Celine'den:
A: Kızlar uyumuşlardır herhalde. Hadi gidelim.
Evimizden çıktık ve usulca Blakeler'in evine girdik. İyiki acil durumlar için evin girişindeki merdivenlerin altındaki tahta parkenin altında yedek anahtar var. Etrafı kolaçan ettikten sonra hepimiz dağıldık. Ben Blake'in, Alara Charles'ın ve Ilgın'da Joey'in odasına gitti. Blake'in odasına girdiğimde uyuyordu. Ve evet tahmin ettiğim gibi o gereksiz sayfaları duvarına asmıştı. Gereksiz değil aslında sonuçta o kızlar da onu seviyor ama sadece hayran olarak, hayatı olarak değil. Eveet. Cebimden telefonumu çıkarttım ve hepsinin hızlıca fotoğraflarını çektim. Uu bir kız rujlu dudağı ile kağıdı öpmüş. O kağıdı duvarından alıp anlamasın diye masasındaki boş kağıtları yapıştırdım.
Ilgın'dan:
Umarım uyanmazsın Joey. Sen derin uymazsın biliyorum ben seni. Telefonumu çıkartıp fotoğrafları çekmeye koyuldum. Eyvah flaş açık kalmış. Off çok tatlı uyuyor. Acaba biraz yanında mı dursam. 5 dakikacık. 5 dakikadan kimseye zarar gelmez. Ah! Eli suratıma düştü. Burnum!
Alara'dan:
Kapıyı yavaşça araladım ve içeri girdim. Eyvah! Yatağında yok! Of Charles! Yere düşmüş. Şimdi kaldırmaya kalksam kalkmaz ki. Yanında bina yıkılsa ruhu duymaz onun :D. Hi! Eline basıyordum! Olmaz kitaplığındaki kitaplar yere düştü. Oh tamam uyanmadı. Bu da ne? Ama bu-bu fotoğrafdaki benim. Bunlar nasıl hayran! Yok artık! Neler yazmış fotoğrafların altına. Bir de yetmezmiş fotoğraflarımızı çekmiş. Sadece bizim de değil ama en çok Charles ve benim fotoğrafımız var koca bir karton sayfasında. Kartonu da alıp kapıya yöneldim. Celine de oradaydı.
A: Ilgın nerede?
C: Bilmiyorum. Arayamayız da. Gidip bir bakayım.
A: Sen dur. Ben bakarım. Joey'in odasına çıktım. Gördüğüm manzara çok komik ve tatlıydı. Joey'in eli Ilgın'ın yüzünde Ilgın'da onun yanına kıvrılmış uyuyorlar. Ilgın'ı uyandırdım. Aniden kendine geldi.
I: Ne oluyor ya!
A: Şşşştt! Bağırma.
I: Joey? Ben nasıl uyuya kaldım. Alara hadi gidelim.
A: Off Ilgın. Bazen seni anlamak hiç mümkün olmuyor.
C: Sonunda gelebildiniz. Artık gidelim burdan. Arkamızı döndük ve kapıyı açmak için elimi kapının kulbuna götürdüm.
J: Nereye gidiyorsunuz?
Eyvah! Yakalandık! Hepimiz yavaş bir şekilde Joey'e döndük.
I: Dedim ben size dimi onun uykusu derin olmaz diye!
Blake'de geldi. Charles? Uyuyordur o.
Ilgın'dan:
Ne yapacağız biz şimdi! Yanında uyuya kaldığımın da farkındadır o zaman.
B: Evet nereye. Elleriniz de dolu gözüküyor.
I: Iı şey. Şey ıı. Şey ya Celine sen anlatmak ister misin?
C: Yok sağol canım Alara sen anlatmak ister misin?
A: Yok sağol kalsın.
Ch: Aa ben anladım galiba. Bizim güzeller meraklarına yenik düşüp hayranlarımızdan gelen hediyeleri merak ettiler.
B: Ve hoşlarına gitmeyenleri ortadan kaldırmak üzere aldılar. Doğru mu kızlar?
I: Sanırım hayır.
J: Kıskandığını kabul etmemek hımm.
I: Joey!!
J: Nee! Ayrıca yanımda uyuya kaldın. O da ayrı bir güzeldi.
I: O sırada uyumuyordun değil mi?
J: Uyumuyordum;)
Hahahaha. Herkes joey ve ılgına dalmıştı Alara'da bundan faydalanıp yavaş yavaş kaçmaya çalışıyo. Manyak ya gerçi ee kimin arkadaşı💁🏻amaa ne yazıkki Charles durumu fark etmişti..
Ch: Alara napıyosun?😂
A: Ne yapıyım canım bişey yapmıyorum ki.
Ch: Emin misin?
A: Bilmem emin miyim?
Ch: Alaraa...
A: Ay tamam ya bak elimdeki herşeyi bırakırım okey ama şu suratımın karalandığı posteri bırakmamı asla isteme benden ya.
C-I: Ne? Yüzümün karalandığı poster derken?
A: Size göstericektim de göstericek zaman olmadı yakalandık durun çeviriyim de herkes görsün.
Ohaa. Kız delirse yeridir. Bu nasıl bir hayran Ilgın'da bende çok şaşırmıştık..
C: Aa yırt onu yırt.
I: Aynen aynen yırt onuu.
B: Kızlar bi sakin olun. Haklısınız hoş değil ama şaşırılacak bir durum yokki var böyle kıskanç, kaçık hayranlar.. bizim yapabiliceğimiz birşey yok ki.
I: Yani evet doğru söylüyorlar haklılar sanırım.
C: Aynen.
A: Tamam haklı olabilirsiniz ama BENİM sevgilimi BENDEN başkası kıskanamaz..
Diyip sarıldı. Yaa çok tatlılar.
J: Saat de geç oldu bence kızlar bizde kalabilir bugün.
A-C-I: Joeyy.
J: Neyy
B: Aynen bencede kalabilirler hatta celine benimle yatar Alara, Charles'la ve Ilgın'da, joey'le.
Ch: Harika olur.
M: Ne oluyor ya burda?
A: Markcım en iyisi sen geri uyu.
M: Off neyse iyi geceler tekrardan.
Blake'den:
3'ü uzun bi süre bakıştıktan sonra gülümseyip bize doğru döndüler sanırım kabul edicekler.
C: Olur canım niye olmasın sevgilimizsiniz sonuçta hem ben sevgilimi çok özledim.
A: Aynen ya bende çok özlediim.
I: Bendee.
B: Tamam o zaman hadi odalara dağılalım.
Blake&Celine:
B: Benim sevgilim beni kıskanmışta gecenin bu saatinde evime gelip gizli gizli işler mi çeviriyomuşş.
C: Yaa Blake. Demesene öyle utanıyorum😳
B: yine yanakların kızarmış. Yerim ama ben senin o domates yanaklarını..
C: Blake!!
B: Utanma ama aşkım sevgiliyiz artık ben sana böyle şeyler söylemiycem de kime söyliycem?
C: Kimseye söylemiyceksin sadece BANA söyliyceksin tabiki Blake.
B: Sinirlendiğinde ayrı bi tatlı oluyosun sen.
C: Ya ben seni neden bu kadar çok seviyorum acaba😍
Ilgın&Joey:
J: Ilgın senin elinde neden poster yoktu?. Hayret ettim.
I: Iı şeyy... Elimdeki telefona baktım bir de Joey'e, ben bütün posterleri almış olabilirim. Neyse yakalandık sonuçta. Söyleyeyim bari.
J: Ne ıı şeyy? Ne yaptın? Kesin bir şey yaptın?
I: Kızma ama. Derin bir iç çektim.
J: Bugün söyleyecek misin?
I: Ya tamam. Ben senin bütün posterlerini hayran fotoğraf ve kartlarını aldım.
J: Hepsi mi!
I: Yani fotoğraflarını çektim. Kızdın mı? Kızmadın, iyi o zaman iyi geceler sana da.
J: Tabiki kızmadım. Böyle bir kıskançlık durumuna neden kızayım ki. Ayrıca sana neden kızayım. Neden kızayım beeen! Ilgın?
I: Hı efendim.
J: Acıktım.
I: Hadi bir şeyler yiyelim. Biraz geç oldu ama olsun. Yemek yemenin saati yoktur. Gecenin şuan ki gibi 3'ü de olsa.
Alara&Charles
Ch: Aşkım.
A: Efendim.
Ch: O posterde ne yazıyordu okudun mu?
A: Evet.
Ch: Hımm şaşırdım. Alara eline geçen kendisi hakkında kötü bir posteri okuyor ve şuan verdiği tepki bu.
A: Ne yapayım Charles. İstesem de kızı bulamam zaten.
Ch: Beni buldun ama.
A: Yaa. Kocaman öptüm.
Ch: Sana bir şey göstereceğim ama kimseye söyleme. Kızlara bile. Joey ve Blake'in de haberi yok.
Yattığı yerden kalktı boş duvarın önünde durdu. Yere baktı ve yerdeki parkeyi havaya kaldırıp altındaki anahtarı aldı.
A: Charles?
Ch:Şşşşş
Dolabını büyük bir kuvvetle kenara ittirdikden sonra ortaya her ne kadar duvarla kamufle olsada yinede belli olan küçük bir kapı çıktı. Yanına gittim kapıdan geçtik. Burası nasıl bir yer!! Her yerde silahlar vardı. Boyalarla kaplıydı.
Ch: Burası benim küçük atölyem. Burda silahları boyuyorum. Evet kabul garip bir hobi.
A: Charles senin fantezilerini anlamak çok güç. Fakat burası çok hoş bir yer.
Ch: Ha bu arada burası mutfağın yan duvarı.
A: Evet. Mutfaktan sesler geliyor. Birileri yemek yiyor sanki. Dur tahmin edeyim.
Ch-A: Ilgın&Joey😂
Ch: Hiç mi doymaz bir insan. Birbirlerini buldular resmen. Bir keresinde Joey 2 büyük boy pizzayı bize vermeyip tek başına yemişti. Sonra doğruca hastaneye gittik zaten.
Ertesi gün...
Newt'den:
Sonunda Los Angeles'a yerleşebildik. Sevgilisi olan kızlardan hoşlanmak ne kadar doğru bilmiyorum ama seviyorum ne yapayım. Tam sevmek demeyelim; hoşlanıyorum. Yalnız nerede oturdukları konusunda hiç bir fikrim yok. Babamın avukatına söylesem mi? Hayır. Her şeyi o salak adamdan istemeyeceğim. Yeter! Fazla maaş istiyor sonra yüzsüz.
N: Heyy! Neden oturuyorsunuz.
F: Neden oturmayalım.
S: Ne yapayım oturup Alara'yı düşüneyim sanki düşününce gelecek de.
N: Oo Sam aşık olmuş.
S: Sen sanki Celine'yi sevmiyorsun. Ne kadar tuhaf değil mi sevgilisi olan bir grup kızı sevmek.
F: Bir şey diyeceğim. Bende Mark'ın telefon numarası var. Arayayım mı?
N: Dur! Hemen arama ki anlamasınlar. Ya da ara. Aklıma bir şey geldi.
Aranıyor Mark Thomas...
M: Efendim Finn. Kızları sormak için mi aradın. Müsait değiller.
N: Ben Finn değilim. Newt. Şeyy acaba yarın akşam yemek yemeğe çıkalım mı diyecektim. Erkek erkeğe. Joeyler falan.
M: Bir sorayım.
Arkadan fısırdaşmalar geliyordu. Bir süre sonra Mark teklifimizi kabul ettimlerini söyledi. Bu akşam onlarla güzel yemek yiyeceğiz.
S: Senin aklında ne var bilmiyorum ama Blake ile aynı masaya oturmayı bike göze aldıysan durum ciddi.
N: Doğal davranın ve bana uyun halledeceğim. Evlerine bir yolculuğa çıkacağız.
Joey'den:
J: Açıkcası ben çok gitme taraftarı değilim.
M: Off gidelim işte bir şey olmaz ama kızlar yok ona göre. Kızlar da yok aslında. Onları istemediklerine göre bir durum çıkmaz herhalde.
J: Siz gidin ben gelmeyeceğim.
Ch: Gel ne olacak.
B: Sırf merakımdan gideceğim.
Aslında gidebilirdim ama onlara asla güvenmiyorum. Kızları evlerinde tek başına bırakıp gitmek ne kadar doğru? Neden atraksiyonumuz hiç bitmiyor? Önce adını bile ağzıma almak istemediğim kişi şimdide bu. Kızlar da evlerine gittiler. Off ben bir Ilgın'a bakayım. Durumu da anlatırım. Evden çıkıp kızların evine gittim. Ilgınla beraber bahçede oturduk ve durumu anlattım. Tepki vermedi. Takmadı bile. Bu çok güzel bir şey. O sadece BENİM zaten.
J: Blake? Sen ne zaman geldin buraya?
B: Senden hemen sonra geldim. Konuştuk ya senle.
J: Öyle mi?
I: Joey yaa.
C: Ilgın sen sanki çok farklısın. Gecenin köründe kalkıp yemek yemişsiniz zaten.
J: Sen nerden biliyorsun?
C: Alara söyledi.
J: Hımm.
I: İzlendik ve dinlendik Joey. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz acaba?
J: Bilmem. Buldum! Charles!
Ch: Geldik evet.
Charles, Alara ve Ilgın'a planımı anlattım. 😏😏 Kızlar Celine'yi bizde Blake'i kollarından tutup sürükleye sürükleye bizim evin arka bahçesine getirdik. Baya zorlu oldu ama başardık sonunda.
B: Ne yapacaksınız bize?
J:Charles 3 diyince. 1...2...3...
Blake'i havuza ittik. Kendiside Celine'de şoktaydı.
B: Siz ciddi misiniz!
Ardından kızlar Celine'yi de havuza itti.
M: Ben neden her şeyi kaçırmak zorundayım?
B: Bu ne içindi şimdi?
J: Bu dinlendiğimiz içindi bu daa; Mark olan biteni anlamış olmalıydı ki bizimle beraber Alara ve Charles'ı da havuza itti.
A: Peki bu ne içindi?
I: Bu da bizi dinlediğiniz içindi. Değil mi Joey?
J: Evet hadi gidelim.
Ch: Hiç bir yere gitmiyorsunuz, diyip Charles ve Blake havuzdan çıktılar bizi havuza itmeye çalıyorlar.
J: Tamam yeter. Islanmak istemiyorum ben.
Ch: Blake gayet de hakketti değil mi? Joey?
J: Hayır ben hiç bir şey haketmedim!
Birden kendimi havuzun içinde buldum. Ilgın'da öyle.
J: Duruuun!!!!!!!!!!
Bir anda bir sessizlik oldu. Çok mu bağırdım?
J: Mark'ı unuttunuz.
B: Çok iyi hatırlattın.
Mark'ı da kucaklarına alıp suya fırlattılar. Mark da bizimle beraber sulara gömüldü.
B: Bir şey söyleyeceğim biz akşam yemeğine gitmeyecek miyiz?
A: Siz gidin ben böyle iyiyim. Akşam kız kıza takılcağız zaten.
Ch: Aaaa yok öyle şey. Artık ben seni havuzlarla tek başına bırakmam. Ayrıca hasta olucaksın?
A: Anladım Charles! Kızlar size iyi eğlenceler.
B: Yoo. Celine?
C: Burdan bakınca söz dinleyen birisine mi benziyorum?
B:...
C: Off tamam geliyorum. Size iyi eğlenceler Ilgın ve Joey.
I: Bu seferde ben çıkıyorum.
J: Yaa.
I: Hadi Joey!
J: Off tamam geliyorum.
Yüzdüm ve merdivenlerden çıkarken Ilgın beni tekrar suya ittmeye çalıştı ama başarılı olamayınca ben onu havuza ittim. Sinir oldu. 😂 Charles, Mark ve Blake evden ayrılınca kızlar da kendi evlerine gittiler. Tek kalmıştım. Koca bir ev sadece bana ait. Oley eğlence başlasın. Yanıma bir sürü yiyecek ve içecek alıp televizyonun karşısına uzandım. Maç başlamak üzere.
Celine'den:
Şuanda her şey eskisi gibi. Eski günlerde olduğu gibi. Bu gece Joey, Blake ya da Charles diye kişiler yok. Eğlence başlasın! Son ses müzük. Yiyecek ve içecekler ve en güzel kısmı korku filmi. Üzerimize battaniye çekip film sonrası televizyonun karşısında uyuya kaldığımız günler. Her ne kadar saçma olsada oynadığımız oyunlar, şöminenin karşısında ısıtılan eller... Bu gece hepsi geri geldi. Onlar benim arkadaşım falan değil zaten. Kardeşlerim.
Sam'den:
Restauranta geldik ama bizim dörtlü hala ortada yok. Ben uzun bir süre meraklı meraklı etrafa bakarken aniden kapıdan içeri girdiler. Sonunda.
S: Hoş geldiniz.
Garson gelip siparişlerimizi aldı.
Mark benim en yakın olan arkadaşım- yanımızda misafir olarak gelen kıza- dalgın dalgın bakıyor. Fakat Joey yok. Hah Finn için daha iyi. Saatler ilerliyor ve Mark ve Dapne arasındaki sohbet giderek artıyordu. Off 2 saat oldu artık kalsak mı?
S: Biz artık kalkalım.
Ch: Aynen bizde, iyi akşamlar sizlere.
F: Görüşmek üzere.
Alara'dan:
Sıra korku filminde. Sabırsızlıkla bekliyorum.
A:Kızlar hangi film?
C: Bence 2016'nın en korkunç filmleri arasına giren filmlerinden seçelim.
I: Patlamış mısırlar hazıır!!
A: Kızlar sabaha kadar uyuyamayacağız. Heleki bu filmden sonra.
C: Hadi gelin başlıyor.
Hepimiz televizyonun karşına geçip örtümüzü üzerimize çektik. Ilgın gözlerini kapatmaktan filmi izleyemiyor. Celine bakıyor ama sadece meraktan. Korku filmlerinin en güzel kısmı da bu: korkuyorsun ama sırf meraktan izliyorsun. Açıkcası kendimde değilim şuan çünkü BENDE ÇOK KORKUYORUM!!!!
A: Aaaaaaaaa
I: Gitti mi? 😱
C: Hayır! Eyvah kızı aldı!
I: Hayır! Bak arkasından koşuyor! Salak o da ölücek.
A: Kesin ruhunu çıkartıcak. Aaaaaa! Ben demiştim size!!!!
Joey'den:
J: Bu nasıl takım! Ben oynasam bu kadar kötü oynamam. Bu transferlerden dolayı takımı batırdılar! ******
Sanki biri bağrıyor. Bir anda ses o kadar yüksek çıktı ki evin içinde bağırıyorlar sandım.
I: Aaaaaaaaaaaa!!
C: Ilgın dur bağırma!!
A: Kızlar susun kızı yakalayacaklar!
Ne oluyor ya. Yoksa? Biliyordum! FİNN!! Aceleyle terliklerim ayağımda, sırtımda battaniye, elimde patlamış mısır ve kola ile paytak paytak, koşa koşa kızların evine gittim.
J: Lanet olsun kapı kapalı.
X: Seni çok seviyorum.
J: Nee! FİNN!! Seni öldürcem! Yağmurda tam yağacak zamanı buldu(!)Aaaaaaaaa!!hemen koştum ve çitlerden atlamaya çalıştım.
Celine'den:
C: Kı-kızlar o-o sesler ne?
Aynı anda ağır hareketlerle arkamızı döndük.
J: FİNN!!!!!
C-I-A: Aaaaaa!!!!!!!!
J: Aaaaa!!
C-I-A: Aaaaaa!!!!!!!!
J: Aaaaa!!Arkadaşlar yeni bölüm en kısa zamanda sizlerle...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asla Pes Etme
Fiksi RemajaLos Angeste aynı evde yaşayan 4 kız vardı. Bu kızların en büyük hayali liseyi Los Angeles ta okumaktı. Ta ki aşık olana dek... Bu kızlar Türkiye'de yaşıyorlardı. 3'ü türk 1 tanesi almandı. İsimleri Ilgın,İlknur,Alara ve Celine. Bu kızların hayati i...