AŞK

3.9K 264 36
                                    

Ortamı gerginlik bürümüştü.Ömer'in dudağını büzmesi tedirgin olduğunu işaret ederken,Fikret ise fazlasıyla öz güvenli gözüküyordu.Defne de o an oluşan duygu yoğunluğu karşısında sakin kalabilmek için dişini sıkıyordu.

Masanın boş köşesine koydu belgeyi Defne.Saçlarını iki eliyle geriye atması ve hafif bir şekilde öksürmesi ona güçlülük katmıştı.O hasret duygusunun sahibi olan Defne'yi örtmüştü sahte öz güven;

"Bakın,benim şu hayattaki tek varlığım çocuklarım.Ama onları da benden aldınız.Hem de sevdiğim adam aldı hem de...Şu hayat denilen mübarek var ya o gün benim üstüme göçtü.Anladım her şey boşmuş.İnsanın evlatları yanında olmadıktan sonra.Söyleyecek olmam gerekirse ki bence gerekiyor.Siz vicdansız,bencil,adaletsiz,yalancı.Bir dakika bu konuya dikkat edelim Ömer Bey.Siz adaletsizlikten ve yalancılardan nefret ederdiniz.Ne oldu?Ne değişti?Vicdanın değişti.Artık o çok sevdiğin vicdan yastığında yatmıyorsun Ömer.Vicdan bir ip olmuş ve seni de ona asmışlar.Sende ölmüşsün böylece vicdanın ile birlikte!"

Alaycı bir şekilde güldü ve;

"Bir süre çocukların bakıcısı ben olacağım.Bu evde bende kalacağım.Gerekirse koltukta yatarım gerekirse de yerde isterseniz bahçede bile yatabilirim.Ama ben bu evde kalacağım.Çocuklarımın yanında.Sizde buna karışmayacaksınız."

dedi Defne.Aldığı nefesler soluk borusundan geçtikten sonra istemsizce belirginleşiyor ve bu da sessiz ortamı minik sesler ile beziyordu.Ömer derin bir oh çekti ve,

"Tamam.Üst katta küçük bir oda var.Biliyorsun zaten,orada kalırsın."

Defne hemen yukarı çıktı.Ara sıra inceliyordu etrafı.Odaya geldiğinde içinde çıkmak için uğraşan hıçkırıkları dışarıya fırlattı.Tek kişilik yatağa çöktü.Gözlerinden inen damlaları toplamak için uğraştı bir süre.Ardından kapı yavaşça açılmaya başladı ve içeri giren minik prensesiydi.Göz yaşları ile gülümsediğinde kızı kapıyı yavaşça kapatıp ona döndü;

"Neden ağlıyorsun?"

dedi.Defne kulaklarını dolduran bu güzel ses ile binlerce kez şükür etti.Kendini mutlu ve üzgün hissediyordu aynı anda.Yavaşça ayağa kalktı ve minik kızının seviyesine gelmek için dizlerinin üstüne çömeldi saçlarını okşayarak.Kızı da onun gibi konuşkandı tekrar ekledi,

"Hem sen ne kadar güzelsin böyle."

dedi.Sanki kızı anne kendisi de minik bir çocuk durumuna düşmüştü.Kızı bu lafın üstüne Defne'nin saçlarını ve yüzünde gezdirdi o minik ellerini.Ama bir ayrıntı vardı bileğinde.Defne'nin bilekliğiydi bu gülümse  yazıyordu üzerinde.Defne bu ayrıntıya daha sonra kafa yormayı tercih ederek kucağını çekti minik perisini,

"O sizin güzelliğiniz hanımefendi.Meleğim benim."

dediğinde küçük kız,Defne istemeden sarılmıştı.Henüz bilmediği annesine.Defne ilk defa tatmıştı evlat kokusunu.Yüzlerini bile görmesine izin vermeden onları alıp çekip gitmişti Ömer.Minik kız ayrılınca;

"Gel sana odamı gösteriyim.Daha doğru da gıcık Barış ile paylaştığım odamı.Bu arada ben Mira.Senin adın ne?"

Defne büyülenmişti kızının bu tatlı ve edalı hallerinden ötürü.Mira ve Barış.Hayatının anlamları.Şaşırmıştı Defne Ömer'in oğlunun ismini Barış koymasına.Barış,Defne'nin istediği isimdi oysa.Kızı elini tuttuğunda;

"Defne.Yani adım Defne."

kısa bir süre sonra odalarına gelmişlerdi.Odanın rengi tatlı bir turuncuydu.Duvarlardaki Süngerbob,Şirinler,Çakmaktaşlar,Tom ve Jerry,Winnie pooh,Dora ve scoody doo çizgi filmlerinin çıkartmaları odaya tatlı bir hava katmıştı.Aralara karışmış beyaz çerçevelerdeki foroğraflara baktı.Neredese hiçbirinde Fikret yoktu .Çoğunluğu Ömer ile idi. Odanın iki köşesinde beyaz başlıklı yataklar vardı.Mira'nın nevresimi pembe,Barış'ın ki ise mavi olan olmalıydı. Gardroplarda da da bir renk cümbüşü vardı yine.Bayaz renklerinde iki küçük beyaz masanın yanında ise yeşil renginde iki tane puf vardı.O sırada açılan kapıdan giren minik prensi olmuştu.Bir çocuk babasına bu kadar benzeyebilir miydi ya?Yatağına atladığında;

"Mira,Fikret cadısı yine yakmış yemeği."

dedi ve güldü bir süre.Ama bir dakika çocuklar annesine neden Fikret diyordu ki.Mira ile birlikte Barış'ın yatağına oturdular.Barış kafasını kaşıdı babası edasıyla;

"Mira,bu abla kim?"

dedi kulağına fısıldamaya çalışıp,beceremeyerek.Mira da bilmiş bir şekilde;

"Barış sen fısıldadığını zannediyorsun ya,sağır sultan bile duydu.Bence deneme."

bu tatlılığa dayanamayıp çocukların ikisini de dizlerine yerleştirdi Defne.Şu ızdırap dolu hayatının en güzel zamanı olmalıydı burada geçirdiği dakikalar.Kokularını bir kez daha içine çekti ve,

"Defne ben.Memnun oldum Barış bey.Bende sizin bakıcınız oluyorum."

dediğinde çocuklardan bir 'oley' sesi duyulmuştu.Barış,Defne'ye baktı ve,

"Sen babamın anlattığına göre anneme çok benziyorsun."

dediğinde şaşkınlıkla baktı Defne,Barış'a ne yani onlar Fikret'i anneleri olarak bilmiyorlar mıydı?Merakına karşı koyamadı ve;

"Sizin anneniz Fikret değil mi?"

Mira üzüntüyle 'cık' dediğinde Barış ekledi,

"Annem bizi doğururken ölmüş.Fikret üvey mi ne?Zaten babam sırf yanımızda bir kadın olsun diye evlendi onunla."

dediklerinde yine boyamıştı duvarları,sessizlik.Minnacık çocuklara anneniz öldü diye yalan söylemek neyin nesiydi.Hiç mi vicdan yoktu bu adamda.O da yaşamamış mıydı anne acısını.Çocukları kendine çekti Defne.Yaşları sessizce boşandı.Ayrıldıklarında kendini toparladı ve,

"Yemek hazır galiba hadi bakalım aşağı inelim."

Aşağı indiğimizde masa kurulmuştu.Fikret ve Ömer yan yana otururken bende çocukların yanında oturuyordum.Ortamı yine sessizlik çelmişken Fikret;

"Defne Passionis'in baş tasarımcısıymışsın.Aynı zamanda Sinan'ın ortağı,tebrikler.Çocuklara bakmaktan vakit bulabilecek misin işine?"

dedi bilmiş bir şekilde.Onun da planını yapmıştım;

"Çocuklar uyuduktan sonra şirkete gideceğim.Sabaha karşı da döneceğim Fikret."

dedim.Fikret yine bilmiş tavırla suyundan yudumladı ve tekrar konuşmaya başladı;

"Tabi yani aşk olgunlaştırmıştır seni."

dediğinde Mira lafa atladı ve;

"Defne abla aşk ne demek?Babama ve şuna sordum söylemediler."

Çatalını itibar ile masaya bıraktıktan sonra;

"Dünyanın en büyük duygusu,hissi.Ne gibi biliyor musun?Bir yaz günü ansızın kırmızı karın yağması gibi.İmkansız.Büyüdükçe acıtıyor.Ama hiç küçülmüyor.Sürekli artıyor ve bize bol geliyor.Aşk.Aşk işte.Kelimeler yetmez ki."

Bölüm sonu.Umarım beğenmişsinizdir.Sınır;

"85 vote

50 yorum."

ÖdeşeceğizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin