seventeen

5.8K 395 27
                                    

Baekhyun takım elbisesinin düğmesini açıp kolunu yüksek daire masaya yasladı. Çooook sıkılmıştı. Kimsenin onunla konuşmuyo olduğundan değil, herkesin onunla bir muhabbete girmeye çalışmasından sıkılmıştı. Neyseki kokteyl sona gelmiş olucak ki birçok kişi gitmiş yada gidiyordu.

Zarif bardağı parmakları arasına alıp içindeki şeffaf sıvıyı içti. Yanından geçen garsonu durdurup elindeki daire tepsiden iki kadeh daha alıp önüne döndü. Bir bağı eline alıp diğer kadehi önüne itti. Ufak bir yudum alarak gözlerini kapattı.

"Ah Tanrım..." Soğuk sıvının boğazından akışıyla ufak bir nida döküldü. Bu sefer daha büyük bir yudum alıp zarif kadehi masaya bıraktı. Gözlerini kapatışı onu ayakta uyuyor gibi gösteriyordu. Kollarını masanın üstünden çekip ceplerine attı. Saat gecenin nerdeyse on ikisiydi ve Baekhyun abisinin şu anda ne bok yediğini bırakın nerde olduğunu bile bilmiyordu. Telefonunu çıkarıp ezbere bildiği numarayı tuşladı. Kulağına götürdükten sonra boğazını hafif bir öksürürükle temizledi. Bir yandan telefondan gelen tiz sesi dinliyor bir yandan da etrafa bakınarak abisini arıyodu. Gittikce yükselen topuk sesiyle arkasına döndü. Karaoke barında gördüğü küçük yüzlü kız(?) tek eliyle çantasını tutarken diğer eliyle kendisine el sallıyordu. Yüzündeki ufak tebessüme karşılık verip kocaman gülümsedi. Kulağında kesilen sesle cebinden elini çıkarıp yanına gelen adını bilmediğı kızla tokalaştı.

"Merhaba..."

"Merhaba. Ben Baekhyun. Sen?" Elini geri çekip rahatca ceplerine koydu.

"Minhee. Memnun oldum." Sevimlice gülümseyip tekrar el sıkıştılar.

"Bu kız ismi değil mi?"

"Aslında... Gerçek adım Minhee değil. İş hayatımda Minhee'yi kullanıyorum sadece."

"Hmm. İçki, ister misin?"

ㅤㅤmiss. parkㅤ[chanbaek texting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin