Medya: Parti Şarkısı."Süüüüüüpriiizzz." diye haykıran kalabalığa baktım.
Aşağı yukarı 40-50 kişi vardı. Hepsi okuldan arkadaşlarımızdı.
Etraf harika görünüyordu. Çok görkemli ve güzeldi.
Partiyi bu yıl havuz başında düzenlemişlerdi. Daha önce villanın salonunda kutluyorduk.
Süslemeler, ışıklandırmalar, barlarda olan yüksek camlı masalar, müzik sistemi...
Her şey tek kelimeyle mükkemeldi.Gözlerim dolu dolu arkadaşlarıma baktım. Böylesine sevildiğimi görmek beni duygulandırmıştı.
Okulda, sınıfta her zaman sevilen bir kız olmuştum. Bunun nedeni herkese karşı iyi niyetli ve neşeli olmamdı. Kolay kolay kimseden nefret etmem ve kin tutmazdım.
Düşmanımda hiç yoktu."Sizi çok seviyorum ama ben ya." diyerek yanlarına koştum.
Hepsi birden üstüme gömülüp kucaklayabildikleri kadar kucakladılar beni.
Pastayı tutan kişi hariç tabi.Oktay," Hadi hadi prensesi bırakında dileğini tutup üflesin mumları. "dedi.
Kalabalıktan Oktay'ı destekleyen mırıltılar yükseldi. Ve beni belimden nazikçe pastayı elinde tutan kişiye doğru ittiler. Pastayı tutan kankam İsmican gülümseyerek pastayı masaya bıraktı ve ordan çekilerek bana yol verdi.
Pasta koskocamandı ve kakaoluydu.
Iıımmmm. En sevdiğimden.
Pastanın üzerinde benim fotoğrafım vardı.
Fotoğrafta öğretmenler masasında oturmuş, zafer işareti yapmış ve kocaman gülümsüyordum. Oktay ve İsmican'da arkamdan ergenler gibi iki kulak yapmışlardı. Kıkırdamadan edemedim karşımdaki fotoğrafa.
Arkadaşlarım etrafımda ve arkamda toplanmışlardı.
Koro halinde,"Oooooooooooooooooo." sesleri yükseldi.
Dilek tutmamı bekliyorlardı. Gözlerimi yumdum ve dileğimi tuttum içimden.
Allahım sen bana, beni kendine körkütük aşık edecek, bana her zaman sadık kalacak, dürüst, yakışıklı, mavi gözlü bir prens yolla... Amiiinn.. Dedim ve"Ooooooooooooo." sesleri arasında tek nefeste mumları söndürdüm.
"Oleeeeeyyy." haykırışları ile alkış tufanı koptu.
"İyiki doğdun prenses, iyiki doğdun prenses, iyiki doğdun iyiki doğdun mutlu yıllar saaaaanaaaaa."
"Teşekkür ederim hepinize." diye haykırdım büyük bir sevinçle.
Şu anda kendimi çok mutlu hissediyordum. Bıçağı elime alıp pastayı kestim, Oktay yanıma gelip çatalla biraz pasta alıp bana yedirdi.
Sınıfımızın kötü espiricisi diye adlandırdığımız Kayhan,
"Eğlence başlasın mı?" diye bağırdı. Gaza gelen çılgın grup ve ben,
"Eveeeeet." diye karşılık verdik.
"İçkiler gelsin mi?"
"Eveeeeeet."
"Sarhoş olup tozutalım mı?"
"Eveeeeeeet"
"O zamaaaan müziiiiikk."
Dediği anda havuzun önündeki bahçeye kurulmuş olan müzik sisteminden bangır bangır müzik sesi gelmeye başladı. Seçilen parçada iyiydi hani.
'Arash feat Snoop Dog' un OMG' şarkısı çalıyordu. Ses gelir gelmez coşmuştuk. Biz tozuturken villanın yardımcıları masalarımıza içkileri dağıtıyordu. Deli gibi oynuyorduk.
İçkiler masalara dağıtılınca her birimiz fondip yaptık. Bugün benim günümdü. Kendimden geçene kadar içip sızacaktım.
Şarkımız bitince ikinci şarkımız olan 'Dj Snake, turn down for what.' çalmaya başladı. Bir yandan çılgınlar gibi dans edip bir yandan içiyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Bırakma
Romansa"Kirpiğine kadar sevdiğim bir adam vardı benim. Kokusu cenettim, yüreği servetim." Karanlık sokakta , gözyaşlarımı akıtmak için sırtımı döndüm mavi gözlü adamıma. Beni böyle yıkık görmesini istemiyordum. Ayaklarımı yerde sürükleyerek karanlığa yürü...