30 • Kaçmaktan daha kısa sürüyor yakalanmak.

2.6K 226 130
                                    

30. Bölüm 😯 omg.

" Tanrı bizi asidi kaçmış koladan korusun! " Do Woon kapıdan yüksek gürültüsüyle ve elinde salladığı market poşetiyle girerken gözlerimi devirdim. Poşete gondol muamelesi yaparsa asidi kaçardı tabii ki. Ardından Ji Soo evin içine adımını attı ve yavaşça Do Woon'u sessiz olması için itti.

" Merhaba. " diye selamladım ikisini ve salona geçmelerini söylerken kapıyı kapattım.

" Dostum! Sen de Burdasın! " Do Woon sesinin ayarsızlığıyla bahsettiği dostunun bu evde olduğunu yan komşuya kadar duyurmuştu muhtemelen. Taehyung bunu önemsemeden ona uzatılan eli tutup kendine çekti ve omuzlarını birbirine çarptı. Erkekler fazla şiddet yanlısıydı. Biz öperek selamlaşıp vedalaşırız, onlar mümkün olduğunca birbirilerine vurma yarışı içine girerler.

Ji Soo kollarını boynuma sarıp " Milky için üzgünüm. " dedi. Ji Soo da arkadaşlık bağlarımızı kullanarak içine doğduğundan mı gelmişti buraya? Do Woon Ji Soo'yu duyunca neşesini yutarak bana döndü. Buraya neden geldiğini daha yeni hatırlamış gibiydi. Ji Soo sarılmayı bıraktığında yanıma gelerek saçlarımı karıştırdı. " Beni pek sevmezdi rahmetli. " dedi. " Yine de üzgünüm. "

Restoranda çalıştığım bazı günler Milky'yi onlara bırakıyordum. Chaeyoung kedileri seviyordu ve onun güzel bir şekilde Milky ile ilgileneceğine güveniyordum. Öyle de olmuştu. Fakat gün içinde Do Woon'un kollarını çizmekten geri durmamıştı.

Başımı sallayıp oturmaları için koltukları işaret ettim. Bu sırada Taehyung ayaklanmış üzerindeki gömleği düzeltiyordu. " Ben artık şirkete gitsem iyi olur. Başkan'ın öğle yemeği vakti geldi. Yani en sakin olduğu zamanlar. " diye açıklama yaptığında alt dudağıma batırdım dişlerimi. Onun için endişeleniyordum. Aslında ikimiz için de ve BTS için de fazlasıyla endişeleniyordum.
" En kötü ihtimal öğle yemeğinde beni yer. "

Dış kapıya kadar ona eşlik ettim. Montunu giyip kırmızı atkısını boynuna taktıktan sonra kapıyı açtım. Taehyung derin bir nefes alıp başımın yanından kapıya elini dayayarak kapıyı tekrar kapattı. Sırtımı kapıya yaslamıştım ve Taehyun santimler kadar yakındı.
" Her şey yoluna girecek. " Bana her zaman yaptığı gibi yakınımdayken kısık tuttuğu ses tonunu kullanmıştı. Kalbim hızlanıyordu yeniden. Gözlerini gözlerimden ayırmadan yavaşça eğildi ve yumuşak dudaklarını elmacık kemiklerimin üzerine bastırdı. Birkaç saniye bekleyip kendini geri çektiğinde derin bir nefes alma ihtiyacı hissettim. Burnuma takılı kalan parfümü ciğerlerime doğru süzüldü.

" Şimdi... " dedi sıkıca tuttuğum kapı kolunu göstererek. " Geçebilir miyim? "
Beni alt üst eden gülümsemesiyle açtığım kapıdan çıkıp giderken elimi kalbime bastırdım. Taehyung'a aşık olmamak imkansızdı. Özellikle o böyle kalp çarpıtıcı şeyler yaparken... Aslında heykel gibi hiçbir şey yapmadan dursa bile aşık olabilirdim ona.

Kendimi toparlamayı başardıktan sonra salonda bizim romantik dakikalarımızın bitmesini bekleyen arkadaşlarımın yanına gittim.
" Na Yeon nerede? " Boğazımı temizleyip birbiriyle şakalaşan çiftin dikkatini çektikten sonra sorduğum şeyle bana dönüp kıkırdadılar. Ji Soo işaret parmağını kaldırarak yüzümü gösterdikten sonra " Bu kadar kızardığın için gelmek istemedi. Bilirsin kırmızıyı pek sevmez. " dedi.

Koltuğun kenarından kaptığım yastığı yüzüme bastırdım. Beni daha çok utandırıyorlardı. Do Woon ' ah şu gençler... " diye mırıldanıp kolunu Ji Soo'nun omzuna attı. Aynı yaştaydık...

" So Ra hakkında... " Ji Soo gülmeyi bırakarak daha ciddi konulara adım atarken gerildiğimi hissettim. " ...ne yapmayı düşünüyorsun? "

SCHLIMAZL • kth ☑︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin