32 • Yarım ay ve bütün bir kalp.

2.6K 232 83
                                    

Babamdan pek hoşlandığım söylenemezdi. Saygı duyuyor olabilirdim ama sevgi konusunda fazla emin değildim. Beni sevecek gibi olduğunda ya da koruduğunu düşündüğümde sevdiğimi hissediyordum. Fakat şimdi kesinlikle sevecek gibi değildi. Ne beni ne annemi. Küçükken anne ve babamın ayrılığını düşünmüştüm. Onlar ayrılırsa annem yeniden bana ilgi gösterirdi ve babam canımı yakamazdı. Ancak beni bir yerlerde durduran ' bu pek iyi bir fikir olmayabilir ' diye düşündüren şey annemin babama olan sevgisi ve bağlılığıydı.

İki gün boyunca babam eve gelmedi, annem işe gitti-geldi ve odasında vakit geçirdi. Yemek bile yapmıyordu ve hazırladığım yemekleri odasına götürmem gerekiyordu. Onu aslında bu kadar yıkan şey babama karşı boşanma davası açması değildi zannımca, bunun arkasındaki sebepti. O sebep ile ilgili fazla bir bilgim yoktu. Çünkü annem anlatmamayı tercih etmişti. Tıpkı 'nasılsın' sorunlarımı yanıtsız bıraktığı gibi. Nasıl olduğunu sormam saçma gelebilir. Ancak bana tepki vermesi için soracağım en basit soru buydu. Ben 'nasılsın' diye sorardım, o da ağız alışkanlığı 'iyi' derdi. Ama bunu da söylemiyordu.

Annemin avukatı eve geldiğinde salondaki büyük masada bir şeyler konuştular ve sandalyelerden birine oturup konuşulanları ben de dinledim. Anneme destek olmak istiyordum. Aptalca bir teselli cümlesi kurmadan önce ne olduğunu bilmem gerekiyordu.

Babam, annemi aldatıyordu. Yurt dışına gitme sebebi iş için değil de sevgilisiyle geçirdiği tatil içindi. Bunu öğrenmek beni bile üzdüğü halde annemin duygularını tam olarak anlamam mümkün değildi.

Üç hafta sonraki duruşmayı beklerken evde ölü sessizliği hakimdi. Tüm yarınlarım önceki günümün altına 'den den' işareti koyarak geliyordu. Sıkıcı, kasvetli ve karışıktı. Okuluma gidiyor, olabildiğince derslerimi dinliyor, eve gelip annemle ilgileniyor ve bisiklet kulübü toplantılarına bile gitmiyordum. Son zamanlarda başımdan geçen olaylar biraz yıpratıcıydı. Belki biraz değil, daha fazla. Hala Milky'yi özlüyorum.

Yan komşumuz bile özlüyordu onu. Milky çitlerini çizdiği için sürekli şikayete gelen bir kadındı. Bir gün ikimiz birlikte Milky'yi suçüstü yakaladığımızda bile kedimi korumuştum. Ensesinden kaldırıp onu uzaklaştırmaya çalışırken ve " Aslında çok uysal bir kedidir. Evde asla böyle yapmaz. " diye Milky'yi savunurken Milky'nin kafasını kaldırmaya çalışarak elime pençelerini atmaya çalışması hala hatırladığım bir anıydı. O gün kendimi gerçek bir ebeveyn gibi hissetmiştim.

Geçen süre içinde kesinlikle ama kesinlikle doğru seçimler yaptığımı kanıtlayan kişilerle birlikteydim. Arkadaşlarım ve Taehyung... Dördü de beni her gün aramış ve bununla kalmayarak beni mutlu etmek için hediyeler alıp, birlikte şarkılar söylemişlerdi. Okulda beni sürekli pozitif bir ruh halinde tutmak için türlü türlü şebeklikler yapıyorlardı. Ve işe yarıyordu da. Okuldaki en kötü şey Taehyung'un olmamasıydı. Son sınavlara da girip diğer dönem için okulu dondurmayı planlıyordu. Bu beni hala ve hala üzüyordu. Ve So Ra artık yalnız takılıyordu.

Taehyung yoğundu. Yeni şarkılar ve danslar üzerinde çalışıyordu. Günlük beni arıyor haftada bir de mutlaka beni görmek için çabalıyordu. Annemin aldatıldığını öğrendiğim günün gecesinde Taehyung beni arabayla almıştı. Arabanın arka koltuğunda Taehyung'un göğsüne sarılmış bir şekilde bilmem kaç dakika boyunca ağlamıştım. Bunu anlamak biraz zor... Ne olursa olsun ayrılmalarını istemezdim şimdi. En azından babam beni korumaya çalışıyordu. Boşandıklarında böyle olmayacağını biliyordum. Peki annem artık nasıl mutlu olacaktı? Aldatıldığı için sevdiği eşinden ayrılırken... Bu yüzden kurmuş olmalıydı o cümleyi. Seni aldatmasına izin verme. O gün öğrenmişti, yaralıydı ve konuşmaya ihtiyacı vardı... Bunları bilerek babamın yaptığı zorbalığa karşı onların ayrılmasına sevinemiyorum. Bana defalarca tokat attığı için onun affedebilirdim. Ancak annemin kalbini böylesine kırmışken bu mümkün değildi.

SCHLIMAZL • kth ☑︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin