''Draco!'' Luith şaşkın bir şekilde Draco'nun koluna tutundu. Sadece Luith değil tüm okul şaşkındı.
'' 'Varisin Düşmanları Kendinizi Kollayın!' '' Draco anlamamış bir şekilde duvarda yazılanları okudu. ''Sıra sizde Bulanıklar!'' Draco sinirle Hermione'ye doğru dönerek bağırdı.
''Burada neler oluyor?!'' Flinch'in sesi Draco'nun dikkatini dağıttı. ''Çekilin, çekilin, yol açın!'' Filch, Gryffindor'lu öğrencilerin arasından sıyrılmaya çalışarak duvarın önüne geldi. ''Potter! Ne yapıyo-'' Filch'in sözü duvara asılı olan kedisini görmesiyle yarıda kesildi. ''Mrs.Norris? Sen kedimi öldürdün.''
''Argus!'' Dumbledore'un sesi ile Filch, Harry'i serbest bıraktı ve Slytherin binasının öğrencileri öğretmenlerin geçebilmesi için geri çekildi. ''Argus dedim-'' Dumbledore duvarda gördüğü yazı ile dona kaldı. ''Herkes yatakhanesine dönsün. Siz üçünüz hariç.'' Dumbledore, Harry, Ron ve Hermione'ye baktı.
Herkes binalarına gitmek için harekette geçmişken Luith olduğu yerde duruyordu. ''Prenses? Neyi bekliyorsun?''
''Olayın ne olduğunu öğrenmeye çalışıyorum.'' Luith gözlerini Dumbledore'dan ayırmadan cevap verdi.
''Luith! Gitmemiz gerek!'' Bu sefer Draco'nun sesi daha sert çıkmıştı.
''Hayır!''
''Peki. Bunu sen istedin!'' Draco kıvrak bir hareketle Luith'i sırtına attı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
''Draco! Draco ne yapıyorsun!?'' Luith fısıldayarak bağırdı.
''Seni Ortak Salon'a götürüyorum, prenses!'' Draco yaptığı şey çok normalmiş gibi cevap verdi.
''DRACO LUCIUS MALFOY! ÇABUK İNDİR BENİ!'' Luith, öğretmenlerden yeterince uzakta olduklarından emin olunca bağırdı. Ortak Salon'a girdiklerinde, Luith hala bağırıyor ve Draco'nun sırtını yumrukluyordu. Draco, Luith'i deri koltuklardan birine attı.
Luith, Draco'ya tekrara bağırmaya başlamadan önce Draco, Luith'in yanağına bir öpücük kondurdu. ''İyi geceler, prenses!'' Luith ne yapacağını anlamamış bir şekilde Draco'nun arkasından baka kaldı.
Luith elinde kafes ile koşarken Profesör McGonnagal'ın daha gelmemiş olduğunu diledi. Ve tabiki de Luith'in şansına Profesör McGonnagal daha gelmemişti. Hatta sınıfta sadece Blaise vardı. Luith bundan yararlanarak eşyalarını Blaise'in kucağına attı. Blaise şaşırarak Luith'e baktı. ''Yanında ben oturacağım. Ben hemen mürekkebimi alıp geliyorum.'' Luith'in koşarak gelmesiyle koşarak gitmesi bir oldu.
