Baekhyun kasketini çıkarıp yüksek masanın üstüne koydu. Birazdan eline birlikte çalıştıkları kadın birkaç dosya ve kıvrılmış kağıt vericekti. Onları Chanyeol'un odasına götürmeliydi. Nerdeyse her gün bunu yapıp o adamın yanına gitmek zorunda kalıyordu. Hafta sonu barda gördükten sonra görmemişti. Çünkü haftasonuydu işte. Evde uyuyup zıbarmıştı.
"Baekhyun!"
Ve işte o kağıt parçalarıni vericek olan kadın gelmişti.
"Geldim!!!" Baekhyun koşturarak elindeki kıvrılmış posterleri tutan kadının yanına gitti.
"Ne yapıcağını biliyorsu." Kadın posterleri Baekhyun'un kucağına koyup sırtını pat patladı.
"Neden bu işi ben yapıyorum?"
"Çünkü bu işten para alıyorsun. Senin gibi uyuşuk birisinin jeoloji mühendisi olması beni çok güldürüyor doğrusu. Gidip sütlü çay yapmasıni istiycem birinden. Ah belim ağrıyo." Kadın belini ovup şikayet ederek oradan uzaklaştı. Baekhyun yine düşünceleri ve posterlerle birlikte yalnız kalmıştı.
Uyuşuk uyuşuk adımlarla çinkodan yapılan tekerlekli klübeye doğru ilerledi. Bu klube dışarıdan ayaklı bir ev gibi gözükse de aslında gözüktüğünden daha küçüktü. İçinde sadece planları yapıcakları iki çalışma masası, yemek yemeleri için çok da büyük olmayan yemek masaları ve sandalyeleri, bir de buzdolabı vardı. Tabi Bay Çok Mükemmel Park Seksili Chanyeol için ayri bir masa sandalye ve iki koltuk da vardı. Şuncacık alanı -Baelhyun'a göre- koca kafalı aptal patronu Chanyeol'un koyduğu kişisel eşyalar dolduruyordu.
Yüksek merdivenlerden tereddütle çıktı. Kesinlikle o herifle görüşmek istemiyordu ve bu işi bir gün olsun kendisinden başka biri yapsa nolurdu ki?
"Neyi bekliyosun?"
Arkadasından gelen kalın sesle yerinde sıçradı. Ağzından tiz bir çığlıkla birlikte elindeki posterler iki basamaklı merdivenin ardından kumlu zemini boylamıştı.
"Ödüm koptu." Baekhyun elini göğsüne koyup derin nefesler aldı. Hala karşısındaki sırığın kendine baktığını biliyordu. Ne diye biranda konuşmuştu ki? Usulca seslense nolurdu yani?
"Kapının önünde böyle dikilmeye devam edersen içerdekilerden biri kapıyı yüzüne çarparak bu ufak yüzünü yamuk yumuk edebilir. Dikkatli ol." Chanyeol konuşurken Baekhyun'un yanaklarını birbirine bastırdı. Baekhyun'un canını bilerek acıtmıştı. Çünkü neden acıtmayasın ki? Hem bu ona ceza olmuş olurdu.
Yere eğilip dağılan posterleri teker teker topladı. Baekhyun'da hemen ardından toplamaya başlamıştı. Son bur kaç kağıt parçası kaldığında Baekhyun hemen yanındaki el yazısıyle yazılmış olan kağıda elini attı. Onunla birlikte Chanyeol'da aynı kağıda uzanmıştı. Elleri birbirine değdiğinde donup kaldı.
Bu dizilerdeki klişe sahneyi yaşıyor olması Baekhyun için oldukca garip bir andı. Film yada dizilerde bu sahne çıktığında kanalı değiştirir yada filmi ileriye sarardı. Çünkü oldukca saçma ve... Klişeydi işte. Fakat yanaklarının kızarmasına engel olamadı.
Bu herifin elleri adeta ateş gibiydi ve Baekhyun'un eline değen ufak temasta bile kısa olanın cayır cayır yanmasına sebep olmuştu.
Chanyeol, Baekhyun'daki durgunluktan faydalanarak tuttukları kağıdı çekip işine devam etti. Tüm kağıtları çelik zeminde düzleyip ayağa kalktı. Onunla birlikte Baekhyun'da kızarık yanaklarını saklamaya çalışarak ayağa kalkmıştı. Elindeki poste ve kağıtları Chanyeol'a uzatıp bir adım geri çekildi.
"Bunları size getiricektim zaten. İyi günler." Eğilip yüksek basamaktan atlayarak hızlı adımlarla ordan uzaklaştı. Yanaklarının ısınmasının sebebini anlamasada havadandır diyerek geçiştirme çalıştı. Yanaklarını elleriyle sarıp yangının dinmesini bekledi. Derin nefes alıp yoluna hızlıca devam etti. Onu izleyen Chanyeol'dan habersiz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ㅤㅤmiss. parkㅤ[chanbaek texting]
Fanfiction•Gay // Texting •ChanBaek Byun Baekhyun, sadece bir eş arıyordu. kısa hikaye içinde:#1 [31.10.16|20.25] hayran kurgu içinde:#91[20.01.17|14.00] ©tüm hakları hesaplarımın yazılı olduğu sarı kağıtta saklıdır