Medya:Deniz...
Kafamın altındaki kıpırtılar uyanmama neden olmuştu. Oysaki ben yerimde oldukça rahattım. Kafam yumuşacık bir şeyin üstündeydi. Ama uyanmıştım bir kere. Kafamı sıcacık yerden kaldırdım. Gece geç uyuduğum için hayli uykum vardı. Beni uyandıran şeye bakmak için gözlerimi açtım. Sonra, sonra bir rüyada olduğumu farkettim. Rüyamda odamda, yatağımda uyuyordum. Şu işe bakın ki uyanınca karşımda Melike 'yi görüyordum. Hemde ben Melike 'nin sıcacık, yumuşacık boynunda uyumuşumda o kıpırdanınca uyanmışım. Komik değil mi? Bence değil. Bu sadece rüyamda olacağı için çok üzücü. Hatta kahredici...
Laaann!!!
Rüya değil ki bu. Bu gerçek.
Sapık Deniz. Ne ara kızın koynuna girdin.
"Siktir. Ne yapmışım böyle? İyiki benden önce uyanmamış." diye içimdeki düşünceyi bir de salak gibi dışa vurdum. He Deniz. Biraz daha bağır uyandır kızı. Bir süre meleğimin güzel yüzünü izledim. Bebek gibi uyuyordu.
"Çok güzel uyuyor be." diye fısıldadım. Ve dünden beri yapmak istediğim şeyi yaptım ve küçücük bir öpücük kondurdum güzel kokan saçlarına. Ama bunu yapmamla hafifçe kıpırdandı. Panikle kendimi geriye atıp uyuyormuş gibi yaptım. Beni böyle yakalarsa rezil kepaze olurdum. Ama panikten salak ben gözlerimi kapatmayı unutmuşum. Şaşkın şaşkın ona bakarken,"Günaydın." dedi neşeyle.
Ohh be. Yeni uyanmış neyseki. Demek dediklerimi duymamış. Rahatlayarak,
"G-günaydın." dedim bende kekeleyerek konuşmama engel olamadan.
Aramızda kısa bir konuşma geçmişken bana saati sordu. Doğru ya,okula gidecekti. Saate bakıp 9 olduğunu gördüm ve çekinerek ona söyledim. Bunu söylememle birlikte yerinden fırlayıp oturma odasına koştu. Bende arkasından. Dersi kaçırdığı için tedirgin görünüyordu. Bence bu saatten sonra yetişemezdi. Çünkü daha okul formasını alması gerekiyordu. Bu yüzden ona güzel bir fikir sundum. Ve kahvaltı teklifi ettim. Önce biraz düşündü. Sonra annesi ve arkadaşını araması gerektiğini söyledi. Bu cevabını evet olarak kabul edip mutfağa geçtim ve hızla kahvaltı hazırlamaya başladım. Bir on dakika sonra Melike mükemmel gülümsemesiyle mutfağa yanıma geldi. Böyle gülümsemesi beni mutlu etmişti. Keşke sürekli böyle neşeli olsa.
Gülümseyip,"Hayırdır. Bu neşenin sebebi ne?" diye sordum merakla.
Ama verdiği cevap benide güldürdü. Gittikçe daha çok merak ettiğim arkadaşı derste sıranın altına geçip Melike'yle konuşurken öğretmenine yakalanmış. Ona gülüyormuş. Bencede komik bir durum. Sonra bana marifetli olduğumu söyledi ve bütün bunları iki dakikada nasıl hazırladığımı sordu. Bende cevabını verdim ve onu masaya gönderdim. Sosisler olmuştu, yumurtalar da olmak üzereydi. Bana,
"Ama böyle hazıra konmuş gibi oldum." deyince sinsice sırıtıp,
"Bir dahakine de sen hazırlarsın." deyip seksice göz kırptım.
Çünkü utanıp kızaracağını biliyordum. Ve bu oldukça hoşuma gidiyordu. Ki gerçekten de tahmin ettigim oldu ve yine kırmızılara büründü. Gülmemek için kendimi zor tuttum. Biraz bekledikten sonra gözlerini kaçırarak,
"Olur tabi." diye mırıldandı.
Ona arkamı dönüp tekrar yumurtalarla ilgilendim. Sonra,
"Alo anneciğim." dediğini duydum.
Annesini aramıştı. Aralarında kısa bir konuşma geçti ve Melike annesini rahatlatıp telefonu kapattı. Ve bana, annesine yalan söylemekten nefret ettiğini ama ona Oktay 'ın yanına gittiğini söyleyemeyeceğini çünkü annesinin Oktay 'ın yaptığı kaza yüzünden Oktay'dan nefret ettiğini söyledi. Kayınvalidemi şimdiden sevmiştim. Onunla bir ortak özelliğimiz olmuştu. Sanırım iyi anlaşacaktık.
Melike 'ye anlayışla baktım ve onu rahatlatacak şeyler söyledim. Sonuçta böyle ufak tefek yalanlar masumdu. Annesi üzülmesin diye yalan söylemişti.
Sonra elimdekileri masaya bırakarak sandalyeme oturdum ve o benimle konuşurken tabağına kahvaltılıkları doldurdum. Kuş kadar kalmış benim güzelim. Çok zayıftı.
Ona kahvaltı etmesini söyledim. Kafasını sallayıp önüne baktı ve yeni gördüğü tabağına şaşırarak bunların hepsini bitiremeyeceğini söyledi. Aramızda küçük bir inatlaşma geçtikten sonra bu sefer onu ben ikna ettim. İkimizde susup kahvaltımızı etmeye başladık...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Bırakma
Romance"Kirpiğine kadar sevdiğim bir adam vardı benim. Kokusu cenettim, yüreği servetim." Karanlık sokakta , gözyaşlarımı akıtmak için sırtımı döndüm mavi gözlü adamıma. Beni böyle yıkık görmesini istemiyordum. Ayaklarımı yerde sürükleyerek karanlığa yürü...