Son

7.8K 138 22
                                    

Hikayeye verdiğiniz desteklerden dolayı çok teşekkür ederim. Bu bölümden sonra bir epilogue bölümü yayınlayacağım.

Kendinize iyi bakın.

XX

Ömür elimden tutuyor, kendisine cevap vermem için bekliyor. Ağlamak istiyorum, daha doğrusu kaçmak istiyorum çünkü onun ne olduğunu biliyorum. O sağlıklı biri değil, sağlıklı birisi böyle davranışlar sergilemez.

Ağlıyorum, Ömür hızla gözyaşımı yanaklarımdan siliyor. Çenemden tutup kendisine bakmamı sağlıyor. "Bana güven, Derin. Bu sefer sana zarar vermeyeceğim." diyor. Elini çenemden çekmesini diliyorum çünkü her saniye ona daha fazla inanıyorum.

"Seni seviyorum." diyor sonunda, elini çenemden çekerken. Cevap vermiyorum, hislerim karışık. Ama hala eskisi gibi olan şeylerin varlığından eminim, hala Ömür'ü seviyorum. O benim aşık olduğum kadın ve içten içe, o da ona sevdiğimi biliyor. Ya da ondan istesem de uzaklaşamayacağımı.

Kafamı sallayabiliyorum, Ömür'ün gözleri bir tepki verdiğimin mutluluğuyla parlıyor. Ama sonra bunun olumsuz olduğunu anlıyor, onunla gelmeyeceğimi biliyor. Büyük kahverengi gözleri açılıyor, "Benimle gelmeni istiyorum." diyor.

Daha çok ısrar etmeye çalışacağını anlıyorum. Bana bakıyor, bakışları benden hiç ayrılmıyor. Korkuyorum. Anlıyor, kollarını bana sarıyor. "Senden nefret ediyorum, Ömür. Seni sevmiyorum. Anladın mı?" en sonunda konuşabiliyorum.

Kollarını benden çekiyor, "Biliyorum."

"Seni sevmiyorum, senden kurtulmak istiyorum. Ama nedense aklımdan çıkmıyorsun, neden aklımdan çıkmıyorsun Ömür? Neden yaşamama izin vermiyorsun?" suratına farklı bir bakış yerleşiyor, endişe, belki.

Acınası gülümseme geliyor, "Çünkü beni seviyorsun ve bunu sende biliyorsun." elini belime yerleştirip küçük bir daire çiziyor. "Neden hayatını sevdiğin biriyle geçirmek istemiyorsun?"

Kafamı tekrar sallıyorum. Bunu yapamayacağımı biliyor, insanlardan öylece uzaklaşamayacağımı, babamdan gidemeyeceğimi biliyor. Onunla yaşamak istiyorum, onu her şeyden daha çok istiyorum. Yine de yapamayacağım şeylerin olduğunu biliyorum.

"Gel." diyor tekrar, elini uzatıyor. Gözlerimi ince ellerinde gezdiriyorum. Eli titriyor, bedenine korku dalgası çarpıyor. "Gelmeyeceğim." diyorum. Zorlamak istiyor, beni buna ikna etmek istiyor. Ama biliyor ki, ben asla ikna olmayacaktım. Ben aşkı seçmezdim, bu kadar kolay değildi.

"Ailemden ayrılmamı istiyorsun." diyorum. "Babam bu kadar kötü bir durumdayken onları yalnız bırakmamı istiyorsun, annem tarafından bu kadar kötü şeyler yaşarken kaçmamı istiyorsun. Onların yanında olmam yerine bana yaşadığım yerden yok olmamı söylüyorsun." kafasını sallıyor, ne kadar anlayışlı.

Cevap vermesini istiyorum, belki öyle olmadığını söylemesini. Suratına küçük bir gülümseme yerleşiyor, "Seni istiyorum." diyor sonunda. Bacaklarım uyuşuyor, cümleleri güçlü. "Sana güvenmiyorum." diyorum. "Güvenmeni sağlayacağım, benimle gelirsen sana beni yaşatacağım."

Anlamıyorum, belki de anlamak istemiyorum. "Ömür." diyorum. Gözlerini hızla gözlerime çeviriyor. "Derin." diyor. Ona söylemek istemeyeceğim şeylerin ağzımdan dökülecek olmasından korkuyorum.

Ama kelimeler her türlü dökülüyor. "Belki de evlenirim." diyorum. "Belki de karşıma sadece sen çıktığın için böyle düşünüyorumdur. Belki de başka birisiyle hayatımı yaşayabilirim." kaşları çatılıyor. "Anlamanı beklemiyorum, ben sadece senin gibi cesaretli değilim. Ben kaçıp gidemem, aşkı tercih edemem ya da insanları bırakamam. Hem de bana en ihtiyacı oldukları zamanda."

Cevap vermiyor, devam etmemi bekliyor.

"Seninle sonsuza kadar kalmayacağım, seni sonsuza kadar sevmeyeceğim. Güvenemediğim birisine aşık olamam, onunla bir hayat geçirmek isteyemem. Bir gün kararını değiştirip bir erkekle sevişip sevişmeyeceğini ikimiz de bilmiyoruz." dudakları açılıyor, ama sonra tekrar kapanıyor.

"Devam et." diyor. "Bana acı çekeceğim birkaç cümle daha söyle. Sana kendimi anlatmamışım gibi davranmaya devam et. Ben sana böyle olduğumu söylemiştim, ama sen sanki bilmiyormuş gibi davranmaya devam et."

Kalbim sızlıyor. Acıdan, belki.

"Sürekli bunu söylüyorsun, bana bunu yaptığın günden beri. Hiçbir şeyi değiştirmiyorsun ya da iyileştirmeye çalışmıyorsun. Bağımlı olabilirsin, ya da sadece seni seven tek insanı da kırmaya çabalıyor olabilirsin."

Omzumu silkiyorum. "Şimdi gidersen, umrumda olduğunu söyleyemem."

Ömür kendini benden uzaklaştırıyor. Suratı duygusuz, belki de artık ne söyleyeceğinden emin değil. Bir adım daha geriye atıyor, ve bir adım daha...

Dudağımı dişliyorum, yanlış bir karar verdiğimi düşünmemeye çalışıyorum. Senin kalbini kırmayı istememiştim, demek istiyorum. Ama hatırlamak istemediğim şeylerin olduğunu da biliyorum, onun yanında belki de ondan özür dilemek istiyorum.

Ona bu kalp kırığının aynısını yaşatamayacağım için.

Ömür duruyor, gözünden bir yaş düşüyor. Üzgün, ama belli edemeyecek kadar gururlu. İrislerini öylece benimkilere sabitliyor.

Sonra arkasını dönüyor.

Gitmesini istemiyorum.

Kapıya ilerliyor, gideceğini biliyorum.

Kapıyı açıyor.

Kısık sesim gitmemesini bağırıyor.

Ve gidiyor.

***Son

LEZB || GirlxGirlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin