Asla Pes Etme

Davetsiz Misafir...

Peki ne yapmalıydım? Hımmm düşün Mark düşüüüün. Ben bunları düşünürken çoktan eve varmıştım bile. Tamam öncelikle sağlam bir plana ihtiyacım var. Onları derinden etkileyecek bir şey olsun ama bu sadece arkadaşlarımla vakit geçirmeme ve onlarla eskisi gibi olmama yardımcı olsun. Bir bakalım elimizde neler var:
Kızların varsa eski sevgilileriyle ilgili bir şey olabilir ya da duurr!! Bu işi kökünden halletmek lazım. Üzgünüm Celine... yapmak zorundayım. Celine'i etkileyecek bir şey bulmam lazım. Tabi yaaaa!!!! Nicole...
Ilgın'dan:
Tünelde raylar yerine suda yüzen kuğular vardı. Joey bunu normal buldu ama benim için aynı şeyi söyleyemem. Kuğular yerin ray bekliyordum sanırım pek romantik değilim;) Tünelden çıkınca:
Ch: Ee ne yapıyoruz.
C: Bilmem. Siz karar verin. Bana farketmez.
I: Bence gidelim artık hem ben acıktım. Açım benn!!
A: 😂
J: Tamam o zaman bir şeyler yiyelim.
B: Ben çok aç değilim ama bir şeyler içerim.
J: Tamamdır. Nereye?
I: Ben çok açım. Böyle öğünleri büyük ve dolu dolu olan bir yere gidelim.
J: Bu kız çok aç acil karar verin.
Ch: Aslında bir yer var tam olarak nerde olduğunu hatırlamıyorum en son 3-4 sene önce gitmiştim.
A: Kiminle.
Ch: Bilmem;)
A: Yaaa! deyip koluna vurdu. Sanırım canı yanmıştı. Hem de baya:)
Ch: Sakin! Sadece dalga geçiyordum. Ailece akşam yemeğine gitmiştik en son. Elin baya ağırmış.
A: Bana böyle şakalar yapma.
Ch: Tamam. Yanağından öptü. Çok tatlılar;)
Arabaya bindik ve yola koyulduk fakat aradan 30 dk geçtikten sonra:
J: Kaybolduk galiba.
I: Ve ben hala açım.
Arabayı Blake kullanıyordu. Çok açım, açlıktan midem bulanıyor, sanırım bayılcam.
Ch: Bu sokaktan dön.
Aman tanrım. Çıkmaz sokak!
Ch: Buralarda bir yerlerde olması gerekiyor.
A: Bence bilen birine soralım.
J: Olsa soracağız zaten.
C: Hepimiz sakin olalım. Charles adı neydi oranın ismi.
Ch: Fast car.
I: Ne dedin?
Ch: Fast car.
I: Ben buldum galiba. İki sokak ötede binaların arasından "Fast C" yazıyordu.
B: Sonunda gidiyoruz.
Yemekten sonra...
Joey'den:
Eve geldik. Ilgın'ı ilk defa bu kadar çok yemek yerken gördüm. Genelde kızlar formuna dikkat etmek için yemez diye biliyordum, yanılmışım. 2 Tabak "Fettucini" yedi, yetmedi tatlılardan da yedi.
J: Sen ne kadar çok yemek yiyiyorsun.
I: Biliyorum ama elimde değil yemek yemeyi çok seviyorum :))
J: Onu farkettim zaten.
A: Alışırsın ;)
I: Çok acıktığımda kendime engel olamıyorum. Ne yapayım?:(
J: Neden surat asıyorsun. Ama kıyamam. Sen farklısın benim için her şeyden daha özelsin. Bunu aklından çıkarırsan bozuşuruz. Gerçi ben seninle küsemem ama.
I: Tamam tamam;)
B: Mark nerede acaba?!
J: Maark Marrk??! Odasına bir bakayım.
I: Beni bekle.
J: Gel hadi!!
Odasına geldim fakat orda değildi. Tam arkamı döndüm Ilgın. Sadece iki santim fark vardı aramızda. Göz göze geldik. Bir kaç saniye bekledik.
I: H-hadi bizi bekliyorlar.
J: Tamam.
Sunny'den:
Acaba bizimkiler ne yaptı.
Aranıyor Celine...
C: Vayy! Nasılsın bakalım. Ee neler yaptınız. Hunter ne yapıyor ; ). Aranızda ne geçti. Tamam çok konuştum kabul.
S: Telefon hoperlörde Celine.
C: Aa. Ama insan bir söyler dimi. Hunter? Huunter?!
H: İyiyiz Celine sen nasılsın?
C: Hehe ben de iyiyim.
S: Lunapark nasıldı?
C: Süperr! Ama...
H:Ne?
C: Mark.
Arkadan Ilgın sesleniyor galiba.
S: Ilgın mı o?
Celine'de hoparlöre alır.
I: Gelmeyi düşümüyorsunuz galiba. Alıştınız :) Özledim sizi.
S: Biz de özledik. Geleceğiz bugün.
C: Sonunda.
H: Mark'a ne oldu.
C: Ha evet o konu.
I: Biz lunaparka hep beraber gittik ve tünel gibi oyuncaklara bindik, çarpışan araba vb. Kısaca biraz yalnız kaldı. Sonra ona "Tünelden önce, sevgilin olsaydı sen de anlardın gibi bir şey söylendi". Tünel son noktayı koydu ve gitti.
H: Hımm. Peki ne yapmayı düşünüyorsunuz.
C: Bilmem. Bence siz gelince hep beraber konuşuruz. Hatta şimdi gelin. Tabi isterseniz, birbirinizle geçirdiğiniz o güzel günlere ara vermek isterseniz 😏.
S: Hunter ne dersin. Biraz özletmişiz kendimizi.
H: Tamam o zaman. 15 dk verin bize.
C-I: Bye.
15 dk sonra...
Charles'dan:
Ch: Kapı çalıyor.
B-Ch: Kesin Mark'dır.
C: O kadar emin olmayın! diyerek kapıya doğru koştu. Fakat yanılmış. Celine" Kapıyı siz açın isterseniz." Joey'in kolunu dürttüm.
J: Ne var.
Ch: Bir düşün bakalım. Kapı çalıyor. Celine kapıya doğru koşuyor ama nedense kapıyı siz açın diyerek geri dönüyor. Bilmecenin cevabı ne?
J: Tamam ya. Anladım. Öylesine sordum. Mark'ın geldiğini anladım. Salak değilim.
I: Komiksiniz. Kapıyı açmayacaksanız ben açabilir miyim artık. Zaten yağmur yağıyor. Çocuğun kalbini kırdınız bir de kapıyı açmıyorsunuz. Hadi!
J: Tamam gidiyorum.
Kapıyı açtığında Mark sırılsıklam olmuş bir şekilde içeri girdi ve Joey'e tuhaf bir bakış attı. Kimseye bir şey söylemeden odasına doğru gitti. Joey yanımıza döndüğünde:
J: O da neydi şimdi. Ben ne yaptım ki?
C: Ona biz tünele binerken"sende başka oyuncaklarla oyna " diyen ben değildim.
B: Ama bu kadar büyütmesi saçma.
A: Aynen.
Ch: Ben bahçedeki çardağa gidiyorum. Alara gelir misin?
A: Yağmur yağıyor.
Alara'dan:
Hadi Alara git işte. Çocuk sana bir şey teklif ediyor. Gideyim ben en iyisi. Yağmur dedimde çardağın üstü kapalı. Charles sana bir şey teklif edince kendinden geçiyorsun. Kendine gelmenin zamanı geldi.
Ch: Alara cevap vermeyecek misin?
A: Hadi gidelim.
Ch: :D
Biz tam çıkacakken kapı çalar. Gelen Hunter ve Sunny. Sarıldık.
Ch: Hadi bizim çardağa gitmemiz gerekiyor.
S: Ne oldu?
A: Bende anlamadım. Neyse bizim çardağa gitmemiz gerekiyormuş ;)
H: Gelirken çardaktan meşaleler vardı.
Charles'ın gözleri kocaman açıldı. Biz çardağa doğru yola koyulduk ve!! Charles yine. Bu çocuğu çok seviyorum. Ama bu kadar şeye ne gerek vardı. Elime bir meşale verdi ve hemen yanımda duran bir avuç küçül kızıl taşları yakmamı istedi.
Yaktım! Aman tanrım.
A: Ben ne diyeceğimi bilemiyorum. Sarılmakla yetinebildim. Çünkü yine elim ayağıma girmişti. Yerde kocaman bir ateş yığını vardı.
Ch: Oku bakalım.
A: Benim aşk ateşim asla sönmeyecek araya engeller girsede girmesede gün geçtikçe büyüyecek. Yağmur bile aşkımı söndüremiyor.
Ch: Beğendin mi.
A: Söyleyecek bir şey bulamıyorum Charles. Beni o kocaman gamzelerimden öptü. Ben hala şaşkndım.
Ilgın'dan:
I: Aa şey sanırım küçük bir sorunumuz var.
J: Ne oldu!!!?
I: Yangın!
Hepsinin kafası aynı anda cama doğru yöneldi. Joey- Hunter ve Blake dışarı doğru koştular. Bizde peşlerinden gittik.
Yanılmışız. Charles ve Alara. Ben- Celine ve Sunny birbirimize baktık.
C: Sen hiç bakma Sunny. Ilgın bu konuda ne düşünüyorsun.
I: Bir şey düşünemiyorum Celine!! Ben içeri gidiyorum.
C: Beni bekle.
Joey'den:
Blake ile ne olduğunu anlamıştık. Bizde birbirimize bakıyoruz şu anda.
B: Eyvah!
J: Aynı fikirdeyim.
S: Trip zamanı ;)
H: Hahaaha!
Ch: Size sevgililerinizle ilgilenseydiniz böyle olmazdı.
A: :) Ben konuşurum onlarla.
Ch: Şimdi mi?!!
J: Bir şey söylemiyorum.
B: Hadi Joey.
Eve girdiğimizde kızlar ortada yoktu.
J: Demek saklambaç oynuruz, diye bağırdım.
B: Sen üst kata çık ben alt kata bakıyorum.
Blake'den:
B: Demek böyle oynamak istiyorusunuz Celine hanım! Hayır yani Charlesla Alarayı kıskanmak ne oluyor:) tamam romantikler ama yani Celine ve benim yaşadıklarım bence daha romantik ama ona bunu anlatmak:)...aklıma bodrum kata bakmak geldi aşağıya indim o sırada Celine'in asansöre binmeyeceği aklıma geldi ve vazgeçtim. Alt kattaki bütün odalara baktım ama bulamadım Joey aşağıya kızları kolundan tutarak indirdi.
B: Nerdelermiş(: ?
J: Senin odanın balkonunda(:
C: Siz bizle ilgilenmezseniz olacağı bu!
I: Evet bakın Charles ne romantik Hunter ve Sunny zaten kaç gündür yalnızlar!
B: Ya aşkım şimdi çocuğun içinden gelmiş.
C: Yani sizin içinizden gelmiyor tamam peki!
B: Hayır birtanem yani sen anlamıyorsun ki...
C: Gayette anlı...
Sözünü kesip yanağından kocamann öptüm :)
I-J: ((:
C: Tamam bu seferlik affedebilirim (:
B: Aşkımm benim ya😍
I: Tamam biz affederiz de siz asıl Mark'ın gönlünü nasıl alacaksınız onu düşünün.
C: Evet ya çocuğun kalbini çok kırdınız.
B: Aynen kötü oldu):
C: Biz artık gidelim.
I: Aynen bencede (:
J-B: Yaa gitmeyinn)):
C: Bizim de bir evimiz vardı hatırlatırsam(:
B: Doğru :)
O sırada Alara,Charles,Sunny ve Hunter içeri girdiler.
H: Hallettiniz mi sorununuzu?:)
J: Evet :)
A: Hadi o zaman biz kaçalım:)
Kızlar gittiler bizde Mark'a k kendimizi nasıl affettireceğimizi düşünmeye başladık.
***Bu sırada Mark***
Mark'dan:
Planım tıkır tıkır işliyordu :) yağmurda ıslanarak gelmek planın bir parçasıydı. Bugün Nicole'le telefonda konuşmuştuk ona planımı anlattım kızlardan sadece 4-5 günlüğüne kurtulmak istiyordum. Ama anlamadığım bir şekilde Nicole'ün Celine'e ayrı bir nefreti vardı. Planımın 2. adımı Nicole'nin buraya gelmesi. Bunun Celine ve Blake'i derinden etkileyeceğini düşünüyorum
Yarın...
Celine'den:
C: Uyandım ama hiç kalkasım yok.
I: Kızlaar! Hadi kalkın. Ben masayı hazırladım bile.
İçerden Alara'nın bağırışları. Anlaşıldı bana uyku yok.
A: Ne kahvaltısı şimdi bu!
I: Bizimkilere mesaj attım. Beraber kahvaltı ederiz diye. Hadi kalkın giyinin. İnsan halinize geri dönün.
C: Offf ! Neyse başka biri olsa kovardım.
30 dk sonra...
Ilgından:
I: Kapı çalıyor. Ben bakarım.
Kapıyı açtım ve önümde kocaman bir buket çiçek duruyordu. Birden arkasından Joey çıktı. Ahaha çok tatlısın!
J: Bu benim özür buketim olsun 🤗.
Çiçeği aldım ve içeri geçtiler. Charles Alara'yı sordu. Arka bahçede olduğunu görünce yanına gitti. Ardından tekrar kapı çaldı bu sefer Celine açtı gelen Blaketi
Celineden:
Büyük bir gülümseme ile Blake'e baktım oda bana aynı şekilde baktı. Kapı tekrar çaldı, şaşkınlıkla kızlara baktım birini beklemiyorduk gelmesi gereken herkes buradaydı. Kapıya yöneldim açtığım anda şaşkınlık ve üzgünlüğü aynı anda yaşadım gelen Nicole'dü. Gözlerimin dolduğunu hissettim ve anında Blake'e baktım onun arkası dönüktü.
N: Canım çekilir misin Blake'i göremedim de(:
O anda siniri tüm içimde hissettim ve kendime ne yazıkki engel olamadım. Nicole'e hayatımda attığım en sert tokadı attım. İkimizde şaşırmıştık sanırım. Ne kadar güçlü vurduysam herkes yanımıza geldi. Blake'e özür diler gibi baktım. Herkes bana çok garip bakıyordu ardından koşarak odama çıktım ve kapımı kilitledim. Şuan yaşadığım sinir boşalmasını tarif bile edemiyorum. Yastıklarımı fırlattım, masamın üzerinde duran her şeyi tek hareketle yıktım ve bir bardak alıp aynama fırlattım aynanın kırılırken çıkardığı o korkunç ses eminim ki herkesi endişelendirmiştir. Göz yaşlarım sel gibi akıyordu ve şimdi odama baktım da hurdalıktan farkı kalmamıştı. Kolumda bir sıcaklık hissettim baktığımda kanıyordu... Ama zerre umrumda değildi yere oturdum dizlerimi kendime çekip öylece ağlamaya devam ettim.
Joeyden:
Şuan üst üste şok geçiriyordum. Nicole neden geldi? Celine ona neden vurdu? Ilgın neden bana bakıyor? Dur bunda tuhaf bir şey yok ama diğerleri garip gerçekten. Blake cidden çok şaşkın görünüyordu, Nicole her zamanki ağlama numaralarından birini yaptı ve tabiki dikkatleri üzerine çekti ama benim umrumda değildi! Ilgınla Celine'e bakmak için yukarı çıktık. Kapıyı açmayı denedim ama kilitliydi.
J: Celinee! Açar mısın kapıyı!!??
I: Celinee aç kapıyııı lütfen!!
Bir şeyleri deviriyordu sanırım çünkü büyük bir gürültü vardı.
J: Kendine zarar vermez değil mi?!
I: Sanmıyorum ama endişelenmeye başladım.
Tam bir daha kapıyı açamsını söylecektim ki büyük bir camın kırılma sesi geldi, Ilgınla telaşla birbirimize bakarken Ilgın kapıyı açması için daha çok yalvarmaya başladı bende koşarak aşağıya indim.
J: Blakeee!!! Blaakkee!! Gelmen lazım Celine kendine bir şey yapmış olabilir!!
B: Neeee!!! Neden nasıl niyyeee??!!!'
J: Sence!!??
Blakeden:
Koşarak yukarı çıktım. Ilgın bir yandan ağlıyor bir yandan Celine'e kapıyı açması için yalvarıyordu.
B: Celine! Canım lütfen aç kapıyı !
B: Tamam çekilin!
I: Ne yapacaksın?!
B: Kapıyı kıracağım! Celinneee! kapının arkasındaysan lütfen çekill!!
Tüm gücümle kapıya omuz attım zaten hemen açılmıştı. Celine'in odası ne olmuş??! Aşkım ne yaptın senn??!
I: Ne yapmış böylee??! Dedi ve yanına koştu bende arkasından gittim.
I: Celineee!!
B: Ne olduu?!
I: Bilmiyorum ama dürtüyorum neden bir tepki vermiyor!!??
J: Iıı arkadaşlar ufak bir sorunumuz olabilir!
B: Nee! Joey bana halıdaki kanı gösterdi telaşla Celine'in kafasını kaldırdım. Bayılmıştı! Neresinin kanadığına bakmak için kollarına baktım evet kolu kesilmişti ! Off Celine ne yaptın sen!
Bunu kendine neden yapıyorsun...