[19.09.2016] Kalkan

595 82 81
                                    

Korku karıncalanma hissiyle beraber geldi ardından dünyam, üzerine siyah renk kalın bir cübbe giyindi. Gözümün önü kararırken terlemeye başladım. Hayır Yoora! Sessizliği köpeğin vahşi havlaması böldü. Adam boğazına sarılı kollardan kurtulmaya çalışırken Kyungsoo'nun bana seslendiğini duydum. "Yoora!"

Tek bir korku dalgası daha ayağımı kaydırırdı ve kendimi yine o çukurda bulurdum. Kemik ve gözyaşı şu an ihtiyacım olan son şey bile değildi. Kyungsoo ayağıyla köpeği uzaklaştırmaya çalıştı. Köpek korkunun kokusunu almış olmalıydı, ağzından köpüklü beyaz salya aktı. Bana doğru yürümeye başladığında birkaç adım geriledim. Gözleri üzerimdeyken etrafımda bir çember çizdi. Lütfen! Nefes almaktan bile korkarak çizdiği çemberin içinde bekledim. Kyungsoo ile göz göze geldik. Adamın boğazına sarılan kolları kızarmıştı. Adamı daha fazla tutamaz. Kendine gel Yoora!

Kyungsoo'nun bakışından gelen cesaretle köpeğin varlığını bir süreliğine unuttum ve kontrolü tekrar elime aldım. "Süren doldu." dedim adama. Köpek bacaklarımın arasından dolandı. Kyungsoo'ya baktım tekrar. Ben Kyungsoo'nun kalkanıydım; parlak, sert ve güçlü. Eğer ben düşersem o, yara alırdı.

İri köpek tam yanımda, sağ bacağıma sürünerek durdu. Boğazından gelen derin hırıltı ve havlamayla adama baktığında Kyungsoo adamın boğazını biraz daha sıktı. "Çıkıştaki fabrikaların orada!" diye bağırdı adam kalan gücüyle. "Kereste fabrikası!" Kyungsoo'nun kollarını çekiştiriyordu. "Younglim Kereste!" Kyungsoo adamı serbest bıraktığında adam ellerinin üzerine yere düştü, öksürdü ve sağ eliyle morarmış boğazını tuttu. Korku dolu bakışları yanımda duran köpeğe yöneldi.

Çıkmaz sokağın başında polisleri beklerken Kyungsoo'ya baktım. Adamın yüzünü duvara yaslamış ellerini arkasında tutuyordu. Marketten ayrılırken ona polisleri aramasını söylemiştim. Yerdeki poşetlere uzandım ve mavi elbisemin belindeki kuşağı çıkardım.

Kyungsoo sokağa girmeden önce poşetleri kaldırımın üzerine bırakmıştı. Mavi ipek kuşakla adamın ellerini bağladık. İçinde bulunduğumuz durumda bile bağladığı bir şeye fiyonk şekli vermek Kyungsoo'ya özeldi. Kyungsoo adamı ayağımızın dibine, köpeğin hemen yanına oturttu. Köpek bir muhafız gibi adamın başında bekledi.

Polis arabasının o bilindik sesi birkaç sokak geriden duyulmaya başlayınca adamı ayağa kaldırdım. Bir dakika içinde mavi ışık sokağı aydınlattı ve sırasını kırmızı ışığa devretti. Mavi, kırmızı, mavi, kırmızı ve tekrar mavi...

O anda rüzgâr yön değiştirdi. Polis arabasının arkasından çıkan büyük siyah araç hızla yol aldı ve önümüzde durdu. Acı bir fren sesi sokağı inletti. Aracın kapısı gürültüyle açıldı ve etrafımızı takım elbiseli adamlar sardı. İki adam beni aracın içine çekti. Parmakları etime saplanan demir gibiydi. Boğazıma bir iğne batmadan önce gördüğüm son şey Kyungsoo'nun da aracın içine çekildiğiydi.

Yüzüme sökülen soğuk suyla kendime geldim. Su fazla soğuktu. Hafif bir titremeye doğrulmaya çalıştım. İğneyi sapladıkları yer kaşınıyordu. Yüzüme yapışan saçlarımı geriye çekerken gözlerim gri bir dünyaya açıldı. Etraftaki kereste yığınları sallandı. Dizlerimin üzerinde doğrulduğumda tekrar su sesi duydum. Bir adam sarı kovanın içindeki tüm suyu biraz ileride yatan Kyungsoo'nun yüzüne çarpmıştı. Kyungsoo kendine gelmeden hemen önce bir gürültü duyuldu ve sol tarafımdaki kapı açıldı.

Üvey baba ve üç adam ağır adımlarla içeri girerken Kyungsoo'ya baktım. Dudaklarını okudum. Bir tek benim bildiğim bir dilde konuşuyordu. Tam yanımda duran ayakların sahibi üvey babaydı. Adamlardan biri kolumdan çekince beceriksizce ayağa kalktım. Dizlerimin bağı çözülmüş gibiydi. Üvey baba çenemi tuttu. Yüzümü çekmeye çalıştığımda kolumu tutan adam tutuşunu sertleştirdi. Odadan sürüklenerek çıkarılmadan önce üvey babanın Kyungsoo'ya "Umarım onu çok sevmişsindir, sevgin ne kadar büyük olursa acın da o kadar büyük olacaktır." dediğini duydum.

Kurgumuzun bitmesine en fazla beş ya da altı bölüm kaldı. The Moon'u kısa hikaye olarak planlayıp yazmaya başlamıştım ama sizin ilgi ve sevginizle bu bölümlere kadar geldi. Her şey için çokça teşekkür ederim <3

 Her şey için çokça teşekkür ederim <3

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
The Moon | Do KyungsooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin