Neredeyse karanlık çökmek üzereydi ve yağmur hala çiseliyordu. Neyse ki az kalmıştı artık. Yakında Virgina sınırlarına girip, gidecekleri kasabaya yöneleceklerdi.
Ortam oldukça sessizdi. Arabayı hala Sammy kullanıyordu. Impala'nın yola çıkarkenki kahkahaları artık yoktu. Ortam sadece can sıkıcı ve iç karartıcı bir sessizliğe bürünmüştü.
Dean yavaştan uykuya dalmaya başlamıştı. Diana'da onun omzuna başını yaslamış, gözlerini bakış açısındaki loş ışıklı yola odaklamıştı.
Aklından geçenler bazen kendisini bile ürkütüyordu ya, yine de engelleyemiyordu düşüncelerini.
Oraya gittiklerinde Dean'ın rahat durmayacağını biliyordu. Çünkü orada ne olduğunu çok iyi biliyordu. Hala birkaç vampir o kasabada hayatını sürdürmekteydi. Tek umudu Dean'ın onlara bulaşmamasıydı.
Küçük bir ihtimal bile olsa...
Bir yolunu bulmak zorundaydı çünkü oraya gidiş amaçları vampir avlamak değildi.
Evet kan dökülecekti belki ama bu vampir kanı olmayacaktı.
Sam: Diana, burada mısın?
Diana: Evet, dalmışım sadece.
Sam: İyi misin?
Diana: Son zamanlarda bu soruyu oldukça sık soruyorsun Sam.
Sam: Özür dilerim o zaman. Hal hatır sormak da suç olmuş madem.
Diana: Hayır, öyle demek istemedim. Sadece garip geldi. Bana iyi davranmana alışkın değilim.
Sam: O kadar kötü müyüm?
Diana: Tam bir dengesizlik örneğisin sen.
Bobby: Biraz sussanız da bizde dinlensek?
Diana: Biri atarlı ha?
Bobby: Sadece... Sen neden yanındaki çuval gibi uyumuyorsun biraz?
Diana: Her neyse. Yorulduysan ben kullanabilirim Sammy. Zevkle hemde.
Sam: Dean uyanırsa önce beni, sonra seni öldürür. Biliyorsun değil mi?
Diana: Ben kendimi affettirmenin yolunu çok iyi biliyorum. Sen düşün.
Sam: Ah, Bobby haklı. Kapa çeneni de biraz uyu. Çok yolumuz kalmadı zaten.
Diana: Oyun bozan.
Sam: Evet, gurur duyuyorum.
Sam hafifçe gülümseyerek Diana'ya baktı dikiz aynasından. Gözünde geçmiş yıllar ve Dean'dan arabayı istemeleri canlanmıştı. Çok sık kullanamasına izin vermiyordu Dean, bebeğinin dilinden anlamadığını söyleyip duruyordu hep.
Bazen de -çoğunlukla- önemli bir konu hakkında konuşuyorlarsa ve Dean cevap vermek istemiyorsa ya da kendini affettirmek için veriyordu kendisine değerlisini.
Şimdi ise arka koltukta gözü kapalı teslim etmişti bebeğini. Nedenini biliyordu Sam, Dean'ın yeni Barbie bebeği vardı artık, eskisi o kadar önemli değildi.
Öyle miydi gerçekten?
Diana: Impala ve benim aramda seçim yapmasını isteseler, bu bebeği seçmezse eğer adımı değiştiririm.
Sam: Düşüncelerime mi girdin?
Diana: O kadar yoğun bir enerjisi vardı ki, tutamadım kendimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUH İKİZİ (DEAN WINCHESTER)
FanfictionKader nedir? Kaderiniz siz doğmadan yazılmış mıdır, yoksa yaptığınız seçimlerle onu siz mi şekillendirirsiniz? Peki herşey sizin elinizdeyse, ya da ne kadar karşı koysan da engelleyemezsen? Tüm insanlığın iyiliği için yaşaman gerekiyorsa, masum biri...