Geçmişin Parçaları Bölüm 2

51 8 0
                                    

O ninniden sonra Helena susmuştu. Normal bir bebek gibi parmağını emip kafasını büyük annesinin göğsüne sürtüyordu. Uzaktan gerçekten normal bir bebek gibiydi. Bu kadar şirin bir varlığın büyük bir kötülük taşıdığı nereden bilinebilirdi ki ?Çocukluğu normaldi Helena'nın. Normal kızlar gibi annesinin kıyafetlerini de giydi,makyaj yaptı,evcilik oynadı. Sıradan bir çocukluk geçirdi Helena. Bu konuda Bayan Dawson şanslı olduğunu düşünürdü. Helena okula başlayana kadar hiç bir problem yoktu. Her gün ayrı bir sorundu. Şikayetler, bitmek bilmeyen ağlama krizleri, Helana'nın ''Ben okula gitmek istemiyorum'' diye yakarışı... Helena hep dışlanan,istenmeyen bir kız olmuştu. Sevgilisi yoktu,yakın arkadaşı hatta arkasından atıp tutabileceği bir arkadaşı bile yoktu. Koskoca dünyada bir o yalnızdı. Nedenini hep tuhaf davranışları olduğunu düşünmüştü. Ama o da diğer ergenler gibi tuhaftı aslında. Sadece bir güç onu herkesten itiyordu. Okul hayatı da farklı olmamıştı...

New York'da ki Evlerinde 12 Eylül 2002

''Anne okula gitmek zorunda mıyım?

''Evet Helena. Eğer çok istediğin gibi bir yazar olmak istiyorsan evet zorundasın.''
''Ama ya orada başarısız olursam?'' 
''Başarılı veya başarısız olmak senin elinde. Eğer istiyorsan her şeyi başarabilirsin'' dedi Bayan Dawson ve kocasını beklemeye başladı. Helena ilk gün çok strestliydi. Elleriyle oynuyordu. Dudaklarını ısırıyordu. Babası gelmesin diye dua bile ediyordu. Ama Tanrı duasına yanıt vermemişti. Babası kravatını bağlamaya çalışarak uzaktan geliyordu. Girişte ki koridorda durdu. Aynaya baktı. Ve kravatını bağlamaya başladı. Uzun bir emek sonucu kravatını düğüm yapmıştı. Bayan Dawson kocasına dönüp ''Bunu yapmayı nasıl başardın?'' dedi. Ve kocasının kravatını yapmaya başladı. Onları izleyen Helena büyüyünce mutlaka anne ve babası gibi bir evlilik yapmayı düşünüyordu. Bay ve Bayan Dawson birbirlerine sırıl sıklam aşıklardı. Helena'da bunu çok istiyordu. Helena aşka gerçekten düşkün bir çocuktu. Annesine her masal okuttuğunda prens ve prensesin aşkı ona cazip gelirdi. Ne yazık ki onun aşka olan inancı zamanla yitip gidecekti. Helena dudağını ısırıp saf saf düşünürken babası Helena'yı kucağına aldı. ''Benim tatlı kızım okula başlıyor'' diyerek onu öpücüklere boğdu. Bayan Dawson gülüyordu. Herkes gülüyordu. Mutlulardı.

Madam Leia Koleji 12 Eylül 2002

Arabanın içinde giderken Helena arkada oturmuş. Okul için heyecanlanıyordu. Annesi de ona okul hakkında konuşma yapıyordu. Helena bazılarını dinliyordu. Bazılarını dinliyor gibi yapıyordu. Heyecandan kalbi duracak gibiydi. Okul evlerine çok yakındı. Köşeyi döndükten sonra okulun kapısı gözüktü. Kasabanın eskiden en ünlü kadını olan Madam Leia adına yapılmış kolejdi bu. Tüm seçkin insanlar buradan mezun oluyordu. Bay Dawson arabayı park yerine doğru sürmeye başladı. Çok kalabalıktı bugün.Boş bir yer bulduğu anda daldı.Bay ve Bayan Dawson aynı anda indiler. Ama Helena oturmaya devam ediyordu. Bay Dawson kapıyı açıp ''Hadi Helena'' dedi. Helena inmemek için diretiyordu. Kendisi arabaya kitleyeceğini, bir daha yemek yemiyeceğini hatta ve hatta en sevdiği televizyon programlarını izlemeyeceğini haykırıyordu. Bayan Dawson Helena'nın yanına gelip ''Baban ve bizde okula gittik. Kötü bir şey değil. Hem arkadaşların olabilir,istediğin bir meslekte olup,istediğin şeyleri yapabilirsin okuyarak.'' dedi Bayan Dawson. Helena boş gözlerle annesine bakıyordu. Kendi kendine düşünüyordu. Korktuğunun farkındaydı. Ama hep hayal ettiği bir konuma gelmek için okuması gerekiyordu. Helena arabadan indi. Etrafına bakındı. Tek korkan çocuk o değildi. Babasının elinden tutup okula doğru yürümeye başladı. Artık her şeyin başlangıcı burada olacaktı.


Karanlığın Doğuşu  #WKK #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin