14.Bölüm

176 50 23
                                    

GÜNÜMÜZ

Sam endişeli bir şekilde Claire'in yanına oturdu. Bir kaç bardak içtiği viski başının ağrımasına sebep olmuştu. Hızlı iyileşmek. Güzel bir şey olsa da bazen kötü bir şey olabiliyordu. Beş saniye önce başında oluşan ağrıdan şuan eser yoktu. Bu iyi bir şeydi fakat düşüncelerinin bulanıklaşmasına sebep olan alkolün etkisi de artık gitmişti.

"Harika... Sarhoş da olamıyorum."

Claire başını kaldırıp Sam'e baktı. 

"Neden sarhoş olmak istiyorsun?"

"Sadece denemek istemiştim." diye basit bir cevap verdi Sam.

Claire göz devirdi ve buzlu camdan dışarıya baktı. Barın önündeki arabanın belli belirsiz şeklinden başka hiçbir şey yoktu. Başını içeriye çevirdiğinde Sam'in elleri ile masada ritim tutmakta olduğunu fark etti. Elliot ise derin bir uykudaydı. 

"Sam. Tüm bunlardan önce ne yapıyordun?"

"Ah klasik soru... Tüm bunlardan önce sadece okul ile meşguldüm. Bilirsin popüler kız olmak, derslerde düşük not almak... Klasik şeyler."

Claire kuşku ile Sam'e baktı. Onu hiç böyle düşünmemişti. Okuldaki amigo kızlardan mıydı? Yoksa iki üç arkadaşı ile gezen popüler kızlardan mıydı? Fakat bunun şuan önemi yoktu. Karşısındaki masum kıza baktı sadece. Onun tanıdığı Sam'e... Geçmişin önemi yoktu. Tek önemli olan günümüzdü...

"Peki ya sen?"

Soruyu duymasına rağmen cevap vermedi Claire. Düşüncelerine daldı ve o ortamdan uzaklaştı.

3 YIL ÖNCE

"Ben burayı yönetemem Angela! Sen varken buna ihtiyacımız yok. "

"Ben onlarla başa çıkamam. Ama sen bunu yapabilirsin. "

"Ne için? Sen baştayken oldukça güzel idare ediyoruz. "

"Anlamıyorsun. Onlar- Yakında istemediğimiz şeyler olabilir. "

Elliot Angela'yı tutarak kendine çekti. Kollarının arasına sıkı sıkı aldı onu ve kulağına yavaşça dudaklarını yaklaştırdı.

"Sana bir şey olmasına asla izin vermeyeceğim. "

"Biliyorum. " diye fısıldadı kız.

"Senin sadece doktorum olduğun zamanları hatırlıyor musun? "

Angela yavaşça Elliot'ın yüzüne baktı. Ardından Elliot yaklaşarak dudaklarına küçük bir öpücük kondurdu. Kızın yüzünde ufak bir gülümseme belirdi. Masum, mutlu fakat acı dolu...

Sadece dakikalar boyu süren sarılmaları ona saatler gibi gelmişti. Gülümseyerek Elliot'ın yanağına bir öpücük kondurdu.

GÜNÜMÜZ

Elliot kendine geleli yaklaşık 15 dakika olmuştu. Dört ve ya 5 saatlik uyku ona iyi gelmiş olsada alkol baş ağrısına sebep olmuştu. Karşı karşıya oturmuş Claire ve Sam'i izliyordu. 15 dakikanın ardından kafasını kaldırdı ve ayağa kalkarak onlara yöneldi. Hızla Sam'in yanına oturdu ve saçlarını karıştırarak gülümsedi.

"Günaydın uykucu. " dedi Sam kıkırdayarak. Ardından "Mutlu gibisin. " diyerek devam etti.

"Aslında bakarsan...  Harikayım. Dünya'yı kurtaracağız ve şuan tamamen motive olmuş durumdayım. "

"Hey, sakin ol şampiyon. Daha ne yapacağımızı bilmiyoruz."

İkisi aynı anda Claire'e döndü. Claire yavaşça dudaklarını araladı. Sesi titriyordu.

"Sadece onlara...  Her şeyi ödeteceğim. Her şeyi... "

*
*
*

Elliot bu sefer sürücü koltuğuna geçmişti. Gözleri yol ve dikiz aynası sayesinde gördüğü Claire arasında gidip geliyordu.

Ardından kolunda bir dirsek hissetti. "Ne var? " dercesine Sam'e döndü ve Sam'i gülümserken gördü.

Cidden bunu yapacak mıydı? Geçmişte yaşananları biliyorken, her şeyi biliyorken...

Sessizliği Claire bozdu.

"Yaklaşık bir haftamız var. Her şey sonlanmadan, her şeyi bir sonuca kavuşturamadan önce. Ve sen Elliot West. O düşünceyi aklından çıkar! "

Elliot şaşkınlıkla dikiz aynasından Claire'e baktı. Yine yapmıştı. Düşüncelerini okuyabiliyordu.

"Nasıl isterseniz hanımefendi."

Sam birden ciddileşerek Claire'e döndü.

"Sence cidden yapabilir miyiz? Onları alt edebilir miyiz? "

"Yapacağız. Ve onu her şey için pişman edeceğim. Her şey için. "

Yapabilirlerdi. Elliot bunun farkındaydı. Fakat bunu asıl yapacak kişi onlar değil Claire'di. Onlar sadece bir piyondu. Ve şahı mat edecek olan Claire'di.

InvisusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin