" Hazır tatilken bir yerlere mi gitsek? "
Ji Soo her zamanki tanıdık tezcanlılığıyla ortaya fikrini atarken gözlerimi kısarak bir şeyler düşünmeye başladım." Bana uyar. " dedi, Do Woon. Sınav döneminde işten izin almıştı. Cuma ve haftasonu dahil beş gün çalıştıktan sonra da bir kez daha dört günlük izin almıştı. Dinlenmeye ihtiyacı vardı.
Aslında bu masada oturan herkes; ben, Ji Soo, Na Yeon ve Do Woon yorgunduk. Hepimiz ayrı sıkıntılarla uğraşmak zorundaydık ve bu bizi yıpratıyordu.
" Bisiklet kulübü olarak kampa mı gitsek? " dedi Na Yeon.
" Bu havada kampa mı gidilir? Donarak ölürüz. "
" Çok karamsarsın. " Na Yeon, Do Woon'un omzuna vurunca, ben de Na Yeon'un omzuna yavaşça vurdum.
" Demek Do Woon'u koruyorsun... "
Hani klavyelerde bir emoji vardır. Fenafillah bir şekilde gülümseyen sarı kafa. [😏] Na Yeon'un yüz ifadesi tam olarak bu şekle girdiğinde ufaktan bir korkmuştum." Bu bizim oyunumuzdu hatırlarsan. " dedim dişlerimi sıkarak. Na Yeon'un en azından Taehyung'a olan hislerimi söyledikten sonra bunu yapmayacağını düşünüyordum. Yanılmışım. Sadece eğlence amacıyla böyle yaptığını biliyorum. Ama yine de ne bileyim garip oluyor.
Na Yeon yakın arkadaşlığımı kullanarak attığım sert bakışlarım ile konuyu kısa sürede kapatmıştı. Onunla bunu konuşmam gerekiyordu.
" Buldum! " Heyecanla konuşmasına devam etti Ji Soo. " Bir minibüs kiralayalım. Ve içine doluşup deniz kenarına gidelim! Temiz hava bize çok iyi gelecektir. "
" Bana uyar. " Do Woon yeniden aynı cümleyi kurarken gözlerimi devirdim. Kelime hazinesini fakire fukaraya dağıtıp da gelmişti sanki.
" Bu havada denize mi gidilir? Donarak ölürüz. " dedi Na Yeon. Woon'u taklit ediyordu.
" JungMyun çözer senin buzlarını merak etme. " Do Woon ona meydan okuduğunda Na Yeon'un ağzı açık kalmıştı.
Na Yeon ile JungMyun ayrılsalar bile çok fazla birlikte vakit geçiriyorlardı. Arkadaş kalmaya karar vermiş olmalarına rağmen bazen hala sevgili olduklarını düşüneceğim şekilde davranıyorlardı. JungMyun açık bir şekilde Na Yeon'un üzerine düşüyor, onunla ilgileniyordu. Ve tabi Na Yeon'un bu durumdan hoşnut olmadığını kendisi dahil kimse söyleyemezdi.
" Bak, bu konuda haklı olabilir. "
Ji Soo, Do Woon'u destekleyince bizim koca oğlan güzel bir gülümseme savurdu. Severken bile bana benziyordu, gülümsemeden edemiyordu sevdiği kişiye karşı.Ji Soo olgun, kendinden uzun, anlayışlı ve eğlenmeyi seven erkeklerden hoşlanırdı. Ben Ji Soo ve Do Woon'dan güzel bir çift olacağını düşünsem de Ji Soo şimdiye kadar hiçbir şekilde Do Woon'a ilgi göstermemişti. Bize karşı nasılsa, ona karşı da öyleydi.
" Saçmalıyorsunuz! "
Üçümüz de senkronize hareketlerle başımızı iki yana salladık.
Na Yeon iki elini havaya kaldırıp durmamızı isteyene kadar başımızı iki yana sallamaya devam etmiştik. Başım biraz dönüyordu, onun dışında sorun yok gibiydi. " Tamam tamam. Sanırım öyle. "
Etrafın dönmeye devam etmesiyle kıkırdadım. Ji Soo ve Do Woon, en son da kaşlarını çatıp bizi izleyen Na Yeon gülüşlerime katıldı. Bazen bu kadar amaçsız arkadaşları bir daha nereden bulacağımı merak ediyordum. Yaptığım garip şeyleri-mesela durduk yere gülmeye başlamam gibi- yadırgamak yerine kolayca bana katılıyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SCHLIMAZL • kth ☑︎
Hayran Kurgu"Hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin? Hep böyle içinde uzak bir ışık mı yanar? Bakışlarında beni dinlendiren bir şey var; Kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin... Bir yelkenliyim şimdi ben senin limanında Fırtınalardan geldim sende dinlen...