A: Ayy şimdi bayılıcam yaa.
C-I: Off aynen bende.
A: "Alara bugün seni ilk kez... "dedi, dedim herhalde bu romantik bişeyler söyleyecek bir baktım çekti kendine öptü, öküz ya insan bir yavaştan yavaştan, alıştıra alıştıra yapar dimi😂.
I: En azından seninki bi cümlede olsa bişeyler demiş Joey'e ne demeli? Çocuk sinir krizi geçirdi resmen kıpkırmızıydı, "artık yetti bugün bu iş burada biticek" diyip aniden kendine çekince bir şok oldum😂
C: Ay yok artık kızlar HAYALİMİZDEKİ kişiler bizi ÖPÜYOR siz gelmiş yok şöyle olsaydı yok böyle olsaydı diyosunuz benim içim kıpır kıpır her an uçabilirmiş gibiyim siz nasıl bu kadar sakin kalabiliyosunuzz ayy ama bizimki çokk romantikti yaa.
A-I: Sakin olduğumuzu kim söyledi.
Ilgın'dan:
Diyip bu muhabbetimizi kahkahalarımızla bitirdik.. üçümüzde çok utanmıştık ve çok heycanlanmıştık bu çocukları seviyoruz ya!
I: Kızlaar!! Ben çok önemli bir şey unuttum. Yarın.
A-C: ?
I: Yarın Joey'in doğum günü! Ve ben unuttum. Ne yapacağım ben şimdi?
A: Ben Charles'ı arayayım.
Erkeklerin evi...
Charles'dan:
Ch: Benim size çok güzel bir haberim var. Aslında benim için güzel, sizin ne olur bilmiyorum.
J-B: Benimde!
İkisi aynı anda birbirlerine baktılar.
Ch: Neyse önce ben söyleyeyim.
B: Durun aynı anda söyleyelim. Belki de aynı şeyleri söyleyeceğiz. Çünkü hepimizin aynı anda bir şeyi söylemesi olanaksız gibi görünüyor. 1...2...3...
J-Ch-B: Biz öpüştük!
J-Ch-B: Nee!
B: Yeter aynı anda konuşmayı keselim. Joey sonunda.😂
J: Sana hala kızgınım.
B: Ama koşup kafanı duvarlara vurma kısmı çok komikti.
Ch: Nee! 😂
Arıyor Aşk...
Ch: Alara arıyor. Bir şey mi oldu acaba?
B: Sen ciddi misin oğlum. Sevgilin değil mi? Arayamaz mı? Asıl sen neden onu aramadın bugün?
Telefonu açtım.
A: Charles! Çok acil Blake ve Mark ile buraya gel!
Ch: Neden Joey'e de söylemiyorsunuz.
Alara bana sakin ama sinirli bir ses tonuyla:
A: Joey yanında değil dimi?
Ch: Haa Joey mi yanımda! Sen bizi çağırıyorsun ama onu neden çağırmadın diye merak ettim.
J: Bir şey mi olmuş?
Ch: Haa yok Joey bir şey yok Alara, Blake, Mark ve beni çağırıyor.
A: Şapşal ya! Bağırmasana! Yarın onun doğum günü ve onsuz buraya gelmeniz gerekiyor diyecektim taa ki sen bunu bozana kadar!
Ch: Upss pardon. Ama sende söyleseydin.
A: Charles aklın bir karış havada ne oldu?
Ch: Senden sonra kendime gelemedim.
A: Yaa kapat şu telefonu ve Blake'i de al ve gel buraya. Plan yapacağız.
Ertesi gün, akşam...
I: Kızlar her şey tamam değil mi?
C: Tamadır. Her şey mükemmel.
Ding dong...
I: Ayy geldiler.
J: Nerdeyim ben ve neden burası çok güzel kek kokuyor? Neden gözlerimi bağladınız?
M: Joey çok konuşuyorsun!
J: Ben senle hala konuşmadım ama. En kısa zamanda konuşacağım senle hemde güzel konuşacağım.
Ch: Tamam açıyorum. 1...2...3
I-B-C-A-Ch: İyiki doğdun Joey!
J: Bugün benim doğum günüm mü? Aa evet bugün benim doğum günüm!
I: Salak yaa.
J: Ne?! O kadar olayın üstüne bir de doğum günümü hatırlamamı beklemeyin benden!
B: Ahahah tamam tamam.
Ch: Artık pasta ve hediye kısmına geçebilir miyiz?
Yaklaşık bir saat sonra...
Herkes sevgilisi ile biryere dağılmıştı. Ben ve Alara bahçedeydik. Ilgın ve Joey salonda. Celine ve Blake? Onlar nerde ben de bilmiyorum.
Ch: Alara sana bir şey sormak istiyorum. Sen daha önce hiç birisini çok sevdin mi?
A: Evet!
Ch: :(
A: Yaa anlamadın mı hala seviyorum oğlum seni!
Ch: ;)
Mark'dan:
"Ee Mark yalnız kaldın yine. Belkide bu senin cezandır. Arkadaşlarını kötü yola sürmenin cezası. Ben de eve döneyim en iyisi. Erkekler zaten bana bozuk. Yarın kavga da ederiz tam olur. Şuan herşeyi gidip anlatmak istiyorum sonrada yüzüme, hepsinden birer yumruk yiyip New York'a kendi ailemin yanına dönmek istiyorum, diyip gideyim. Hem ayak bağı da olmam. Gerçi kızlar beni yollamazlar ama olsun. Onlarla da kalacak değilim ya. Oğlum sen ne yaptın! Keşke en başından gidip; Nicole beni kullanmaya çalışıyor, size zarar vermeye ve beni de bu işin içine katmaya çalıştığını söyleseydim. Neden benim de kız arkadaşım yok?" ben bunları düşünürken kanepede uyuya kalmışım ertesi gün uyandığımda kendi evimdeydim daha tam ayılmamıştım ancak birden birisi beni kolumdan çekip:
J: Seninle konuşacaklarımız var! dediğinde kendime geldim. Joeymiş.
Eveet Mark düştün ellerine. Hadi bakalım çık şimdi işin içinden. Beni alıp salona götürdü ve tekli koltuğa oturttu. Kendisi Charles ve Blake'in yanlarına geçti.
Ch: Seni dinliyoruz. Ayrıntı yapmadan anlayacağımız şekilde anlat.
Yazar'dan:
Mark sakin bir şekilde bütün olanları anlatır. Acaba ne diyecekler? Ona hak verecekler mi? Kızlar erkeklere bir şey söylemediler. Tepkileri nasıl olacak? Mark ailesinin yanına New York'a geri mi dönecek?
Blake'den:
Maarrk! Seni şuan öldürmek istiyorum. Ama yapmayacağım. Neden? Çünkü şuan içinde bulunduğun durum seni yeterince etkiledi.
Ch: Bittin sen Mark.
Charles Mark'ın üstüne doğru yürümeye başladı, Joey onu tuttu. Hayret ben bu haraketi ondan beklerdim.
J: Bak şuan bende en az senin kadar sinirliyim ama eğer ona vurursan eline hiç bir şey geçmeyecek. Hem baksana yeterince tedirgin olmuş. Kızlarla da konuşacağız.
M: Kızlara yüklenmeyin tamam onlarda size yalan söylemek zorunda kaldılar çünkü beni korudular! Benim zaten uçak biletim hazır bavulum da,merak etmeyin aradan çekileceğim artık.
B-Ch-J: Ne uçağı?! ne biletii?! nereye??!
M: Ailemin yanına artık sizinle yaşayamam.
*kızlar gelir*
C: Ne demek gidiyorum! asla gidemezsin!
I: Biz izin veririz sandı galiba?
A: Yazık bileti yırtacağımızı bilmiyor:)
B: Bırakın gitsin!
J: Evet hak etti!
Ch: Kesinlikle!
C: Sizene ya bu işte Mark'ın hiçbir suçu yok! sizi özlemesi mi suç ha?! arkadaşlarıyla vakit geçirmek istemesi mi suç! Mark bundan sonra ya bizde kalırsın ya da yarın bende seninle New York'a geliyorum!
I: Bende gelirim!
A: Bende!
B-J-Ch: NEE??!
M: Kızl...
C-A-I: Çook güzell :) biz senin odanı hazırlayalım ;)
Blake'den:
B: Celine!
C: Evet?
B: Sen kafayı mı yedin?!
C: Yoo gayet de iyiyim.
B: Markla NY'a gitmek ne demek?
C: Bizde kaldığına göre gitmeyeceğim.
B: Ama biz ona kızgınız!
Celine bana yavaşça yürüdü ve aradaki mesafeyi kapattı. O böyle yaptığımda tüm dikkatim dağılıyor ve sanki dünyam duruyor ve oda bunu biliyor ;) küçük cadım benim;))
C: Aa aşkım olur mu hiç? :) o sizin arkadaşınız onunda haklı yanları varr:)
B: Celinee :) bana cilve yapma kızamıyorum sana :)
Bana bir adım daha yaklaştı tatlı tatlı bakmaya başladı, kollarını boynuma doladı ve saçlarımla oynarken konuşmaya devam etti.
C: Niye ki? :) insan sevdiğine cilve yapamaz mı? ;) Bende istemsizce beline sardım kollarımı :)
B: Celine?:)
C: Hı? ;)
B: Şuan seni öpmek istiyorum:) Yaklaştım ama geri çekildi.
C: Iı ıı şuan değil Romeo :) önce Markla barışın ;) Ama bu olur dedi ve yanağımdan kocaman öptü.
B: Seni minik oyuncu işini çok iyi biliyorsun :)
Ch: Ohoo :) siz daha demin bağırışıyodunuz :)
B: ..... Sanane işte barıştık:)
C: Kendisi biraz cilveyle hemen havaya uçuyo da :)
B: :/
C: Oyy oy alınma aşkım:)
***Kızların Evi****
Ilgın'dan:
M: Kızlar çok mutlu oldum gerçekten :) Sağ olun.
C: Markçımm erkekler seni en kısa zamanda affederler :) Ben Blake ile gerekli konuşmayı yaparım.
M: Ben yarın New York'a gideceğim. Size rahatsızlık vermek istemiyorum. Bu arada erkekler sizinle konuşmak istiyorlardı. Haberiniz olsun.
I: Bana bak! Eğer yarın New York'a gitme gibi bir eylemde bulunursan bizde seninle geliriz ve senin Joey ve diğerleriyle arandaki mesele büyür.
M: Öyle mi? Tamam o zaman. Zaten kaybedicek başka hiç birşeyim yok. Ayrıca siz de onlarla "yine" kavga edersiniz ve ben eğer azıcık Joey'i tanıyorsam, hiç iyi şeyler olmaz. Bak o biraz garip birisidir. Ama bana inan ben onu tanıdığımdan beri ilk defa birine karşı bu kadar sakin. Belki Charles ya da Blake söylemedi ama benden duymuş olma.
I: Tamam Mark kapatalım bu konuyu.
Ne demek istedi anlamadım? Kafam karıştı. Kişilik sorunu mu var yani? Aman Ilgın boşver. Konuşuyor işte. Acaba söylesem mi? Off salaksın sen Ilgın herkesin dediğine inanıyorsun.
A: Off tamam. Mark gel ben sana odanı göstereyim. İşte burası.
***Erkeklerin evi***
J: Bir şey söyleyeceğim. Acaba biz kızlarla konuşmasak mı?
Ch: Neden?
J: Çünkü yine sorun çıkmasını istemiyorum. Ne zaman bir şey konuşmaya çalışsam sorun çıkıyor.
B: Bilmiyorum ama sen bilirsin. Sonuçta o gün gecenin 3'ünde geldilerinde hatırlatırım ki Ilgın sana yalan söyledi.
J: Ama isteyerek yapmadı ki. Ayrıca bu ilk defa olan bir şey.
Ch: Joey, Blake haklı dostum. Eğer sen konuşmazsan bu yalanların devamı da gelebilir.
J: :( Haklısınız. Tamam yarın gidip konuşacağım. Ama öncelikle şu kapıya bakmam lazım. Ilgın?
I: Biraz gelsene. Bir şey konuşmam gerekiyor seninle.
J: Öne-
Elini dudağıma götürerek sus dedi sadece, sus ve dinle.
I: Ben sana istemeterek de olsa bir yalan söyledim. Zaten öğrendin. Yürüyüşe falan gitmemiştik. Mark bize her şeyi anlatmıştı ve bizde Nicole'nin evine girip yaptığı planları bozmak istedik. Oldu da. Ama sonucu iyi olmadı. Bir şey demeyecek misin? Sonunda söyledim. Bu akşam rahat uyuyacağım.
J: Hayır hiç bir şey demeyeceğim çünkü sen bana biraz geç de olsa olanları anlattın. Yani ben öğrendikten sonra bile. Aslında bende bu konu hakkında seninle konuşacaktım. Sen benden önce davrandın.
I: Kızdıysan söyle. Hakettim. Kızabilirsin çünkü şu anda sinirlendiğinin farkındayım.
J: Tabi ki de hayır. Ben sana kızmamki.
Göz deviriyor.
J: Hiç göz devirme ben hep hatamı anlayıp özür diledim.
I: Ha ben senden hiç Özür dilemedim değil mi?
J: Ilgııın. Gene başlamayalım istersen.
I: :( Haklısın ama daha dün ya da ondan önceki gün senden o salak Luna konusunda özür diledim.
J: Ha birde sana söylemem gereken küçük ama önemli bir ayrıntı var.
I: Lütfen tahmin ettipim şey olmasın.
J: Nicole adam öldürtmekden bir süre hapiste ama o değil. Yani başımıza yeniden bir iş gelirse lütfen anlayışlı olalım.
I: Sorun olacağını sanmıyorum. O Nicole olmadan bir hiç. İyi o zaman yarın görüşürüz.
J: Yarın mı?!!! Sen ciddi misin? Kusura bakma ama ben sevgilimden o kadar ayrı kalamam.
I: Neden? Kavga ettiğimizde ta ki sen bir kavgaya karışıp hastanelik olana kadar tam 1 hafta birbirimizin yüzüne bile bakmamıştık.
J: Ya ama Ilgın. Şurada seninle iki dakika romantik zaman geçirmiyorum. Yeter ama!
I: İyi tamam. Sustum.
J: Sana zahmet.
*Kızların evi*
M: Celine! Alara! Bırakın beni!
C: Olmazz! Sen ne zaman o bavulu açarsın o zaman bırakırız!
M: Beni bırakın da açayım o zaman!
A: Haa doğru. Çocuğu tuttuk 40 saattir bavulunu açamıyor :)
M: Ee yani :)
C: Mark cidden gidersen çok ciddiyiz peşinden geleceğiz.
A: Evet bak sen gidersen diyee tedbir amaçlı bizde bilet aldık :)
M: Siz delisiniz :)
C-A: :)
Ding Dong...
Hah Ilgın'da geldi.
C: Sonunda geldin.
I: Iııı.
C: Ne oldu?
I: Ayy Celine ben gittim söyledim Joey'e, dayanamadım. Zaten öğrenmişti. Off mahvettim dimi. Ama onlar da bizimle konuşacakmış zaten. Yani sorun yok. Azıcık sinirlendi galiba ama belli etmedi :)
C: :) Sorun yok. Zaten öğrenmiş.
I: Maarrk! Acil buraya gelir misin lütfen!
M: Evet geldim.
A: Noldu?
I: Hep beraber gelin size bir sürprizim var.
Bahçeye çıktık. Ilerliyoruz ama neden?
M: Bunu neden yapıyorsunuz?
A: Soruyor musun?
M: :(....
Ch: Hoşşş.....gelmediniz.
Arkasını dönüp gitti. İçeriye girdik. Hepsi oturmuş maç izliyor:) Charles'a göz işaretleriyle televizyonu kapatmasını söyledim. Kapatınca da:
C: Eveet! Şimdi kimse kimsenin sözünü kesmeyecek. Sen söze başla Mark.
M: Her şey açık ve net. Ben ne yaparsam yapayım beni affetmeyecekler.
J: Aynen zaten her şeyi biliyoruz. Bize nasıl oyun oynadığını ve bu a bir son vermek yerine başına iş gelinceye kadar büyük bir zevkle devam ettiğini, evet bunların farkındayız.
I: Böyle yaparsanız barışamazsınız. Aranızdaki sorunları halledemezsiniz. Mark'ı oyuna getirdi Nicole. Eğer gerçek suçlu o olsaydı şu anda Nicole yerine o hapiste olurdu.
B: Yani siz şimdi diyorsunuz ki hiç bir şey olmamış gibi yolumuza devam edelim.
I: Celine ile o kadar kavga ettiniz. Şuan gayet mutlusunuz.
Ch: Tamam peki ne yapacağız?
Mark hırsla ayağı kalkıp bütün olanları en ince detayına kadar anlattı.
Sonra...
J-Ch-B:....
I: Eee ne diyorsunuz?
J: Bir şartla. Eğer bir daha buna benzer herhangi bir olay olursa ilk önce bize gelip söylüyorsunuz. Tamam mı?
Ertesi gün...
Alara'dan:
A: Kızlaaar, kızlaaar, Kızlaaar,kızlaaar neredesiniz?
I: Ne oluyor ya sabah sabah?
C: Bir şey olmuş.
A: Mark gitmiş ve bir not bırakmış.
"Bana evlerini açan dostalarıma...
Ben size her şey için çok teşekkür ederim. Siz isteseniz de istemeseniz de ben ailemin yanına gidecektim. En kısa zamanda görüşmek dileğiyle, Mark."
Arkadaşlar bir bölümün daha sonuna geldik, votelamayı unutmayınız.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asla Pes Etme
Teen FictionLos Angeste aynı evde yaşayan 4 kız vardı. Bu kızların en büyük hayali liseyi Los Angeles ta okumaktı. Ta ki aşık olana dek... Bu kızlar Türkiye'de yaşıyorlardı. 3'ü türk 1 tanesi almandı. İsimleri Ilgın,İlknur,Alara ve Celine. Bu kızların hayati i...