-18-

8.8K 159 23
                                    

18. Bölüm

Telefonu elimden düşürdüm.

Etraf buğulanmaya başladığında gözlerimi ovuşturdum. Ağlayamazdım, ağlamamalıydım. Kalbim kırılmıştı, bunu iliklerime kadar hissedebiliyordum ama eğer ağlarsam her şey daha kötü olacaktı.

Eğer ağlamaya başlarsam kendimi durduramayacaktım.

Yerdeki telefonumdan mesaj bildirimleri geliyordu. Bakmadan sessize aldım ve gözlerimi kapattım.

O mesajlara cevap olarak Ömür'ün böyle bir şey yapmayacağını söylemek istiyordum ama bu çok zordu. Ona güvenemiyordum, bu mesajlardan sonra bu duyguya o kadar emin olmuştum ki.

Bunu nasıl yapabildi ki, aynı anda hem bir kız hem de bir erkeği nasıl böyle idare edebildi?

Yere oturdum ve telefonu hafif bir şekilde zeminde benden uzağa sürükledim. Birkaç dakika, belki de birkaç saat geçti. Ellerime baktım, bembeyazlardı. Hızla birbirlerine sürtüp biraz sakinleşmeye çalıştım.

Olmadı. Kalbim kırıldı, güzel giden bir rüyadan delice uyandırıldım. Sakin olamazdım, her saniye daha da sinirleniyordum.

Ta ki evin kapısı tıklatılana kadar.

Ömür.

İlk başta açmamak istedim, sonunda gidecekti. Ama kendimi kapının önünde dururken buldum. Ömür bir kez kapıyı tıklattı. Sonra bir tane daha, ne zaman pes edecek diye merak ettim.

Birkaç saniye geçti, belki de birkaç dakika. Kapıyı açıp o tanıdık surata baktım. "Neden bu kadar geç açtın?" dedi elindeki poşetlerle içeri geçerken, poşetleri yere koydu.

Uzun saçlarını omuzlarından geriye atıp kaşlarını çatarak bana baktı. "Derin suratın bembeyaz olmuş." parmaklarını yanağıma sürttü. Gözlerimi kapattım, işte ağlıyordum. Yanaklarımdan yaşlar süzülürken öylece dudaklarıma doğru inerek suratımı okşayan parmaklarına odaklandım.

En sonunda nefesimi toparlayabildim.

"Ben varken başka birisiyle de... başka birisiyle-" yutkundum. Gözlerinin içine baktım, onun gözleri büyüdü ve tedirgin bir hal aldı. Bunu bana göstermemeye çalışıyordu ama aşık olduğum kişiydi o, benden ne kadar saklayabilirdi?

"Başka bir erkeği sikiyor muydun?" dedim kendimi ondan geri çekerken. Bu sözüm ona daha fazla sinirlenmeme sebep olmuştu.

Ömür kafasını hayır anlamında sallarken dudaklarını yaladı. "Başka birisinin beni siktiğinden haberi var mıydı?" dedim bu sefer. "Derin kimsenin yoktu." sakinliğini koruyordu.

"O zaman neden birisi bana seninle ilgili böyle mesajlar atıyor?"

Kaşları daha çok çatılırken ağzı hafif bir şekilde açıldı. Gözlerini benden ayırmak zorunda kaldı. "Ömür, gerçeği söyle." yine etrafı buğulu görmeye başlamıştım.

Ellerime kadar her yerin soğuduğunu hissediyordum. Nasıl bu kadar saf olabilmiştim?

"Her şeyi öğrendim, Ömür. Neden hala bana söylemiyorsun?" surat ifadesinden hiçbir şey anlayamıyordum.

"Ben emin olmaya çalışıyordum." sesi fazlasıyla kısık çıkmıştı. Ona yaklaştım, bu sefer parmaklarını suratına sürten taraf ben olmuştum.

"Ben senin emin olmana yetmiyor muydum, Ömür?"

LEZB || GirlxGirlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin