Bitmeyen Nefret

3.8K 228 68
                                    

Yüzüme vuran ışık ile gözlerimi kırpıstırdıgımda.Yanıma sokulmuş olan mucizelerimi fark ettim. Ne kadar dua etmiştim şu an içine.Öyle güzellerdi ki, kışın bitimini haber verip gönlünce açan bir çiçek gibi. Duvardaki saate gözüm kaydığında ofladım güzellikler nasıl bırakılırdı ki.İstemeye istemeye yavaşça yataktan kalktım, ikisininde alınlarını öpüp, pikeyi düzeltledim.Tıpkı bir anne gibi.Bu beni gururlandırmaya yetmişti.Anne olmak...Enerji ile mutfağa indiğimde duraksadım.Yıllar sonra buradaydım.Evimde..Hiç değişmemişti.Keşke kalpler değişeceğine mobilyalar değişseydi diye düşündükten sonra artık mutluluk vakti deyip kahvaltıyı hazırlamaya başladığımda bir yandan da mırıldanıyordum;

"Güzel günler mazide kalmış,
Ben hâla rüyada.
Aşkımızın üstü tozlanmış,
Örtsek bir çarşafla."

"Defne"

Oldukça katı çıkan ses ile arkamı döndüğümde Ömer çıkmıştı karşıma .Uykudan yeni kalktığı düşük gözlerinden ve dağınık saçlarından belli oluyordu.Devam etti yine aynı ses tonuyla;

"Kahvaltıyı dokuza, kadar yetiştir.Aklında bulunsun kahvaltı tam dokuzda yapılır ne bir dakika geç ne bir dakika erken. "

Başımı sakladığımda yine o nefret ettiğim zalim bakışını takınarak bana baktıktan sonra arkasını dönüp gidiyordu ki ben çeneme hakim olamadım;

"Ne bitmeyen nefretmiş Ömer İplikçi."

dediğimde bir süre duraksadıktan sonra elini ensesine koyup döndü arkasına imalı bir bakıştan sonra;

"Ben değil de siz böyle dediğinize göre Ömer İplikçi'ye karşı nefret degil de sevgi dolusunuz"

dedi imalı tavrını yineleyerek. Ben ise tebessüm ettim ve bıçağı doğrama tahtasının üzerine bıraktım.Ömer'e döndüp;

"Evet ,ona karşı sevgi doluyum. "

Ömer bilmiş bir sırıtmayla konuşmaya başlayacağı sırada başlamayan lafını bitirip;

"Bana her zaman, her ne olursa olsun kucak açan Ömer'e cidden çok aşığım. Lakin şu karşımda duran karaktersizi tanımlamamı ister misin? "

Ömer tekrar konuşmaya yeltenicekti ki tekrar devam ettim konuşmama;

"Misal hani o köşk için beni bulan, beni sürekli ezen, hani beni sürekli zor duruma düşüren yengen var ya. Onu senden çok daha fazla seviyorum.Başka bir örnek vicdansız, emek hırsızı Deniz Tranba o da sevdiklerim listesinde senden çok çok önde yer alıyor.Hatta inanır mısın? Fikret'i bile senden çok daha fazla seviyorum. "

Ömer'in biraz evvel bulutlarda gezen yüzü oldukça düşmüştü bu duruma gülüp;

"Anladıysanız kahvaltıyı hazırlamam gerek Ömer bey. "

***

Masaya tabakları koyarken gelen o mucizevi sesle arkamı döndüm;

"Günaydın. "

demişlerdi ikiside aynı anda. Çocuklarımın ilk günaydınıydı bu;

"Günaydın ballar. "

dediğimde Ömer ve Fikret'te oturmuştu masaya, tabi bir de Fikret bavulu ile inmişti.Masayı yine derin bir sessizlik bürümüştü.Mira saçlarını eli ile geriye itip, gözlerini tatlı tatlı büyütüp;

"Defne abla bu gün biraz gezer miyiz."

Defne ablaya geri dönmüştük.Ne bekliyordum ki az daha çocuğun önünde intihar ediyordum.Gülümseyerek bunu onaylayacağım sırada Ömer tüm sertliği ile;

ÖdeşeceğizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin