Yarın öleceğini düşünüyordu Dean, Diana'ya izin vermediği için pişman değildi. Sadece bitmesini istiyordu.
Bilmiyordu ki her şey çoktan bitmişti.
Yeşil bakışları odada bir noktaya sabitlendi. Gözlerinin daldığı o noktada, altı yaşında iken ölen annesi vardı sadece. Bu büyüye evet derken, gün gelip bunların olacağını biliyor muydu?
Bunu düşünmeden edemedi Dean. O zaman iyi bir şey yaptığını düşünmüş olsa da, sonuçlarının böyle olacağını emindi ki aklının ucundan bile geçirmemişti Mary Winchester.
Kafasındaki düşüncenin yerini çok geçmeden ÖLÜM aldı. Onun dediğini asla yapamayacağını biliyordu. Ya onunla gidecekti ya da ikisi de kalacaktı. Başka seçenek olamazdı.
Bir mucize gerçekleşmesi için Tanrı'ya yalvarıyordu günlerdir.
Kulaklarına fısıldanılan bir ninni gibi gelen yağmurun sesiyle, fark etmeden kapattı yeşil perdelerini.
Gerçekten ölmeden önce Dünya'da son gecesinin böyle olacağını asla tahmin etmiyordu.
🗝🗝🗝
Sabah olduğunda Sam, Dean ve Diana'nın yattığı odaya gitmek üzere iken koridorda Damon ile karşılaşmıştı. Hızlı bir selamlaşmadan sonra onun da oraya gittiğini anlaması uzun sürmedi.
Damon: Dün olanları gördüm, sonunda dediğini yaptı değil mi?
Sam: Evet. Üzgünüm ama buna izin verdik.
Damon: Biliyorum. Şimdi nasıl?
Sam: En son korkunç bir haldeydi, umarım daha iyidir.
Damon: Ya Dean?
Sam: İyi olacak. Kapıyı sen bulmuşsun, doğru mu?
Damon: Evet, Diana'ya gösterdim. Kesinlikle orasıymış.
Sam: Bizi büyük bir dertten kurtardın.
Damon: Onu ölümüne bir adım daha yaklaştırdım. Bundan nefret ettim. Her şeyimle nefret ediyorum.
Sam: Biliyorum. Sana anlattı mı?
Damon: Elena'yı mı kastediyorsun?
Sam: Evet. Umarım işe yarar ve en azından birimizin hikayesi iyi biter.
Damon: Umarım. Teşekkür ederim Sam, her şey için.
Birlikte koridorun sonundaki odaya ilerlerken içeriden gelen bağırışla adımlarını koşara çevirdiler hemen. Açtıklarında ise gördükleriyle yerlerine çivilenmişlerdi.
Dean yerde dizlerinin üstüne çökmüş kan kusuyor, Diana ise yatakta nefes almak için adeta çırpınıyordu. Onun da kan kusması cok yakındı. Ne yapacaklarını bilmez halde yanlarına ilerledi ikisi de. Dean daha kötü durumdaydı. Anahtarın ondaki parçası yaralayıcı ve büyüktü.
Sam hemen ağabeyine destek çıkıp onu ayağa kaldırdı ve kolunun altına girip sarılarak yürütmeye çalıştı. Damon'da o sırada Diana'nın nefes alabilmesi için pozisyonunu değiştiriyor ve camı açmaya çalışıyordu.
Bir süre sonra sinyal sesine benzeyen bir gürültü ulaştı kulaklarına. Tiz ve dolgundu aynı zamanda.
Çok geçmeden de yer sarsıntısı başlamıştı. Herkes bir yerlere tutunmaya çalışırken gözler dışarıya odaklanmıştı. Kırmızı ve mavi renklerde iki ışık etrafı Kuzey Işıkları gibi sarıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUH İKİZİ (DEAN WINCHESTER)
FanfictionKader nedir? Kaderiniz siz doğmadan yazılmış mıdır, yoksa yaptığınız seçimlerle onu siz mi şekillendirirsiniz? Peki herşey sizin elinizdeyse, ya da ne kadar karşı koysan da engelleyemezsen? Tüm insanlığın iyiliği için yaşaman gerekiyorsa, masum biri...