Bitti

3.1K 216 53
                                    

Nev/Zor

"Bilmiyorum dedim ya Ömer.Zorlamasan.."

Ellerini saçlarının arasında dolaştırıp derin bir nefes bıraktı Ömer,

"Zorlama?O adamın seni yangından kurtarması ne kadar mantıklı Defne!"

Gerizekalı adamın teki işte diye aklından geçirdi Defne koltukta doğrularak.Kendini tecrübeli zannettiği bu ödeşme dünyasında daha iyilerinin de olduğunu algılamıştı,yapacakları her hamleyi ayrıntısı ayrıntısına düşünenleri.

***

2 gün,6 saat,21 dakika önce
Acıbadem Hastanesi

"Açıklama bekliyorum,yangına attığın bir kızı kurtarmanın açıklaması da oldukça etkileyici olmalı."

"Ömer senin kendisinden nefret ettiğini biliyor,şöyle bir düşünecek olursak da e mağlum birileri seni öldürmeye çalıştı senaryomuza göre.Böylece şüphe etmez senden,hatta aradım yolda."

***

"Neyim olarak hesap soruyorsun ki sen bana?"

Somurtup odadan çıktı Ömer.Pek de büyük olmayan,bir süreliğine onları idare etmesi için önceden döşenmiş bir ev kiralamıştı.Fikret de uzun bir süre dönmeme kararı almıştı İtalya'dan.Bu habere pek üzüldüğü söylenemezdi Ömer'in.Defne ile arasını her ne kadar düzeltmeye çalışsa da bütün çabaları olumsuz ve bir hayli başarısız sonuç veriyordu.İçine çektği derin nefes ile çöktü koltuğa.Çok geçmeden de Defne girmişti salona sessizce,bir şey söyleyeceği kaçırdığı göz bebeklerinden oldukça belliydi.İstemsizce gülümsedi..Geçmişte ezberlediği Defne'sini şimdi yaşama fırsatı sunulmuştu ona.Tam sormaya kalkışacaktı ki Defne başlamıştı konuşmaya,

"Ömer benim sana bir şey söylemem.Şey yani danışmam lazım."

Göz kırpıp arkasına yaslandı Ömer;"Tabii,sor."

"Şey ben..Ben çocukları istiyorum Ömer.Yani artık bana anne demelerini..Bana Defne Abla diye değil de anne diye sarılmalarını.Bunun için de çocukları almak istiyorum,istersen mahkemeye gerek kalmadan kendi aramızda hallederiz hafta içi bende hafta sonu da sende kalır,sorun çıkarmam."

Yüzünü buruşturup,gergince şakaklarında dolandırdı parmaklarını Ömer.Hızlıca gözlerini kaplamıştı yorgunluk,pes etmişlik hissiyatı,

"Neden?Yani buradasın işte,söylersin..Yine burada,beniml....bizimle olursun."

"Ne bekliyordun Ömer?Yaptıklarını hemen silebileceğimi mi?Kötü şeyler yaşadım ben,anlayamazsın.."

Dedi Defne gözüne gelen saçlarını kulağının arkasına yerleştirip parmakları ile oynamaya başladığında..Ömer ise şu saniyeler içerisinde her ne kadar fazla gerile biliyorsa o kadar gerilmişti,

"Ne yani hiçbir şey değişmedi mi?Mesela ben..Sen geldin ve ben değiştim Defne..Fark etmiyorsun,biliyorum.Ama ben senin her gelişinde farklı bir Ömer oluyorum."

"Değişmedi Ömer..Değişmeyecek.Geçmiş geçmez,izi hep kalır bir yerlerde öyle sert yazmışsındır ki elindeki o kalitesiz silgi ile sildikçe iz kalmaması mümkün değildir.Şimdi gelip de bana böyle şeyler deme."

"Bitti diyorsun yani..Bu kadar çabuk ve basit."

"Çabuk?Basit?Yapma Allah aşkına Ömer..Evet,ne diyorsun şu velayet konusuna?"

"Halimden memnunum diyorum Defne.Bu evden hiç kimse gitmeyecek."

Yanağından çenesine doğru süzülen yaş ile ayağa kalktı Defne;"Sen gittin ya!Her şeyimi aldın benden.Aşkımı aldın,çocuklarımı aldın,sevgimi aldın,mutluluğumu aldın.Benim kalbim senin sayende,can çekişerek,acı çekerek öldü."

dedi çoktan dolup taşmış gözleri ile.Tekrar çöktü koltuğa,yılların siniri,öfkesi,yorgunluğuyla bu kez.Ömer de onun kadar üzgün ve kırgındı veya onun kadar kırılıp acısını paylaşmaya çalışıyordu,

"Özür dilerim.Ben böyle olmasını istemezdim,hem de hiç.İnan bana.."

"Ama oldu Ömer..Hem de sen bana özür dileyemeyecek kadar uzakken.."

"Ben ger.."

"Neyse ya ben gideyim çocukların çıkış saati yaklaşıyor hem."

çok geçmeden de ceketin, ve çantasını alıp çıkmıştı evden.Ömer gözüne Defne'nin odasını kestirdiğinde silkinip kalktı koltuktan.Etrafı şöyle bir kollayıp hızlıca girdi odaya.İlk dikketini çeken şey yatağın üstündeki açık toz pembe renginde büyük kutu olmuştu.Yine adımlarını hızlı tutarak yatağın üzerine oturup merakla açtı kutuyu.Renk renk,desen desen,çeşit çeşit defter çıkmıştı kutunun içinden.Yirmi civarı falan olmalıydı sayıları.Rastgele bir tane adı eline ve yine rastgele bir sayfasını açtı,

"Ben öldüktan 10 ay,26 gün,14 saat,41 dakika sonra;

Kurtulamıyorum o Allah'ın belası şerefsizin elinden..Öyle sıkı sarmıştı ki beni,bir gün gelip de arkama baktığımda onun gözlerine bakamamak minik bir ihtimal bile değildi benim için.Ama şöyle ki hayat zaten ihtimallere hiç sıcak bakmıyordu..İhtimal yoktu,gerçekler vardı!Gerçeklerinde keskin bir bıçağı,tek çıkarılamadığı yer var bu bıçağın.O da kalp,ben misali.Çevremdeki yapma Defne,etme Defne,aman Defne,bu da geçer Defne diyen insanları saymıyorum bile.Hiçbir şey bilmiyor onlar..Hepsi geçer zannediyor ama geçmiyor..Sen de kendini kandırmıyor değilsin ara sıra geçti diye.Ama o hiç ummadık bir zamanda hiç ummadık bir şekilde vuruyor aklın veyatta kalbin kıyılarına sertçe.İzi kalıyor çünkü..Yarama işe yaramaz bir batikon dökülüyor gibi sanki..Canım yanıyor,hem de çok.Çevremdekiler geçer zannettikçe arttıkça artıyor,acıttıkça acıtıyor,yordukça yoruyor.

Onlar gideliden beri 372 kabus 8 de pembemsi rüya gördüm.En acısı da kabuslarımın gerçek olup rüyalarımın süs gibi bir yerlerde harcanması..Acaba daha ne kadar nefessiz kalacağım?Bunlara bir gün bakıcağım,işte o zaman affetmeyeceğim işte o zaman gözünün içine bakıp sertçe bitti diyebileceğim."

"Ömer!?"

**************

Merhabağğ.Kısa oldu ama umarım beğenmişsiznizdir.Bu arada votelar ve yorumlar birazcık düşmüş kitap hakkındaki yorumlarınızı,hatalarımı yazarsanız çook mutlu olurumm.Bol vote bol yorumm.

ÖdeşeceğizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin