7.⚡️Mutluluk⭐️💕

604 167 34
                                    

Medya:Melike...

Vote ve desteklerinizi bekliyorum.
İyi okumalar...

Geldiğim yolu aynı hızda dönerek eve yetiştim. Kapıyı açıp içeri geçtim ve ayakkabılarımı çıkartıp salona yöneldim. Annem koşturarak yanıma gelmişti ki,

"Naber Sultanımm." deyip neşeyle yanaklarından öptüm.

Annem ağzı açık bir şekilde bana bakıyordu. Bu haline bir kahkaha koyverdim.

"Melike, kızım iyi misin sen annem?"

"Çok iyiyim anneciğim." dedim.

Gerçekten iyi ve mutluydum. Sabahki üzüntümden zerre kalmamıştı. Tabi bu durum Denizle karşılaştıktan sonra öyle olmuştu.
Annem şokunu atlatmış olacak li boynuma sarıldı ve

"İşte seni hep böyle görmek istiyorum kuzum benim." dedi.

Gülümsedim.

Hayatımda hep Deniz olacaksa neden olmasın?

~ ~ ~

Bugün günlerden cumartesi günüydü. Henüz ne yapacağım hakkında bir planım yoktu. Odama çıkıp sıcak bir duş aldım. Sıcak su vücuduma çok iyi gelmişti. Ufak tefek yaralarım ve morluklarım biraz canımı acıtmıştı ama bu dayanamayacağım şiddette ağrılar değildi. Duştan çıkıp evdelik bir şort ve salaş bir omzu açık bir tişört giyindim.
Merdivenlerden inerken burnuma harika kokular geliyordu. Annem döktürmüştü yine. Kokuyu takip ederek mutfağamıza geçtim. Annem sırtını bana dönmüş omlet yapıyordu. Masaya doğru yürüdüm ve tek eksiğin kuş sütü olduğunu düşündüm..

"Immm. Sultanım. Yine döktürmüşsün." deyip yanına gidip yanağından öptüm. Gülümsedi.

"Meleğim için hazırladım." dedi.

Oturup anne kız güzel bir kahvaltı yaptık. Kahvaltı sonunda anneme sofrayı toplamada yardım ettim. Daha sonra odama geçtim. Ve benim her şeyim olan kitaplığımın yanına gittim. Bir kaç saat kitap okuyabilirdim. Bence gayet iyi bir fikirdi.
Kitaplar benim her şeyimdi. Her gün mutlaka bir saatte olsa kitap okurdum. Bu seneye gireceğim YGS sınavında paragrafları daha iyi anlamak için değildi. Bu bende yıllardan beri olan bir alışkanlıktı. İyi günümde, kötü günümde, mutsuz olduğumda falan İsmican 'dan başka kitaplara sığınırdım işte.
Kitaplığımda 100'ün üstünde roman vardı. Ve ben çoğunu okumuştum. Yeni başladığım kitabımı raftan çıkardım.
Okudum kitap, Zülfü Livaneli'nin ~ Mutluluk adlı kitabıydı. Daha önce "Serenad" ve "Kardeşimin hikayesi" adlı kitaplarını da okumuş ve hayran kalmıştım. Bu yüzden "Mutluluk" adlı kitabını merak edip aldım. Yatağımın üstünde bağdaş kurdum ve kitabımı okumaya başladım. Bir saatin ardından kitaptan bir hayli etlilenmiştim.
Kitapta Meryem adında, 17 yaşındaki bir kızın tecavüze uğramasını ve ailesi tarafından bir yere kilitlenip, daha sonra öldürülmek üzere İstanbul'a gönderilmesinden bahsediliyordu.
Tecavüz...
O kadar kötü bir şeydi ki... Kendimi Meryem'in yerine koyup düşündüm. Ben tecavüze uğrasam onun gibi yeniden hayata tutunamaz kısa yoldan ölmeyi tercih ederdim. (Kitabın sonlarına doğru Meryem öldürülmüyor. Kuzeni tarafından bir yere götürülüp her şeyi gezerek, görerek, şaşırarak hayatı yeniden öğreniyor. Okumayanlara öneririm gerçekten çok kaliteli bir roman)
Bu çok korkunç bir şey. Ve eminim her genç kızı,veya kadını tedirgin eden ve korkarak yaşamasına neden olan bir şeydir. Günümüzdeki erkekler o kadar yokluk çekiyor ki açık saçık giyenen bir kız görünce sanki kız açık giyinmiş diye onu taciz etme, ona tecavüz etme hakkını görüyorlar kendilerinde. Oysaki bir genç kız, veya kadın dilediği gibi dilediği saatte sokakta özgürce gezebilmeli. Kimsenin bizi kısıtlamasına, korkutmasına hakkı yok. Sanırım sinirlenmiştim. Ben böyle düşünceler arasında boğuşurken çalan telefonumun sesi beni düşüncelerimden ayırdı.

Beni Bırakma Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin