"Sana artık kardeşlerin biziz demiştik James!" Diye kükredi ortadaki çocuk tam olarak insan görünümüne dönerken. "Ben de size kardeşimden asla vazgeçmeyeceğimi söylemiştim Sam!" Yanındaki çocuklardan biri Esmee'ye doğru bir atak yaptığında James de çocuğa doğru atladı ve boynuna yapışarak havaya kaldırdı. "Canımdan birinin canına kast edenin canını elimle alırım. Bir daha beni kışkırtma Liam!" Pençelerini derisine bastırdığında Liam inlerken Sam de James'in bileğinden tutup yumruk attı. Ben olanların şokunda transa geçmiş hareketsizce dururken Esmee "Kardeşimden uzak dur!" diye bağırarak Sam'e doğru atıldı. James ve Esmee, Sam ve Liam'la ilgilenirken gözlerim boştaki çocuğa kaydı. Çocuk pençelerini çıkarıp bana doğru sinsi bir bakış attığında artık boşta olmadığını anladım. Esmee'ye baktığımda hala Sam'le birbirlerini ağaçtan ağaca atıklarını gördüm. Bu kurt çocuktan kendim kurtulmalıydım. Her zaman beni yönlendiren iç sesim en gerekli zamanda kayıplara karıştırmıştı. Harika! Nasıl olduğunu anlamadığım bir anda kendimi pençelerimi çıkarmış bir şekilde buldum. Boğazıma yapışıp bir ağaca yasladığında ellerimi ona doğru uzatıp çırpınmaya başlamıştım ancak ona yetişemeden ağaca yönlenip onu tırmalıyorlardı. En son Dean'e yaptıklarım aklıma gelince çocuğa odaklanarak onu kendimden uzaklaştırmayı denedim. Ancak birkaç adım geriletebilmiştim ama ellerinden kurtulduğum gibi bu defa ben saldırdım. Yüzüne doğru atak yaptığım için kendini savunmak amacıyla kolunu kendine süper etti. Kolunda üç tane enine çizikler oluştuğunda afallayıp ellerime baktım. Pençelerim yavaş yavaş küçülürken kanlı tırnaklarım ortaya çıktı. Bakışlarımı sinirli bir şekilde soluyan düşmanıma çevirdim. Hem sinirli hem şaşkındı. Ama daha çok sinirli. "Sen! Nasıl? Ihhhh!!" Kaşları olabildiğince çatılırken "Seni geberteceğim vampir!" Bağırmasıyla üzerime doğru tek kolu havada bana doğru yaklaşması bir oldu. Bana yapacağı saldırıyı gözüm kapalı beklerken üstüme bir ağırlık eklenmişti. Ama acı yoktu? Gözlerimi aralayınca James'in açık kahverengi gözleriyle karşılaştım önce. Sonra sol omzundan bir damla kan yüzüme damladı. Gözlerim gözlerine kenetlendi. O an şimşeğin sesini duyduğuma yemin edebilirim.
Esmee çığlık atarak yanımıza doğru gelirken "Şerefsiz itler!" diye kükreyen Dean'in sesini duydum. "Bu iş burada bitmedi!" Diye bağırarak uzaklaştı Sam ve yanındakiler. Dean de peşlerinden gitti. O sırada Esmee James'i üzerimden almıştı. Tek omzunda taşımakta zorlandığı belliydi. Vampirlerin çok güçlü olması gerekmez miydi? Sanırım bu şuan için geçerli değildi. "Debby şuan yaralı. Kaldırırsam canı acıyabilir, yardım edebilir misin lütfen?" diyince sorularıma cevap almış oldum ve diğer koluna da ben girdim. Dean geri döndüğünde zaten sinirli olduğundan dolayı çatılmış olan kaşları çok daha korkutucu bir görüntü aldı. "Eminim tek başına kardeşine sahip çıkabilirsin Esmee!" "Yaralı olduğunun farkında değil misin, aptallar!" "Sen kenara çekil, ben tutarım onu." Bana dediğini anlayınca tam geri çekiliyordum ki "Sakın onu bırakma Deb. Sana gelince Dean kardeşimi sana emanet edeceğime burada terk ederim daha iyi. Senin edeceğin yardımı bilirim ben!" Korkulu gözlerimi Dean'e çevirdiğimde kızgın bir boğayla karşılaştığımı zannettim biran. Bu kavgaya bir son vermeye karar verip sözü aldım. "Zaten benim yüzümden bu halde, en iyisi ben yardım edeyim. Bunun kimse için sorun olmayacağını düşünüyorum." Dean yine beynimin içindeydi. "Zamanı gelince göreceğiz sorun olup olmayacağını. Göreceğiz!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAN TADI
VampireDebby Delicious. Bir vampirin beklenmedik ısırığıyla hayatı tamamen değişiyor. Bir arayışa çıkıyor: Bedenen ve ruhen. Kendini bilmemek ne korkunç.