ㅤㅤmiss. parkㅤ[chanbaek texting]

eight

Baekhyun kasketini başına takıp çalışma alanına doğru yol aldı. Çalışmaya başlayalı sadece 2 gün olmuştu ve kendini neden bu mesleği seçtiğiyle ilgili sorular sormadan edemiyordu. Halbuki stajyerlik zamanlarında böyle değildi. Daha hevesli ve daha çalışkan olduğuna emindi. Peki şimdi? O tam bir patatesti. Çalışma götü olmayan bir patates.

"Baekhyun-ah, bu kadar uyuşuk olma. Yoksa kovulursun."

"Bu bir tehdit mi?" Elindeki kıvrılmış kağıdı masaya koyup açtı.

"Sadece uyardım Baekhyun-ah. Biliyorsun Bay Park oldukca disiplinli biri ve ufak bir kaytarışını görse emdiğin sütü burnundan getirir." Kısa boylu kadın elindeki kalemin arkasından basıp sivri uçun çıkmasını sağladı. Büyük kağıdın üstünde birkaç yeri işaretleyip başka bir kağıda notlar yazdı. Ardından not defterinden bir yaprak yırtıp başka bir şeyler daha yazdı.

"Öğle yemeğine ne zaman gideceğiz?" Baekhyun kulağının arkasını kaşıyıp toz toprak içinde koşuşturanlara acıyarak baktı. Şu anda işi bırakıp tekrar üniversite okusa nolurdu ki? Sadece abisi onu paramparça ederdi. Ufacık bir şey.

"Byun Baekhyun! Bugün daha üçüncü günün olmasına rağmen bu kadar umursamaz ve boşvermiş tavırlarım aşırı derecede sinirimi bozmaya başladı! Sen buranın bir çalışanısın ve görevlerini elinden geldiğince yerine getirmelisin! Onu da geçtim; bu mesleği sen seçtin öyle değil mi?!" Kadının neredeyse ateş fışkıran gözlerinden gözlerini çekmeyip usulca kafa salladı. Ne vardı yani acıktıysa? Herkes acıkabilir! Bu sadece kendisine özgü bir şey değildi ki.

"O zaman işini yap! Hakkını vererek." Kadın, kağıdı tekrar rulo haline getirip kağıtları ikiye katlayarak Baekhyun'a verdi.

"Bunları Bay Park'a götür. "

"Anlaşıldı."

Ne vardı bir şirkette masa basında çalışsa?