*Sam, odadan çıkmak için kalktığında Diana'nın uyukladığını yeni fark etmişti. Neredeyse iki saattir konuşuyorlardı. Bir an, uyumasına izin vermediği için suçlu hissetti kendini. Bazen çok çenebaz olduğunu düşünüyordu. Öyleydi de...
Sam: Ben artık gideyim. Sen de biraz dinlen, kafanı şişirdim zaten.
Diana: Saçmalama Sam. Önemli değil.
*Kapıyı aralamıştı ki, hızla geri kapattı. Diana şaşkınlıkla ona bakıyordu. Ama Sam'in yüzündeki ifade görülmeye de değerdi. Kabus görmüş küçük çocukların o komik ifadesi vardı.
Diana: Ne oldu?
Sam: Dean dışarıda. Uyanmış sanırım. Benim buradan çıktığımı görürse, bir şeyler sakladığımızı anlaması uzun sürmez.
Diana: Burada kalabilirsin Sammy.
Sam: Uyuması en az iki saat sürer ama.
Diana: Sorun yok.
Sam: Peki, teşekkürler.
*Birkaç küçük adımda onun yanına ulaştı ve oturdu. Yatağın bir ucunda Diana, diğer ucunda Sam duruyordu. Bu halleri karşısında Diana kahkahasını tutamadı bir süre sonra.
Sam: Nedir bu kadar komik olan?
Diana: Sensin Sam.
Sam: Ben mi?
Diana: Evet. Yaklaş hadi, korkma ısırmam.
Sam: Yok, böyle iyiyim.
Diana: Hadi ama, gözünden uyku akıyor. Yarın bana teşekkür edeceksin bunun için.
*Sam gülümseyerek Diana'nın yatakta kendisi için açtığı yere yaklaştı. Ona iyice alışmaya başlamıştı Sam. Farkında değildi ama yüzüne kocaman bir gülümseme yerleşmişti. Aklından geçenler neden olmuştu bu sevimli gülümsemeye. Bunu gören Diana, sormadan edemedi.
Diana: Neye borçluyuz bu ışığı?
Sam: Ha? Ne ışığı?
Diana: Yüzündeki gülümsemeden bahsediyorum.
Sam: Hiç, aklıma bir şey geldi de.
Diana: Ne düşündüğünü biliyorum?
Sam: Hiçte bile.
Diana: Öyle mi dersin?
Sam: Tamam, söyle bakalım ben ne düşünüyor muşum?
Diana: Yerinde Dean olsa, kesinlikle rahat durmayacağını?
*Sam şaşırmış bir şekilde yüzüne bakıyordu Diana'nın. Onunsa keyfi yerindeydi. Yavaştan Sammy'nin yanakları kızarmaya başlamıştı bile. Öyle sevimli görünüyordu ki Diana'nın gözüne. Kendini tutmasa, çoktan gömleğini parçalamıştı. Ama bunu yapmayacaktı. En azından şimdilik...
Diana: Haklısın ama, şuan yanımda Dean olsaydı böyle uyuklamaya vaktim kalmazdı.
Sam: Bizi gerçekten iyi tanıyorsun. Bu biraz... utanç vericiydi.
Diana: Utanma Sammy. Ağabeyin, cazibesini kullanmayı biliyor. Ve bunu severek yapıyor. Aynı cazibe sende de var, ama sen oyun oynamayı pek sevmiyorsun. Bence biraz açılmalısın.
Sam: Sağol, almayayım.
Diana: Hadi ama, öyle olmayı istediğini biliyorum. Bunu kendine de itiraf edersen, çok eğlenebilirsin. Hatta belki, eğlenebiliriz...
Sam: Evet, isterdim. Ama yine de bana göre değil gibi.
Diana: Eğer, bir kez daha 'normal olmayan biri' ile yatarsan Dean seni kesin hadım eder.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUH İKİZİ (DEAN WINCHESTER)
FanfictionKader nedir? Kaderiniz siz doğmadan yazılmış mıdır, yoksa yaptığınız seçimlerle onu siz mi şekillendirirsiniz? Peki herşey sizin elinizdeyse, ya da ne kadar karşı koysan da engelleyemezsen? Tüm insanlığın iyiliği için yaşaman gerekiyorsa, masum biri...