Aynanın karşısında durup nasıl göründüğüme baktım. Mini,kabarık, pembe ve straplez olan bir elbise giymiştim. Belimden göğsüme kadar parlak taşları vardı elbisemin. Kahverengi uzun saçlarımı dalga dalga yapmıştım. Sabah Oktay'dan hediye gelen taşlı tacımıda saçlarıma taktım. Makyajımıda zaten yarım saat önce İsmican yapmıştı.Eveeeettt, toz pembe topuklu ayakkabılarımı da giyince artık hazır olmuştum.
Bugün benim doğum günüm.
17. Yaşımı bitirip, 18'ime basacam.
Ahhh! 18.
18. Yaşın benim için anlamı büyük.
18 yaşıma basacağım için oldukça heyecanlıydım. Yıllardır bu yaşın hayalini kuruyordum.
Bir kere çok özel bir yaş. "Aman canım sende fazla abarttın. Yaş yaştır işte hepsi aynı." demeyin. Bir kere 18 yaşına geçince insanlar size daha farklı davranıyor. Mesela ergenlik döneminde ki sivilceli bir çocukmuşsunuz gibi davranmayıp,sizi insan yerine koyup dinliyorlar. 2. si barlara veya 18 yaş üstü bir yere geçmek istediğiniz zaman, "Üzgünüm ama 18 yaşın altındakiler giremez." zırvalığını duymuyorsunuz artık.
Kısacası yetişkinliğe bir adım atıp, daha olgun oluyorsunuz 18 yaşına girince.
Vesaire vesaire..."Melike,kızım Oktay geldi. Seni bekliyor kapının önünde." diye seslenen kişi benim annemdi.
"Tamam anne, geliyorum."
deyip son bir kere daha aynada kendime baktım . Sonuçta doğum günü kızıydım ve bugün kusursuz görünmem gerekiyordu.
Aynadaki görüntüme gülümseyip odadan çıktım. Merdivenlerden indim ve merdivenlerin sonunda beni annem karşıladı. Dolu dolu olan gözleriyle,"Prensesim, çok güzel olmuşsun." deyip sarıldı bana.
Annem benim bee. O benim her şeyim.
"Teşekkür ederim Sultanım." deyip yanağına bir öpücük kondurdum.
"Haydi haydi geç kalma. Arkadaşın dışarda seni bekliyor."
"Tamam. Görüşürüz o zaman."
"Görüşürüz prensesim."
Öpücük atıp el salladım anneme. Oda aynısını yaparak gülümsedi.
Dış kapıya doğru ilerledim ve zaten açık olan kapıdan dışarı çıktım.
Oktay, beyaz audi rs7'sinin kapısına yaslanmış beni bekliyordu. Beni görünce ıslık çalıp,"Vaaaaoovv. Prenses. Yine her zamanki gibi göz kamaştırıyorsun." dedi.
"Teşekkür ederim Oktay. Sende her zaman ki gibi çok şık ve kibarsın." dedim.
Siyahlar içindeki takım elbisesiyle gerçekten çok şık görünüyordu.
Oktay benim çapkın sınıf arkadaşımdı. 3 yıldan beri aynı sınıftaydık. Aynı zamanda da benim platonik aşığımdı. Önceleri hiç vazgeçmiyordu ama aramızda aşk anlamında bir şey olmayacağını anlayınca beni kaybetmek istemediği için arkadaş olarak kalmaya karar verdik. Aslında iyi çocuktu Oktay. Her genç kızın hayalini süsleyen özelliklere sahipti.
Zengin,yakışıklı, kibar...
Ama ben erkeklere güvenilmeyeceğini anlamıştım bir kere. Erkeklerden dolayı canım çok yanmıştı. Kimisi tarafından aldatılmış,kimisi tarafından kullanılmıştım. Hepsinede her defasında salaklık edip güvenmiştim. Ama hayatımda artık hatalara yer yoktu. Son bir yıldan beri hayatıma kimseyi almamıştım. Ve doğru kişiyi bulduğumdan emin oluncaya kadar da almayacaktm. Bu kalbi hızlandıracak, içimi titretecek,bana güven verecek bir erkek bulmadan da hayatıma kimseyi almayacam."Buyrun prenses." deyip kapımı açtı sevgili Oktay.
Bu nezaketine karşılık gülümsedim ve teşekkür ettim. Doğum günü partim her yıl ki gibi Oktay'ların villasında olacaktı. Her yıl dediğim bu 3. Yıl.
Bunu kendi istiyor ve organizasyonu her yıl bizzat kendi yapıyordu. Bende onu kırmamak için kabul ediyordum. Doğruyu söylemek gerekirse gayette eğlenceli oluyordu.
Coşkulu kalabalık,müzik,içki,eğlence...
Halimden fazlasıyla memnundum.
Son ses müzik ve son gaz hızın ardından, araba villanın önünde durdu. Oktay az önce ki gibi kibar davranarak kapımı açtı ve inmem için elimi tuttu. Bende elini tutarak arabadan indim ve bahçeden içeri geçtik. Koca salonu bomboş görünce şaşırıp,"Eee, hani nerde bu millet?" diye sordum.
O da elimden tutup gülümseyerek bir şey demeden yürüdü. Daha sonra arkama geçip gözlerimi kapattı. Ve yürümeye başladık. Oldukça heyecanlıydım. Bakalım bugün beni nasıl bir gece bekliyordu. Durduğumuzda parti yerine geldiğimizi anladım. Ama çıt çıkmıyordu.
Oktay,"Hazırsan ellerimi çekiyorum." dedi.
Bende bütün sesimle,
"Hazırım." diye haykırdım.
Ellerini gözümden çekti ve gözlerimi açıp karşıma baktım.
"SÜÜÜÜÜÜPPPPRİİİİZZZZZ."
Sevgili okuyucularım, bu benim ikinci kitabım. Umarım beğenirsiniz,şimdi kitabın başındayız ama ilerleyen bölümlerde hem rüya gibi bölümler hemde çok acı olaylarla karşı karşıya geleceksiniz. Onlarla ağlayıp onlarla güleceksiniz. Yorumlarınızı bekliyorum...
Sevgiyle kalın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Bırakma
Romance"Kirpiğine kadar sevdiğim bir adam vardı benim. Kokusu cenettim, yüreği servetim." Karanlık sokakta , gözyaşlarımı akıtmak için sırtımı döndüm mavi gözlü adamıma. Beni böyle yıkık görmesini istemiyordum. Ayaklarımı yerde sürükleyerek karanlığa yürü...