7. Bölüm
"Anne?"
Ellerimin titremesine engel olamadan kapıyı açarken annem sol elini tutuyordu.
Bir... iki... üç... dört...
Kafasını kaldırıp gözlerimin içine baktı.
Beş... altı... yedi... sekiz...
Yerinde doğrulurken eli gerçekten mor renge dönüşmüştü. Acıdığı belli oluyordu, hem annemin surat ifadesinden hem de o renkten.
Dokuz...
Annem üstüme doğru koşmaya başladı ve ben geriye doğru yürüdükçe üstüme geldi, sırtımın duvara değdiğini hissettiğimde yüzümü ekşittim.
On...
Annem sağ eliyle gözümün alt tarafına yumruk attı ve ben ne olduğunu anlamadan yere düşerken üstüme çıkıp sağ eliyle suratıma vurmaya devam etti.
Gözümün önünde yıldızlar görmeye başlayana kadar beni dövdü ve en sonunda istediğini almış gibi nefes alarak üstümden kalktı.
Gerçekten anlatılamayan bir acı hissediyordum ve yerimde inleyerek yan tarafıma döndüm.
Sonra ne olduğunu hatırlamıyorum ama uyandığımda babam yanımdaydı ve elimi tutuyordu.
Akşam olmuştu, odamın ışığını açmışlardı ve babam bana bakmaya devam ediyordu.
"Sana bunu annen mi yaptı?" babamın ses tonu yumuşaktı.
Babamın arkasına baktığımda kapıya yaslanmış annemi gördüm. Yüzü endişeliydi ama bu soruya vereceğim cevaba göre bir şeyler olacaktı.
"Evet ama, o kadar-" öksürdüm. Sakince doğrulmaya çalıştım ve başardığımda, "Önemli değil." dedim.
Şimdi de geçmiş bir deliyi koruyordum. O kadın artık annem değildi, olamazdı. Bunu neden yapmıştı ki?
"Derin, önemli." babam anneme baktı. Ayağa kalkarken gayet sakindi. Annem biraz geriye çekildi ama babam zaten anneme bir şey yapmayacaktı.
"Bu evden gitmeni istiyorum. Anladın mı beni? Nereye gideceğin ya da ne yapacağın umrumda değil. Sadece bu evden gitmeni istiyorum."
Cebinden cüzdanını çıkardı ve eline aldığı dört tane yüz liralık parayı annemin üstüne attı.
"Bu evden def olup gitmeni istiyorum."
*
Annemin evin içinde dolaşarak eşyalarını almasını dinliyordum ve bir yandan babam suratıma bir şeyler sürüyordu.
Acısı önceki gibi değildi ama kötü hissediyordum. Yüzümün sol tarafını çok az oynatabiliyordum ve annemin neden böyle bir şey yaptığını anlayamamak beni daha kötü hissettiriyordu.
Annem en sonunda elinde bavuluyla kapımın önünde durdu ve bana baktı. Babam yerinden kalkmadı, hatta dönüp anneme bile bakmadı.
Annem bir süre durup en sonunda, "Ben gerçekten özür dilerim, ne yaptığımı bilmiyordum Derin. Bu kadar kötü bir şey yaptığımı bilmiyordum."
Bavulunu kapımın önüne bırakıp içeri girdi ve tam bana yaklaşacakken zorlukla dudaklarımı oynattım.
"Bana. Yaklaşma."
O an sesimin bile zar zor çıktığını fark ettiğimde annemin ne kadar delirdiğini anladım. Kendi kızını olmayan bir nedenden dolayı bu kadar dövecek, hatta döverken kendinden geçip kızının boğazına vuracak kadar delirmişti.
Annem hızla bavulunu aldı ve bir süre sonra kapının açılma sesiyle kapanma sesini duydum. Babam yerinden kalktı ve bana bakıp belli belirsiz gülerek, "Birkaç güne iyileşir." dedi.
O an kafamı sallayıp gülümseyerek, "Seni seviyorum baba." demek isterdim ama tek yapabildiğim bir ses çıkarmak oldu.
Babam odamdan çıkıp kapıyı kapattığında yerden kalktım ve doğrulurken dolabıma tutunarak aynamın karşısına geçtim.
Sol gözümün altı belli belirsiz mordu ve dudağımın sol tarafı patlamıştı. Kaşıma da kan bulaşmıştı ama o nerden gelmişti bilmiyorum.
Çoğunluk olarak suratım gerçekten çok kötüydü ve bu kadar acıdığından tahmin etmiştim. Boğazımda da küçük bir morluk vardı.
Ama en kötüsü annemin neden bunu yaptığını bilememek olmuştu.
*
Bir hafta boyunca okula gidemedim. Yaralarımın yeteri kadar geçmesini bekliyordum.
O sabah uyandığımda artık okula gidip gerçeklerle yüzleşecektim. Ömür gibi gerçeklerle, ama şuan lezbiyen olmamdan daha büyük sorunlarım olduğunu biliyordum.
Okula hazırlandım. Kahvaltı yaptım, suratımdaki yaralar düzelmeye başlamıştı. Ama hala dövüldüğüm gerçek anlamda belli oluyordu, hem de annem tarafından.
On beş dakika sonra okulun önündeydim. Nefes alıp kapıdan geçtim ve okulun içindeydim.
Başım önümde gezmeye çalışsamda insanların bana baktığını hissedebiliyordum. Hızla sınıfa girdim ve masama yerleştiğim anda Sarp'ın sesini duymamla kafamı kaldırmadan "Efendim?" dedim.
"Bir haftadır nerde-" sözünü bitirmeden kafamı hızla kaldırdığımda şaşırmış bir şekilde bana bakıyordu.
"Bunu sana kim yaptı?"
"Sonra anlatırım." anlatmayacaktım.
Boğazım hala fazlasıyla ağrıyordu, o yüzden fazla konuşmamaya çalışıyordum ve zaten Sarp bunu fark etmişti.
Birkaç kişi daha suratımdaki çürük yaraları ve sesimin çıkmayışını fark etti ama onun dışında hiçbir şey olmadı.
Ayrıca Ömür'ü bütün gün boyunca okulda görmedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEZB || GirlxGirl
Teen Fiction"Gözlerine baktığımda, seni sonsuza kadar izleyebileceğimi biliyorum. Bana dokunduğunda, hiçbir erkekte hissedemeyeceğim duyguları hissediyorum. Sen bana o kadar farklı bir şey yapıyorsun ki, sana git gide daha fazla aşık oluyorum. Ve bundan kaçam...