Benim kalbimi hızlandıracak şeyler yapmazsa onu bir süre sonra unutmaya başlarım sanmıştım. Eğer diğerlerinden daha farklı duygular hissettirmezse bana, Taehyung da benim için diğer herkes gibi olabilirdi.Ben böyle olacağını sanarken işler biraz boyutunu değiştirmişti. Nasıl ki insanlar üşengeçlikten çim bahçenin etrafından dolanmak yerine ortasından gide gele çimleri öldürüp toprak yol yapıyorsa, Taehyung da aklımın içinde gezerek adımlarını kazımıştı.
Sürekli geçirdiğimiz anlar bir slayt gibi gözlerimin önünden geçiyordu. Bazen görüntüyü durdurup onun gülüşünü, bana olan bakışını inceliyordum. Sonra özlemle kapatıyordum gözlerimi, göz kapaklarıma yansıyordu görüntü. Beni yalnız bırakmıyordu.
Sınavlar bitmeye yaklaşmıştı ve Taehyung ile hala irtibata geçmemiştim. Benim için çok zor olmuştu ama başarmıştım. Bir yerden sonra o da bana yardımcı olmuştu zaten.
Geçen hafta güzel bir şekilde karşı karşıya gelmiştik, aramızda metreler vardı. Bana sadece bakmakla yetinirken ben de onun gözlerine baktım. Birbirimizi izliyorduk ancak başka hiçbir hareketimiz yoktu. Gözlerimi kırpmak dahi istemediğim saniyeler ellerimi titretmeye yetmişti, üşümüştüm sanki. Omuzlarını kaldırıp indirecek kadar derin bir nefes alıp verdi. İfadesiz bir yüzü vardı o an. Bakışları üzerindeki montun fermuarına indi, göğsüne kadar takip etti çektiği fermuarı. Ellerini kot pantolonunun cebine sıkıştırdı sonra.
Gözlerimiz arasındaki bağ koptuğu için kalbim yeniden huzursuzlanmaya başlamıştı. Böyle olmamalıydı. Taehyung'un çekimine kapılmışken ondan uzaklaşmak çok zordu. Mıknatıs gibiydi. Beni, bana yasak olan zıt kutubumdan yakalamıştı ve kurtulmam imkansızdı sanki. Hem o an karşımdayken kurtulmak istediğimden o kadar da emin değildim.
Soluna dönüp bir adım attı bana son bir kez baktıktan sonra. Nereden belirdiğine dikkat etmediğim So Ra'nın takıldığı üst dönem omzuna çarptı, ardından attığı düşük kahkahayı duyabilmiştim. Taehyung'u yan profilden gördüğüm kadarıyla yüzünü hala ifadesiz tutuyordu.
" Makyajını nerede yaptırıyorsun? " dedi iğrenç bir tonlamayla. Bundan neden bıkmıyorlardı? Onlara ne kazandırıyordu ki Taehyung ile uğraşmak için bu kadar heveslilerdi?
" Bir arkadaşım palyaço olmak istiyormuş o yüzden sordum. "So Ra da onun gülüşlerine katılınca ellerimi yumruk yaptım. Fakat ayaklarım yere sabitlenmişti, hareket edemiyordum.
Sınır, diye düşündüm. Lanet olası sınır çok keskindi. Arada kalmıştım, parçalanarak bundan kurtulabilir miydim?Taehyung yine hiçbir şey söylemeden birkaç adım daha gitti. Diğeri omzundan tutup onu durdurdu ' sana soru sordum. ' gibi bir şeyler söyledi, sesi kısıktı buradan fazla anlaşılmıyordu.
Taehyung'un dişlerini sıktığını çene kaslarının gerilmesinden anlamıştım. Ağır hareketlerle elini kaldırıp omzundaki eli sertçe itti.Üst dönemin eli kendine doğru savrulurken bundan biraz zevk almıştım. Taehyung ilk kez onlara karşı bir davranışta bulunmuştu. İster istemez dudaklarımda bir gülümseme oluştu. Onu koridorda uzaklaşırken izledim. So Ra yine üst dönemi devam etmemesi için engellemişti. Gerçekten merak ediyorum. Bu iki ahmak Taehyung'u sinir ederek gökyüzüne yükseleceklerini mi sanıyorlar?
Ji Soo yanıma gelip kolunu omzuma atarak dikkatimi dağıtmıştı sonra. Eve birlikte gelirken ona duygularımı hissettirmemek için çok uğraşmıştım. Ve o karşılaşma bir hafta içindeki son karşılaşmamız olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SCHLIMAZL • kth ☑︎
Fanfic"Hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin? Hep böyle içinde uzak bir ışık mı yanar? Bakışlarında beni dinlendiren bir şey var; Kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin... Bir yelkenliyim şimdi ben senin limanında Fırtınalardan geldim sende dinlen...