Karanlık ani ve kör ediciydi. "Kyungsoo?" Elimi uzattım. "Buradayım." Uzattığım elimi tutup sıktı. Hareketi güven vericiydi. Işığı açmak için elimi uzattım fakat elim düğmenin üzerinde bir başkasının eliyle buluştu.
Tek bir kalp atışı sonra karanlıkta küçük bir ışık belirdi, bir mum ışığı. Mumun aydınlattığı yüz Joon Myeon'a aitti. Kyungsoo elimi bırakıp karşıma, onun yanına geçti. Parlak turuncu ışık ikisinin gözlerinde parlıyordu. Işık tekrar açıldığında Joon Myeon'un elindeki pastayı gördüm. Bugün benim doğum günüm.
İkisi benim için doğum günü şarkısı söylerken yapabildiğim tek şey ağzımı ayırıp onlara bakmaktı. İkisinin sesi birlikte muhteşemdi. Kyungsoo diğer üç mumu da yaktı. "Hadi, üfle." dedi Joon Myeon şarkıyı bitirdiklerinde. Açık saçlarımı arkamda toplayıp pastaya doğru eğildim.
"Dilek tutmayı unutma." Kyungsoo'nun sesi neşeliydi. "Tamam." dedim mumlara üflemeden önce. Lütfen, özgürlük meşalemizin alevi hiç sönmesin. Kyungsoo'yu her zaman özgür ve mutlu görmek istiyorum. Güçlü bir nefes verdim ve dört mum aynı anda söndü.
"Bu... Çok güzel!" Ahşap fotoğraf albümünün sayfalarını çevirdim. Joon Myeon'la ikimizin fotoğraflarından, lunaparkta Kyungsoo ile çekindiğimiz fotoğrafa kadar her anımız bu albümün içindeydi. Albümün küçük bir kilidi vardı. Joon Myeon birbirine gümüş renkli bir iple bağlanmış iki demir anahtarı avcumun içine bıraktı. Ona sarıldım. Joon Myeon hayatımın mafsallarından biriydi. İkimizin arkadaşlığına kilitlenmiş tılsımlar vardı; parlak mavi renkli tılsımlar.
Joon Myeon beni etrafımda çevirdi, yere indirdiğinde sırtım Kyungsoo'ya dönüktü. O anda boynumda soğuk bir şey hissettim; bir zincir. Zincirin ucunda bir meşale vardı, kırmızı alevleri gözlerimin içinde parladı. Dönüp Kyungsoo'ya baktım. Alevlerin parıltısı onun gözlerine de yansımıştı. Ellerim beline sıkıca tutundu. "Teşekkür ederim." diye fısıldadım kulağına. "Meşaleni asla söndürmeyeceğim."
Dolabımın kapağını kapatıp yatağın üzerine serdiğim kıyafetlerime baktım. İki elbiseyi mavi renkli poşete diğerlerini ise siyah renkli olana koydum. Küçük çekmeceden çıkardığım bir bağlama tokasını da mavi poşetin içine attım. Aynanın önünde biraz oyalandım. Elim istemsizce kolyeme gitti. Çok güzel. Kırmızı alevleri düşen bir yıldızın kalbinden yapılmış gibi. Işığı kapatıp odadan çıktım.
Kyungsoo elimdeki poşetleri aldı. "Ne koydun bu poşetlere?" İnceleyen gözlerle poşetlere bakıyordu. "Sadece birkaç parça kıyafet." diye cevapladım. "Birkaç parça olduğuna emin misin? Sanki tüm odanı bu poşetlere koymuş gibisin."
"Bu fikir seni korkuttu mu?"
"Tüm odamı size taşımam fikri." diye ekledim. Sırıtıyordum. Kyungsoo'nun yanakları birer şeftali gibi turuncu oldu. "Hayır." dedi gözlerimin içine bakarken. "Ama bunun sadece fikir olarak kalması beni korkutur."
Kapıyı kilitlemeden önce evime tekrar baktım. Birkaç gün daha Kyungsoo'nun yanında kalacaktım. Bayan Do davetten sonra annesi rahatsızlandığı için acilen onun yanına gitmişti. Gözlerim karşı duvardaki klasik saatte takılı kaldı. Bu saate son baktığımda Kyungsoo'nun olacağını düşündüğüm yerde olması için dua ediyordum. Şimdi ise Kyungsoo olmasını istediğim yerde, yanımdaydı.
Joon Myeon arka sokağa park ettiği arabasını evin önüne getirdiğinde poşetleri arka koltuğa koyduk. "Hemen eve mi gitmek istersiniz yoksa kutlamaya devam edelim mi?" Joon Myeon arabanın kapısını açarken sordu. Kyungsoo'ya baktım, yorgun gözükmüyordu.
"Bir şeyler içme..." Arkadan gelen arabanın gürültüsü benim sesimi bastırdı. Farları gözlerimi kör etmesine rağmen sürücü koltuğundaki kişiyi görebilmiştim. Siyah kıyafetler ve siyah bir maske. Tek düşünebildiğim sıranın kesinlikle bizde olduğuydu.
Dünkü yakalanmanın ardından gidişatta ufak bir değişiklik yapıp doğum günü sahnesi ekledim. Umarım bu sahne hoşunuza gider. Bir de her bölümü farklı bir okuyucuya ithaf ediyorum. Eğer ithaf almayan birisi varsa lütfen söylesin, Watty yüzünden bazen bildirimler gelmiyor. Yorumlarınızı bile çok sonra görüyorum. Lafı daha fazla uzatmayayım, sizi seviyorum <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Moon | Do Kyungsoo
FanfictionAy gökyüzündeki yerini aldığında tüm gerçekler ortaya çıkar. 24.09.2016 Kısa Hikaye İçinde #9 The Moon |@Balaccie| Tüm hakları saklıdır.©