5. ⚡️Giz ⭐️💕

688 187 88
                                    

Sevgili okuyucular;
İnternetim bittiği için yeni bölümü paylaşamadım oysaki hazırdı. Bugün yükleyebildim ancak. Bundan sonra en fazla iki gün arayla gelecek bölümler. İyi okumalar...

Medya:Melike

"Demek herkesin konuştuğu mucize sensin." dedi mavi gözlü adam.

"Anlamadım?"

"Kaza günü hastaneye getirildiğinde senin için yaşamaz dediler. Çünkü boyun kırığı yüzde yüz ölüm sebebiydi. Ama sen hayatta kalmayı başardın."

"O kadar kötü bir halde miydim gerçekten?"

"Evet. Ama şimdi gördüğüm kadarıyla gayet iyisin. Ve gözlerin..."

"Gözlerim ne?"

"Gözlerin...  Aynı havuzda ki gibi, yaramaz bir çocuk gibi bakıyor." deyip gülümsedi.

Ben senin gülümsemeni yerim yaa.. Allahım ne kadar tatlı bir şeydi bu böyle ya. Tam sevmelik.
Tam sevmelik derken? Ben o darbeden sonra kafayıda kırmışım galiba tam sevmelik ne la. Tek lokmalık gibi.
Neyse Melike sen konuya dön,dön de ne cevap vereceğini düşün. Rezil olmuştum hatırlıyor işte her şeyi.
Utançla ellerimle yüzümü kapattım ve parmaklarımı biraz aralık bırakarak ona baktım,

"Her şeyi hatırlıyorsun değil mi?"

Gülümseyerek kafasını salladı.

"Çok sarhoştum."

"Biliyorum."

Sessizlik...

"Neyse benim artık pansumanını yapmam gerekiyor yaramaz kız."

"Heyy. Neden yaramaz mışım?"

"Çünkü sürekli ölümle burun burunasın. Allah aşkına intihar etmeye falan mı çalışıyorsun sen?"dedi şakalaşır bir tonda.

Ama doğru söylüyordu. İki karşılaşmamızda da ölümden dönmüş bir haldeydim. Önce havuza düşmem,sonra bu kaza...Tesadüf işte.

*   *   *

Az önce düşürdüğü şırıngayı yereen aldı ve serum şişesine boşalttı. Daha sonra yanımdan uzaklaştı ve elinde pamuk, tentürdiyot ve sargı beziyle geri döndü.

"Boynuna pansuman yapmam gerekiyor."  dedi. "Canın acıyabilir."

Kafamı salladım.

Üstüme doğru eğildi ve boyunluğumu çıkardı. Neden bilmiyorum ama bana yakınlaştığı anda çok heyecanlanmıştım. Nefesim hızlanmıştı. Ve kalbimin sesini duyacak diye çok korkuyordum.
Farketmesinden korkarak ara ara nefesimi tuttum. Lanet olsun çok çekici bir kokusu vardı. Ama bu kesinlikle parfüm kokusu falan değildi. Bu onun kokusuydu.
Kendine gel Melike.

Boyunluğumu çıkardıktan sonra, boynumdaki sargı bezini de çıkardı. Yeni bir sargı bezi hazırlayıp eline bir pamuk aldı ve tentürdiyot döktü. Kendimi henüz görememiştim ve neremde ne boyutta bir yara var bilmiyordum.

"Çok mu kötü?" diye sordum.

"Efendim?"

"Boynumdaki yara çok mu kötü?"

Gözlerini benden kaçırıp yüzümün sağ tarafına baktı. Yüzünde anlamlandıramadığım bir ifade vardı. Acıma mı,üzüntü mü yoksa benim uydurmam mı bilemedim...

"Yooo. Normal bir dikiş sadece." dedi.

Nedense ona inanmamıştım. Ama üstelemedim. Nasıl olsa görecektim yaramı.
Pamuğu boynuma doğru götürürken elinin titrediğini farkettim.

Beni Bırakma Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin