Geçmişin Parçaları Bölüm 3

62 10 0
                                    

Helena yavaş yavaş yürüyordu. Gözlerini okulun girişinde ki heykelden ayıramıyordu. Dediklerine göre bu heykel Madam Leia'nın heykeliydi. Heykel kocaman ve simsiyahtı. Gece görse korkulacak cinsdendi. Heykel kollarını iki yana açmıştı. Sanki davetkar bir biçimde bekliyordu. Heykelin üstünde ki bulunan taştan elbise dökümlü ve küçük desenleri olan bir elbiseydi. Desenleri göremedi ama gerçek elbise olsa güzel olacağını düşündü. Ama Helena'nın dikkatini çeken elbise değildi. Heykelin yüzü ve kafasının üstünde ki taçtı. Yüzü taştan olmasına rağmen gülümsüyor gibiydi. Ve sanki gözleri hep Helena'nın üstündeydi. Tacı ise yarım ay şeklinde kafasında duruyordu. Gerçekten kocaman bir taçtı.

''Anne neden heykel gülümseyip bu tacı takıyor'' 

''Ne?...Helena heykel gülümsemiyor ki ve o taç okulun simgesi olan yarım ay sembolü''
''Ama gülümsüyordu gördüm''
''Bence baban sana gece vakitleri kahvesinden içirmesi senin aklını kaçırmana yol açıcak'' dedi Bayan Dawson kocasına imalı bir bakış göndererek.

Kısa bir yürüyüşten sonra okulun giriş kapısında durdular. Helena annesi ve babasına sarıldı. Ve içeriye doğru adımını atmaya başladı. Arkasından anne ve babasının onu izlediğini bilmek ona güven veriyordu. Helena'nın yanına sarışın,minyon tipli bir kız yaklaştı.Bu kızı mahalleden tanıyordu. Bazen beraber ip atlarlardı. Ama çok samimi oldukları söylenemezdi. 

''Merhaba Helena. Etrafa baktığını gördüm sanırım bunu almak için öğrenci işlerini arıyordun'' diyip ders programını Helena'ya uzattı.
''Teşekkürler Robyn. Bak sanırım aynı sınıfa düştük''
''Bu iyi bir şey en azından birbirimizi tanıyoruz.'' 
Helena'nın ilk kez ciddi bir arkadaşı oluyordu. Bu onu mutlu etmişti. Birlikte üst kata çıktılar. Kantinden çikolatalı süt alıp sınıfa geçtiler. Sıralar tekliydi. Ama Robyn ve Helena yan yana oturdular. Çikolatalı sütlerini tam içecekken içeriye kızıl saçlı ve çok güzel bir kadın girdi. 

''Merhaba çocuklar benim adım Elizabeth ama siz bana Bayan Liz diyebilirsiniz. Sınıfınızın öğretmeni benim. Yani sizden sorumluyum.'' dedi. Tam bir şeyler daha ekleyecekken gözleri Helena'da takılı kaldı. Bir kaç saniye gözleri buluştu. Sonra kafasını sallayıp derse giriş yaptı.

Okul Çıkışında 

Helena dersi bitince Robyn ile sınıftan çıktı. Robyn'nin ailesi gelmişti. Robyn ile vedalaşıp kendi anne ve babasını beklemeye başladı. Tüm okul neredeyse boşalmıştı ama Helena hala bekliyordu. Gidip heykele daha yakından bakmak istedi. Heykel sanki onun bir parçası gibiydi. Heykele adım adım yaklaşıyordu. Dikkatlice heykele baktı. Çok güzel gözüküyordu. Elbisenin üzerinde daha önce gördüğü minik şekillere yakından baktı. Yıldız şeklinde semboller vardı. Heykelin gözlerine baktı. Cidden sanki canlanıp Helena'ya sarılacakmış gibi duruyordu. Helena bunu ürkütücü buldu. Ama heykele baktıkça onunda sarılası geliyordu. Helena etrafına baktı. Annesi babası yoktu. Okulda da kimse yoktu. Ve hava kararmak üzereydi. Helena daha fazla dayanamadan heykele elini uzattı. Gözleri beyaza döndü ve birden fırladığını hissetti. Heykelin hemen karşısına düşmüştü. Kafasına kaldıramadı,yerde yatıyordu. Bayılmak üzereydi ve midesinden yukarıya sıcak bir şeyler yükseliyordu. Artık gözleri iyice kapanıyordu. Bayılmadan önce söylediği son söz ise ''Madam Leia'' idi.

Karanlığın Doğuşu  #WKK #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin