C: BLAKE GRAY sen yalanmışsın...
Anahtarlarımı bir kenara fırlattım. Kapıya yaslandım yere oturup dizlerimi karnıma çektim. Kafamı dizlerime gömüp ağlamaya başladım.
C: Neden ya neden bu hayatta ben neden mutlu olamıyorum nedennn?!!
Şuan kızların beni dikkatle izlediklerini tahmin ediliyorum. Benim yanıma çöküp bana sarıldılar. Sorgulamadan sadece sarıldılar. Bu o kadar güzel bir histi ki... Saatlerce öyle kaldık. Biraz sakinleşince ayağa kalktım, onlarda
benimle birlikte. Ben onlara,onlar bana bakıyordu. Dayanamadım ve konuşmaya başladım:
C: Kızlar sizi seviyorum, eğer şu anda yanımda olmasaydınınız ne yapardım bilmiyorum :)
A: Böyle duygusal anları sevmediğimi biliyorsun :) kaç saattir bişey demediğimize bakma dökül bakalım.
Alaranın bu tepkisine istemsizce güldüm ve olanları anlatmaya başladım.
C: Siz beni rıhtımın orda bıraktığınız zaman ben ağlamaya başladım. Sanırım yüksek sesle ağladım için dikkat çektim. Biri bana ne olduğunu sordu, bende kim olduğunu ve niye umursadığını sordum. Boşver, kötü görünüyorsun anlat belki yardım edebilirim dedi. Saçlarım yüzümü kapadığı için kim olduğunu görmüyordum. Neden ağladığımı anlattım. Beni teselli etmeye çalıştı,onun bütün sorunlarını çözebileceğine inanıyorsan ben yardım edebilirim dedi. Kafamı kaldırdığımda gördüğüm kişi... Blake Gray. Hayal olduğunu sandım ağlamam şiddetlendi ardından Blake bana sarıldı onu tüm gücümle itip kendime bağırmaya başladım, saçlarımı çekiştiriyordum. Çıldırmıştım. Bana "iyi misin" diye sorunca ona dönüp elini tuttum gerçekti :)
A: Aşkım işte iyiymiş her şey:)
C: Öyleydi.
"di" nin üzerinde vurgu yapmıştım. Yüzümdeki gülümseme dondu ve devam ettim.
C: Beni kahve içmeye davet etti. Rıhtımın orda şirin bi cafeye gittik. Ne içersin dedi, sen seç dedim. Garsona iki latte alalım dedi.
I: Oha ama latte senin en sevdiğin. Evet diyip konuşmama devam ettim.
C: Sever misin? Dedi, en sevdiğim diyip sırıttım. Kahveler gelmeden önce ismimi sordu, söyledim. Kahveler gelince kendinden bahsetmek ister misin? Dedi bahsedilecek bir şeyim olmadığını söyledim, ısrarla vardır dedi. Geleceğimin geçmişim kadar bulanık olduğunu ve hala beni takip ettiğini söyledim.
A-I-İ: Sunny.
C: Aynen. Blake daha fazla konu üstünde durmadı. Eve bırakmayı teklif etti. Bizim sokağa girince bana dehşetle " Sen beni mi takip ediyorsun?!" Dedi bende kendini çok yükseklerde falan mı görüyorsun ? Ben burda oturuyorum dedim ve tüm hızımla buraya geldim. Tüm olay bu.
I: Ah be kuzum, her şey ne güzelmiş :) ne olduda böyle bir kanıya vardı?
C: Onunla ilgili hiçbir şeyi bilmek istemiyorum. Bana bu kötü geçmişi unutturcak bi Sunny vardı birde o. Ama artık Blake Gray benim için koca bir yalandan başka bir şeyi ifade etmiyor.
A: Aşkım biz ne güne duruyoruz? Haklısın sana o lanet olası geçmişi unutturcak insanlardı ama umudunu kaybetme :) diğer seçeneğin hala var :)
İ: Evet :) Alara haklı Sunny'i bulabiliriz.
C: Kızlar yapmayın! Sunny'le telefon görüşmesinden başka bir şey yapmıyorum. Onu tanımıyorum bile nasıl bulucam onu?
I: Buluruz canımın içi sen üzülme yeter ki bak bizde üzülüyoruz :(
A: Bi dakika.
C-I-İ: Nee?
A: Bu Blake :) Beni mi izliyorsun dediğine göre buralarda oturuyor demektir ;)
C: Oha çok zekicee :)
A: Vee :) şimdi ben onun oturduğu evi bulup, ağzını yüzünü dağıtıcamm!!!
I: Alara dur yapma şiddet bir çözüm değil.
A: Benim için öyle.
C: Alara değmez lütfen.
Ne dersek diyelim. Alara bu tabiki onu zaptedemedik. Sinirle kapıdan çıktı. Gerisini düşünmek istemiyorum :)
*********Alaradan********
Kimseee benim arkadaşımı üzemezz. Dağıtırım o Blakenin yüzünü. Sinirli bir şekilde yürürken ayağım takıldı. Yere yapışırım sandım ama biri beni tuttu. Kim olduğuna bakmak için kafamı kaldırdım. Kapüşonlu çocuğun teki. Baktım bu manyak beni bırakmıyor zaten sinirliyim bastım tokadı ve daha da sinirle koşmaya başladım. Çocuk bana yetişti. Sinirle kolumu tuttu kendine döndürdü. Kapüşonunu çıkardığı an şok geçirebilirdim.
Ben ona şaşkınca bakarken kalp atışlarımın hızlandığını hissediyordum. Nefes almam zorlaşmaya başladı. 1-2 saniye sonra tanıdık bir karanlık...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asla Pes Etme
Teen FictionLos Angeste aynı evde yaşayan 4 kız vardı. Bu kızların en büyük hayali liseyi Los Angeles ta okumaktı. Ta ki aşık olana dek... Bu kızlar Türkiye'de yaşıyorlardı. 3'ü türk 1 tanesi almandı. İsimleri Ilgın,İlknur,Alara ve Celine. Bu kızların hayati i...