Deniz'in Ağzından Devam...
Kurduğum güzel hayalleri çıkardım kafamdan ve karşımdaki Melike'ye gülümsedim.
"Erkencisin." dedim ve yana doğru kaydım. Gerçekten erken gelmişti.
"Sende." diye karşılık verdi. Evet bende heyecandan erken gelmiştim.
"Otursana." dedim.
Yanıma geldi ve oturdu. Aramızda bir süre sohbet ettik. Sıradan bir sohbetti. Daha sonra bana Oktay 'ı anlattı. Meğer olay bambaşkaymış. Ben hep önyargıyla yaklaşmışım. Bir yandan sevgili olmadıklarına sevinirken, bir yandan Oktay'ın Melike'yi rahatsız ediyor olmasına deli olmuştum. Sapık herif. Resmen kızın iyi niyetini suistimal ediyordu. Ama görürdü gününü. Tek bir kere daha Melike 'den Oktay'ın onu taciz ettiğini duyarsam Oktay'ı kimse elimden alamazdı.
(Deniz'le Melike'nin konuşmalarını kısa tutacam sizi çok sıkmasın diye. Zaten bu bölümün tüm konuşması Melike 'nin Ağzından anlatılmıştı. Burda sadece Deniz'in hislerini bildirecem.)
Melike Oktay'la ilgili gerçekleri anlattıktan sonra bir şeyi merak ettim ve ona sormak istedim. Ama biraz özele kaçacağı için istemezse cevap vermek zorunda olmadığını söyledim. Ama bana bu hayatta duyup duyabileceğim en güzel şeyleri söyledi. Benim yanımda kendini iyi hissediyormuş ve bana her şeyi anlatmak istiyormuş. Hemde yanlış olduğunu bile bile. Yanlış olduğunu düşünüyor çünkü beni tanımıyor haklı olarak. Ama ben onu üzecek, kıracak bir şey yapmazdım. İlerde o da inanacak buna. Gülümsedim ve ona yanımda iyi olduğu için mutlu olduğumu söyledim. Ve onu rahatlatacak ve doğru olan bir kaç şey söyledim. Şimdilik zamana ihtiyacı vardı.
Sonra bana kendinden bahsetti. Annesiyle birlikte yaşıyormuş. Babasının nerede olduğunu merak ettim ve sordum. Ben olsam, bu kadar güzel ve genç bir kızım olsa asla tek başına bırakmazdım. Yanında olurdum dışardaki pisliklere karşı. Yurt dışında olduğunu tahmin ettim. Çalışmak için yurt dışına gitmiştir. Öyle sanıyordum.
Ama öyle değilmiş. Söylediği şeye o kadar şaşırmıştım ki... Meğer babası onu ve annesini terk edip gitmiş yıllar önce hayvan herif. Buda yetmiyormuş gibi birde gittiği yerde başkasıyla evlenmiş. Ah elimde olsa Oktay'ıda Melike'nin babasınıda bir kaşık suda boğardım. Bu kadar güzel, saf,temiz bir kız böylesine üzülür mü? Nasıl kıyıyorlar? Ben olsam, Melike benim sevgilim olsa dokunmaya kıyamazdım.Melike 'nin biraz üzüldüğünü gördüm aklı geçmişe gitmişti galiba. Havayı değiştirmek için bende kendimden bahsettim. Adımı,önceden nerede yaşadığımı, annemi, babamı, işim gereği buraya geldiğimi. Sonra ona Berke'den bahsetmeye başlamıştım. Ona Berke'yle kaldığımı söylerken Melike'ye birden bire bir şey oldu. Rengi bembeyaz oldu. Elleri titremeye başladı ve ağlamaya başladı. O kadar endişelendim ki... Acaba bir krize falan mı girmişti? Lanet olsun böyle çaresiz çaresiz bakmak ve hiç bir şey yapamamak sinirlerimi bozuyordu. Beni korkutuyordu. Resmen ağlama krizine girmişti. Bana cevapta vermiyordu. Onu endişeyle izlerken birden boynuma sarıldı. Beni fazla sıkmasından korkmuş olduğunu anladım. Bir tramva yaşamış olmalıydı. Onu sakinleştirmek ve yanımda güvende olduğunu hissettirmek için sarılışına karşılık verdim ve kulağına yanında olduğumu fısıldadım. Rahatlaması içinde sırtını sıvazladım. O kadar korkmuş görünüyordu ki bu kadar ağır ne yaşadığını merak ettim. Melike sayfaları çevirdikçe yeni şeyler öğrendiğiniz bir kitap gibiydi. Onu her gördüğümde yeni şeyler öğreniyordum.
Bana sarılması tepeden tırnağa kadar heyecanlanmama sebep olmuştu. Fırsattan istifade saçlarını, boynunu kokladım. Bu,bu anlatılmaz bir şeydi. O kadar güzel kokuyordu ki, sanırım sırf bu koku için ona aşık olabilirdim. Hayır. Bu parfüm kokusu falan değil. Bu onun kendi kokusu. İnanılmaz bir şeydi. Kollarımdan yavaşça ayrıldı ve bana baktı. Berbat görünüyordu. Ama az önceye göre biraz daha sakindi. Merak dolu gözlerle ona baktım ve iyi olup olmadığını sordum. Kafasını iki yana salladı ve,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Bırakma
Romansa"Kirpiğine kadar sevdiğim bir adam vardı benim. Kokusu cenettim, yüreği servetim." Karanlık sokakta , gözyaşlarımı akıtmak için sırtımı döndüm mavi gözlü adamıma. Beni böyle yıkık görmesini istemiyordum. Ayaklarımı yerde sürükleyerek karanlığa yürü...