Dean, gözlerini yüzünde hissettiği sıcaklıkla araladı. O karşı konulmaz gülümsemesi, güzelliği, siyah bir şelaleyi andıran dalgalı saçları ve bembeyaz elbisesi ile Diana karşısındaydı.
Çekinerek elini uzattı ona. Gerçek miydi? Emin olamıyordu Dean ama bunu yapma isteğiyle yanıp tutuşuyordu. Yavaş yavaş yüzüne yaklaştırdı titreyen elini, bebeksi tenine dokunduğunda her zamanki gibi sıcacık olduğunu fark etti. Pembe yanağındaki elini yavaşça ensesine doğru kaydırdı ve dudaklarını onunkilere bastırdı. Bu tat gerçekti ya da olan her ne ise öyle hissettiriyordu. Karşılığını aldığı o güzel öpücük hiç bitmesin istese de, konuşmak için durmuştu.
Dean: Neredeyiz biz?
Diana: Benim bölgemdesin bebeğim, güvenli bir yer. Seninle vedalaşmadan hiçbir yere gidemezdim.
Dean: Nasıl yaptın bunu?
Diana: Biraz karmaşık, Damon'ın rüya ve hayalleri yönlendirebilme gücü var. Beni kırmadı diyelim.
Dean: Ben, çok üzgünüm. O sen olmamalıydın.
Diana: Dean, bir seçim yaptım ve artık doğru seçim olduğundan eminim.
Dean: Ne demek istiyorsun? Çektiğin bunca acı, yaşadıklarının hepsi benim yüzümden.
Diana: Hayır, bu kader.
Dean: Anlamıyorum. Sana izin vermedim, nasıl oldu bu?
Diana: Başka bir yolunu buldum, öğrenmek istersen eğer Sam sana anlatacaktır.
Dean: Benim dışımda herkes biliyordu öyle mi?
Bunu duymak kırmıştı Dean'i, sırtındaki görünmeyen bıçak izleri omuzlarını çökertmişti adeta.
Diana: Kimseye kızgın olma Dean, sen beni kurtardın. Sana büyük bir teşekkür borçluyum.
Dean: Bu doğru değil. Sana cehennemi yaşattım ben. Ne için? Varlığından bile haberdar olmayan, bencil insanları kurtarmak için. Bu yanlış Diana.
Diana: Dean, ben seni kurtardım ama sen de beni kurtardın. Sen benim diyetimdin Dean. Seni kurtararak günahlarımın bedelini ödedim ve Tanrı beni Cennet'le ödüllendirdi. Saf ve temizlenmiş hissediyorum, artık huzurluyum.
Dean: Gitmeni istemiyorum, gitmek zorunda değilsin.
Diana: Böyle söyleme. Burada kalan ruhlara ne oluyor ikimiz de çok iyi biliyoruz. Hem ben hiçbir yere gitmiyorum bebeğim.
Diana elini Dean'ın kalbine koyup ona biraz daha yaklaştı. Aralarında bir nefeslik bir mesafe vardı sadece. Başını onun çenesine yaslayıp bir süre öylece durdu ve ciğerlerinin tüm odalarına onun kokusunun işlemesi için sadece nefes aldı. Sonra biraz geri çekilip gülümsedi ve konuşmaya devam etti.
Diana: Ben tam burada olacağım. Bazen yüzünü okşayan tatlı bir meltem, bazen tenini ıslatan ılık bir yağmur damlası olacağım senin için. İhtiyacın olan her zaman hemen yanıbaşında olacağım Dean, beni hissedeksin. Güven bana, sana söz veriyorum.
Dean: Diana ben seni-
Sözünü bitirmesine izin vermedi Diana. Narin parmakları Dean'ın dudaklarını hafifçe durdurdu.
Diana: Biliyorum, bunu hissediyorum Dean. Sen olmasan bende olmayacaktım. Şimdi bana bir söz vermeni istiyorum.
Dean: Ne istersen?
Diana: Savaşmaya devam edeceksin.
Dean: Yapamam.
Diana: Karanlığın içinde ne olduğunu biliyorsun Dean ve insanların kurtarılmaya ihtiyacı var. Başını dik tutup asla vazgeçmeyeceksin. Ve kardeşine her zamankinden daha çok dört elle sarılmalısın. Sakın onu suçlama, sen de aynısını yapardın. Elinde olan tek şey o ve siz birlikte güçlüsünüz. Siz hayatta olduğunuz sürece, daima umut olacak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUH İKİZİ (DEAN WINCHESTER)
Hayran KurguKader nedir? Kaderiniz siz doğmadan yazılmış mıdır, yoksa yaptığınız seçimlerle onu siz mi şekillendirirsiniz? Peki herşey sizin elinizdeyse, ya da ne kadar karşı koysan da engelleyemezsen? Tüm insanlığın iyiliği için yaşaman gerekiyorsa, masum biri...