümden Fred'in ağzına verdi.
''Bana yok mu?'' George üzülmüşcesine kaşlarını çattı. Luith gülümseyerek George'un da ağzına üzüm verdi.
''Arthur!'' Arthur elini kaldırarak selam verdi.
''Nerde kaldın, evlat?''
''Özür dilerim, Amos. Bazılarımız uykulu bir başlangıç yaptı.'' Arthur esnemekte olan Harry ve Ron'a döndü. ''Bu, Amos Diggory millet. Bakanlıkta benimle birlikte çalışıyor.'' Aniden ağaçtan birilerinin atlamasıyla Luith geri çekildi ve ikizlerden bir kahkaha kazandı. ''Bu güçlü kuvvetli adam da Cedric olmalı. Doğru değil mi?''
''Evet, efendim!'' Cedric kibar bir tavırla Arthur'un elini sıktı.
''Merlin'in sakalı!'' Diggory'nin şaşkınlığını belli ediş şekli birden Luith'in dönmesine neden oldu. ''Sen Harry Potter olmalısın!'' Diggory, Luith'e döndü. ''Sende Luith Merlin olmalısın!'' Luith kafasını sallamakla yetinirken Harry, Diggory'nin elini sıktı.
''Evet, efendim.''
''Büyük zevk.''
''Benim için de efendim.''
''Ya denesemzsin!'' Luith gözlerini devirken Harry, Luith'in yorumuna gülmekle yetindi.
''Hadi! Oyalanmayı bırakın!''
''Geliyoruz, enişte!'' Luith ağzında bir avuç üzümele bağırdı.
''Kendinizi doğru pozisyona sokun!'' Tüm grup eski bir botun etrafına toplaştı.
''Neden o eski püskü botun etrafında toplandılar?'' Harry merakla sordu.
''O sadece eski püskü bir bot değil, dostum!'' George cevap verdi.
''O bir anahtar!'' Fred kardeşini ittirerek Luith'in yanına uzandı.
''Gitme zamanı!'' Arthur yine seslendi.
Herkes sırayla eski botun etrafında toplandı. ''Ne anahtarı?''
''Hazır olun! Bir, iki, üç-''
''POTTER!'' Luith sinirle bağırdı ve Harry hızla botun ucuna tutundu.
''AAAAAAAAAAAAAAAĞĞĞHHHHH!!'' Botun ve etrafındakilerin dönmesiyle çığlıklar yükseldi.
''Bırakın, çocuklar!'' Arthur sevinçli bir ses tonu ile söyledi.
''NE?!'' Hermione korku ile bağırdı.
''Bırakın!''
Luith ve diğerleri istemesede bıraktı ve düşmeye başladılar. Yere sırt üstü düşen Luith'in ağzından acı bir çığlık çıktı. ''Eminim sinüsleriniz açılmıştır!'' Diggory, Arthur ve Cedric ile düşmeden inerken Luith'in nefesi kesilmişti ve nefes alamıyordu.
''Luith?'' Harry endişe ile Luith'in beyazlaşmış yüzüne baktı. Luith cevap veremeyerek sadece başını sağ sola salladı. ''Fred! George!'' Fred ve George hızla Luith'in yanına geldi ve Luith'i doğrulttu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Power Struggle
FanfictionPrens gölgelendiğinde Prenses yükseldiğinde Aşk bulunduğunda Karanlık gökyüzüne hüküm mü sürecek? Yoksa iki karanlık bir aydınlık mı demek?