6.Bölüm

374 116 82
                                    

4 YIL ÖNCE

"Hey hile yaptın!"

"Sadece güçlerimi kullandım." dedi Quentin omuz silkerek. Yüzünde pis bir sırıtış vardı. Elindeki futbol topunu Claire'e fırlattı. Top hızla Claire'in üzerinden geçti ve yere değmeden önce havada kaldı.

"Aa bunu ben yapmadım." dedi Quentin. Top yavaşça yere düştü. Claire korku ile Quentin'e baktı.

"Neler oluyor!?"

Joseph boğazını temizledi. Her zamanki gibi esrarengiz ses tonu ile konuşmaya katıldı.

"Kız. Öğreniyor."

GÜNÜMÜZ

"Pekâlâ. Şimdi ne yapmamız gerekiyor sayın psişik insan?" dedi Sam Joseph'e bakarak. Joseph gülümsedi. Gülümseyince yüzündeki kırışıklıklar belli oldu. Claire bir kez daha onun ne kadar yaşlı olduğunu farketti. Büyük ihtimal hayatının son seneleriydi. Daha ne kadar yaşayabileceğini düşündü Claire.

"Bir süre burda kalın. Sonra yola çıkarsınız." dedi Joseph sessizliğini bozarak. Zaten hep sessiz biri olmamış mıydı? Claire onlarla yaşadığı bir yılda bol bol tedirginlikler yaşamıştı. Sessizce hareket ediyor, sessizliği seviyordu Joseph. Bazen yanında olduğunu saatlerce fark etmediği olmuştu.

Elliot düşünceliydi. Claire'in bunu farketmesi uzun sürmemişti. Havanın kararması sebebiyle herkes odaya yöneldi. Sam içeri girdikten sonra Claire Elliot'ı kolundan tutarak çekti.

"İyi misin?"

"Evet. Ne oldu?"

"Düşünceli gibisin."

Elliot yavaşça Claire'i ittirdi.

"Normal değil mi!? Bilmediğimiz bir yere getirdin bizi. Hemde saçma sapan çocukça bir nedenle. Dünya'yı kurtarmakmış." dedi elleriyle abartılı bir hareket yaparak. Claire kırıldığını belli ettirmeden ona baktı. Cidden böyle mi düşünüyordu. Gözlerinin içine bakarken gözlerinde korku gördü. Nefret değildi bu. Bir süre sonra zihninde bir kelime belirdi. "Öleceğim."

"Bunu da nereden çıkardın?"

"Neyi? Ben bir şey söylemedim." dedi Elliot hışımla.

"Ölmeyeceksin."

"Sen zihnimi..."

"Evet. Okudum. Nasıl bilmiyorum. Umrumdada değil. Fakat sen Elliot West ölmeyeceksin."

Elliot şaşkınlıkla bakarken Claire yanağına bir öpücük kondurdu ve tek bir söz söylemeden içeri girdi.

Yatağına uzanmıştı ki Elliot şaşkınlıkla içeri girdi. Odada bir adet çift kişilik yatak ve kanepe vardı. Duvarlar bembeyaz renkteydi. Yerdeki tüylü ve kabarık halı da dahil olmak üzere her şey birbiri ile uyum içerisindeydi. Duvardaki tablo Elliot'ın dikkatini çekti. Bir çiftlik evi, mısır tarlası ve korkuluk. Ne ürkütücü ama! Yalnız hissetmesine sebep olan tabloyu esgeçerek kanepeye uzandı Elliot. Gözlerini tavana dikti. Ardından Claire ve Sam'e bir bakış attı. Sam yatakta sürekli dönüyor bir türlü uyuyamıyordu.
Sonra durdu.

"Ciddi miydin Claire?"

"Neyde?"

"Dünya'yı kurtarmakta. Dünya'yı onlardan arındırmakta. Bunlar cidden yapılabilir mi? Ya da biz yapabilir miyiz?"

"Bilmiyorum. Joseph'in dediğine göre önümüzde seçimler var. Ama bilmiyorum. Ya doğru seçimleri veremezsem."

"Ben sana güveniyorum Claire. Yapabilirsin."

Elliot yavaşça gözlerini kapadı. O da öyle umuyordu. Doğru seçimleri vermesini.

*
*
*

4 YIL ÖNCE

"Tamam... Yani birden çok gücüm var ve sen bunu bilmene rağmen bana yeni söylüyorsun Jo." dedi Claire. Sesi sinirden titriyordu. Böyle bir şeyi nasıl ona söylemezdi?

"Olacakları önceden bilmen, kaderi değiştirebilir." dedi bilgece.

Claire Joseph'in haklı olduğunu bilmesine rağmen sinirliydi. Siniri ile içeri girdi. Tepine tepine yürüyordu. Aniden karşısına çıkan adam ile irkildi.

"Merhaba Claire."

"Neden herkes benim adımı biliyor?"

Adam gülümsedi. "Ben Matthew. Matt diyebilirsin. Beni ablan gönderdi."

Claire ablasının adını duyar duymaz sağ tarafındaki bıçağı kaptı. Adam gülümseyerek Claire'e doğru bir adım attı. Claire bıçağı adamın omzuna sapladığında gelen tepki hiç beklediği gibi değildi. Adam bıçağı çıkararak Claire'e doğru gelmeye devam etti. Sonra aniden duvara fırladı. Duvarı delerek dışarıya doğru uçtu.

Quentin arkasındaydı elini adama doğru tutmuştu.

"Claire git, hemen!"

Claire tereddüt etmeden dışarı çıktı. Joseph çoktan arabaya binmişti. Claire'in içeri girmesinin ardından, Quentin de arabaya bindi. Sonra hareket ettiler.

GÜNÜMÜZ

Sam gözlerini açtığında Claire yanında yoktu. Aynı şekilde Elliot da kanepede değildi. Çok geç kalktığını o zaman fark etti. Fakat kaz tüyü ile doldurulmuş yastıktan kalkmak istemiyordu. Kendisi ile çelişmesine rağmen doğru kararı vererek başını kaldırdı. Gecenin soğuğu ile buz gibi olmuş olan yorganı üzerinden attı. Ayağa kalkıp esnedi. Tipik bir genç kızdı. Hızlı iyileşebilme yeteneğini sınıfta kazanmıştı. Okula düşen meteor çoğu öğrencinin ve öğretmenin ölmesine neden olmuş, ona ise yeni güçler kazandırmıştı. Kafasındaki orijin hikayesini bir kenara attı Claire. Halının üzerine bir adım atarak ayaklarının halının tüylerini hissederek rahatlamasına izin verdi. Terliklerini giyerek odadan ayrıldı. Kapıdan çıkınca sağa döndü ve sesin geldiği yönü takip etti.

"Peki nereye gideceğiz?"

"Her şeyin merkezine. Şuan Koloni denilen yere. "

"Bu intihar olur." dedi Claire.

"Yanlarında sen varken kolay bile olur." dedi Joseph. Bunu derken gülümsemişti. Sam paytak adımlarla kimseyi aldırmadan kahvaltıya başladı. Yaklaşık yarım saat sonra kahvaltısını bitirmişti.

"Ee... Ne zaman gidiyoruz?"

InvisusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin