Bölüm 1
Arkansas State hastanesinin sol kanadında ki doğum haneden Bayan Dawson'nın acı çığlıkları yükseliyordu... Bay Dawson eşini rahatlatmak istercesine elini sıkıp başını okşuyordu. Ebe bütün uğraşlarına rağmen bebeği bir türlü doğurtamıyordu. En sonunda sinirlenip yanında ki daha birinci sınıf öğrencisi olan genç hemşireye sert bir dille:
- Kadının karnına doğru baskı yap.
Diyip odadan dışarı çıkıp sigarasını yakmaya gitti. Duruma sinirlenen Bay Dawson
- Hemen geleceğim hayatım ''
Diyip odadan çıktı ve kıvırcık saçlı, ter ve sigara kokan ebenin yanına gitti.
-Sen işinin başına neden dönmüyorsun? Kadın orada kıvranıyor
Hemşire homurdanarak:
-Karınızın çatalları tam açılmamış. Daha vakti var biraz daha ıkınması gerekiyor. Orada ve burada olmam şuan fark etmiyor bir sigara içip geleceğim.
Bay Dawson sinirle karısının yanında döndü ve karısına ebenin geleceğini söyledi. Adam bu hastaneye gelmenin baştan hata olduğunu biliyordu fakat eyalette ki tek hastane burasıydı.
Hastane kelimenin tam anlamıyla felaketti. Kırık dökük duvarlar, kokmuş, kirli, kırık, bakımsız yataklar, ilgisiz hemşire, doktorlar ve çok az yanan ışıklardan oluşan bu hastane tam korku filmlerinden çıkıp gelmiş gibiydi. Buranın böyle olma sebebi ise aslında kimsenin suçu değildi. Amerika'nın en lanet ve en fakir eyaletlerinden biri olan Arkansas'da bu durum doğaldı. Burada ki herkes işsiz, fakir ve hastalıklı insanlardı. Amerika'ya büyük hayaller ile gelenlerin koca bir hayal kırıklığı ile geldikleri son durak burasıydı.
Ebe büyük bir gürültü ile içeriye girip:
- Evet, Nicole şimdi bütün gücün ile ıkınmazsan karnını yarıp bebeği içerden almak zorunda kalırım beni anlıyor musun?
Bayan Dawson kalan gücüyle kafasını salladı ve ıkınmaya başladı.
-Hadi nefes alıp ver, işimi zorlaştırıyorsun dedi Ebe
Bayan Dawson ıkınırken birden etrafın yavaşladığını hissetti. Kalbi göğsünden sökülüyormuş gibi hissediyordu. Bunun doğum acısı olduğundan emin değildi. Yoksa ölüyor muydu? Bilmiyordu. Kafasını çevirip kocasına baktı. Kocası konuşuyordu, ebe bağırıyordu ama tek bir lanet kelime duyamıyordu. Şaşkın şekilde etrafına bakıyordu. Çığlık attığından emindi ama sesi kulaklarına gelmiyordu. Birden ışıklar yanıp sönmeye başladı hastane hiç olmadığı kadar aydınlandı ve birden tüm ampuller patladı. Etrafında ki her şey karanlıktı, hiçbir ses duymuyordu. Hiç bir şey hissetmiyordu. Karanlıktaydı. Sonra bir fısıltı duydu. Giderek artıyordu.
-Nicole, gündüzün götürdüğü, gecenin getirdiği laneti dokuz ay boyunca içinde bir parazit gibi taşıdın. İçten içe seni yemesine izin verdin. Şimdi o parazit filizlenerek büyüdü ve dışarı çıkıyor. Bu kızın büyüdüğünü ve laneti devam ettirdiğini göreceksin. O senin lanetin ve ömrün boyu onunla yaşacaksın. Gecenin kraliçesi, ruh sömüren, kötülüklerin anası Helena... Karanlığa doğru gel ve hükmünü tüm dünyada sürdür...
Bayan Dawson son bir ıkınma ile birkaç saniye bile olsa rahatladığını hissetti. Sonra bir ağlama sesi duydu. Ona o zaman güzel gelen tek ses o ağlama sesiydi.
Ebe:
-İşte küçük haylaz doğdu sonundaDiyip bebeğin poposuna vurdu ve onu bir battaniyeye sarıp Bayan Dawson'nın kucağına bıraktı. Kucağında tuttuğu o anda onlara melek gibi geliyordu... Ama doğurduğu şey aslında şeytanı bile korkutan bir kötülüktü.
-Helena diye fısıldadı Bayan Dawson.
-Helena mı? Bu isim kulağa hoş geliyor nereden buldun? Diye sordu Bay Dawson
-Sadece. Bilmiyorum. Hoşuma gitti. Dedi.
-Pekâlâ, öyle olsun sen dinlen ben onunla giderim dedi Bay Dawson.
Helena'yı alıp yeni doğan bebeklerin olduğu bölüme götürürken Bay Dawson çok mutluydu. Kızını bağrına basıp uzun koridorda yürümeye başladı.
Bayan Dawson ise yorgunluk ve garip bir hayalden sonrayorgun düşmüştü. Hayalin sadece acıdan oluşan bir şey olarak düşünüyordu. Amaonu delirteceğinden habersizdi. Son kez rahat bir uykuya daldı. Artık hiçbirşey eskisi gibi olmayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Doğuşu #WKK #Wattys2016
FantasíaGiriş '' Hayır... Bu olamaz. Bu... Bu imkânsız! '' Helena Dawson'nın bayılmadan önce ağzından dökülen son sözler bunlardı. Helena Dawson Üniversite 2.sınıf edebiyat öğrencisi sıradan bir genç kızdı. Üniversite için Washington'a geldiğ...