Karanlığın Doğuşu #WKK #Wattys2016

Sırlar

Madam Leia tabutundan kalktıktan sonra bir süre etrafa bakındı. Sonra Helena'nın yanına gidip gözlerinin içine baktı. Evet karşısında Nyx duruyordu. Ama daha en güçsüz halindeydi. Ama bu güçsüz hali tüm cadılardan daha da güçlüydü hatta kendinden bile daha güçlüydü. ''Helena...Sana bu ismin verilmesinin sebebi vardı biliyorsun'' dedi Madam Leia.  Helena kafasını salladı. ''Çoğu şeyi biliyorum. Kitaplar yardımcı oldu'' dedi. ''Hatta senin hayatını bile biliyorum'' dedi. Madam Leia güldü. ''Kitap da yazanlar benim hayatımın sadece ufacık bir parçası'' dedi. Ama sana göstermem de sakınca yok dedi iki parmağını Helena'nın alnına koydu ve ona geçmişini göstermeye başladı...

1800'lü Yıllar Ufak Bir Köyde 

Helena Madam Leia'nın 14 yaşında ki halini görüyordu. Gerçekten aşırı derecede güzel bir kızdı. Tüm erkekler peşinde dolaşıyordu. Madam Leia'ya bakan ebe ise yaşlanmıştı ve eski gibi hali kalmamıştı. Ebe olarak Madam Leia işlerle ilgileniyordu. Bir gün evine gitmesi gereken kadının babasının eski evi olduğunu gördü. Babasını bebekliği boyunca hiç görmemişti. 3-4 yaşlarında görmüştü ve arada bir kasabada rastlardı ve ona uzaktan bakardı Madam Leia. Ama babasının şimdiye kadar ölmüş veya gitmiş olacağını düşünüyordu. Orada ki kadın onun yeni karısı olamazdı. Endişeli bir şekilde Madam Leia eski evine yürüyordu. Eve yaklaştıkça yüzündeki kanın çekildiğini hissediyordu. Geri dönmeyi düşündü fakat bunları düşünürken kapı önüne gelmişti. Artık çok geçti. Kapıya bir kez vurmasıyla kapının açılması bir oldu. Kapıyı hizmetçiye benzer bir kadın açmıştı. Evde ki eşyalar güzel ve bakımlı gözüküyordu herkes. Ebesinin anlattığına göre babası zamanında gerçekten fakirmiş eğer bir yerlerde maden bulmadıysa bu kadar zengin olmasının imkanı yoktu. İçeriye girince bayılıp kusacak gibi oldu Madam Leia. Doğumdan bulanmamıştı midesi. Bunu defalarca yapmıştı. Karşısında babasını görünce bayılacak gibi olmuştu. Beyaz olan teni iyice kireç rengine benzemişti. Kadına yaklaştı ve bebeğinin başı göründüğünü fark etti.  Kadını o kadar kolay doğurtmuştu ki en kolay işi buydu. Daha sonra gitmek istedi koşarak hemde. Ama babası onu durdurdu. ''Sana para vermeliyim'' dedi. Gerek yok dedi. Sonra koşarak oradan çıktı ve eve gitti. Eve ağlayarak gelince ebe korktu. ''Noldu'' diye sordu ebe. Madam Leia olan biteni anlatmıştı. ''Ah bilseydim seni göndermezdim oraya kadar'' dedi ebe. Madam Leia başını salladı ve odasına çekildi. Kendisi kız olduğu için ve doğarken annesini öldürdüğü için babası tarafından reddedilmişti. Bunun acısı kalbindeydi. Son günlerde gerçekten zor günler geçiriyordu. Sürekli içi yanıyor gibi hissediyordu. Ve ne düşünse gerçekleşiyordu. Bundan korkuyordu ve ebeyi söylememe kararı almıştı. Hava almak için dışarı çıkmak istedi. Kapının önüne çıktı ve bir kedi gördü. Peşinden koşmaya başladı. Tam yanına gidecekken dört iri kalıplı erkek Madam Leia'nın yolunu kesti. Leia'ya tokat atıp onu yere düşürdüler. Madam Leia direnmeye çalıştı. ama yapamadı. Hepsi çok kuvvetliydi. Ve çığlık atsa bile kimse bulamazdı onu burada. Köyden uzakta karanlık bir yerdeydi. Çocuklar Madam Leia'nın üstüne çıkmaya başlamışlardı. Leia acı dolu çığlık attı. Halsiz bir şekilde yatıyordu. Artık iş işten geçmişti. Ama bir anlığına oranın alev alev yandığını düşündü. Ve uzaklarda ufacık bir kıvılcım gördü. Çok ufaktı ama gittikçe büyüyordu. Birden oldukları kısıma düştü o kıvılcım. Ve orada ki hayvanları,ağaçları yakıyordu. Çocuklar korkup kaçmaya başlamıştı. Fakat geçti ve alev onlarıda yuttu. Leia yattığı yerde duruyordu. Alevler ona güç veriyordu. Vücudunu yeniliyor. Kuvvet veriyordu. Her şeyi hissetmeye ve görmeye başlamıştı.  Ayağa kalktı ve gökyüzüne doğru çığlık atmaya başladı...

Kovanda 

Helena gördükleri şeyden sonra Madam Leia'nın nasıl gücüne kavuştuğunu anlamıştı. ''Sen şanslısın benim yaşadıklarımı yaşamana gerek kalmadı'' dedi Madam Leia. ''Şimdi yönetmen gereken bir kovan var. Artık işe başlamalıyız'' dedi Madam Leia Helena'ya...